İLİŞKİLİ HABERLER
İnşallah bir gün ben de kapanacağım!
İnşallah bir gün ben de kapanacağım!
Hacı olduktan sonra başını kapayan sosyetenin 'Hanımağa' lakaplı ünlü siması Nadire İçkale'nin bu yıl boşanan kızı Diyar İçkale de kapanmaya hazırlanıyor: Çok küçük yaştan beri namazımı kılarım, ibadet ederim. Annemlerle birlikte çok kez umreye ziyarete gittim. İnşallah bir gün ben de kapanacağım..
Bir imparatorluğun varisi Diyar İçkale... 14 yaşındayken trafik kazasında kaybettiği babası Mehmet İçkale'nin 'ortanca'sı... Annesi Nadire İçkale; nam-ı diğer 'Hanımağa', biraz da Mekke'nin modern, tırnak içindeki muhtarı... Ağabeyi Ozan İçkale... Türkmenistan'da girip kazanmadığı ihale yok gibi. Erkek kardeşi Ömer İçkale, babası gibi İTÜ İnşaat mezunu ve son olarak Antalya'da 100 dönümlük bir alana Spice Otel'i inşa etti. Babasının 'ortanca'sı Diyar da tam bir işkolik. Bülent Ceylan'la evliliği bitse de çocukluk arkadaşı oldukları için ilişkileri travmasız sürmekte. Kızları Berat Nehir, henüz altı aylıkken umre görmüş nadir bebeklerden... Diyar İçkale'yle ailesini, geçmiş acılarını, önüne koyduğu hedefleri ve annesini konuştuk...
* Nasıl bir ailesiniz siz?
Acayip romantik bir aileyiz. Hem sevgimizi, hem mutluluğumuzu, hem de üzüntümüzü uçlarda yaşarız. Birbirimize çok bağlıyız, ama babamızı çok küçük yaşta kaybettik biz.
* O günü hatırlıyor musunuz?
Biz annem ve küçük kardeşimle Çengelköy'deki yalımızdaydık. Annem, babamın Londra'dan iş arkadaşlarının eşlerini ağırlıyordu. Babamın öleceğini rüyamda görmüştüm aslında; anneme bütün gün anlatacağım dedim, ama hiç vakit olmadı o telaşta, anlatamadım. Sonra da haberi aldık zaten. Büyük ağabeyimle babam Ankara'daydılar. Babam bir baraj inşaatına gidecekti. Cebinde uçak biletiyle öldü... Çünkü uçakla gidecekti ama kontrolörlerden biri uçaktan korkuyormuş, babam da onu yalnız bırakmamak için kara yoluna karar vermiş son anda. Ağabeyime de 'sen kal' demiş. Yoksa ağabeyim de onunla gidecekti. Kaza haberi geldi sonra, ama hemen söylemediler. 'Ankara'ya gelin' dediler.
MORGA GİDİP BAKTIM
* Ankara'da söylediler tabii..
Söylediler de, psikolojik bir mekanizma varmış ve biz kardeşler olarak inanmadık, acı gerçeği inkar etme yoluna başvurduk. Onun üzerine annem psikologlarla konuşmuş, bizi morga götürdü ve babamızı gösterdi. İnanmak zorunda kaldık. Benim saçlarım belimdeydi; babamı ölü gördüğüm gün, çocukluk arkadaşımla birlikte berbere gidip saçlarımı sıfır numaraya vurdurttum ilk tepki olarak. Bilkent'te okuyan ağabeyim 'okulu bırakıyorum' dedi, annem onu da hemen Londra'da bir okula yazdırdı, kurtardı.
* İnanç meselesini öne çıkaran bir ailesiniz. Sizin de anneniz gibi kapanmanız söz konusu mu?
Çok isterim. İnşallah bir gün kapanacağım. Ama bu biraz hazırlık isteyen bir şey. Ben çok küçük yaştan beri namazımı kılarım, ibadet ederim. Annemlerle birlikte pek çok kez umreye ziyarete gittim. Annem ve ağabeyim hacı oldular. Ben henüz hacı değilim, ama altı aylık kızımı yanıma alıp o huzuru yaşamak çok istemiştim, yaşadım da... Benim kızım kadar küçüğünü görmedim; ama o kutsal mekanlarda anneler ibadet ederken ortalarda dolaşan pek çok çocuk vardı ve çok güzel bir anıydı.
ANNEM ÇÖP TOPLUYOR
* Anneniz eskiden kapalı değildi, şimdi hem kapandı hem fazla göz önünde değil. Sizi de evliyken pek görmezdik. Ailede kadın-erkek eşitliği bakımından neler yaşanıyor? Herhangi bir strateji söz konusu mu?
Hiçbir strateji yok. Her şey eskisi gibi aslında. Sadece babamızı erken kaybetmenin bizde yarattığı bir korku var. Annem röportaj vermiyor, çünkü biz çocukları olarak ona nazar değmesinden korkuyoruz. Böyle bir inancımız var; annemiz görünürse, ona zarar gelecek gibi hissediyoruz. Ben de evliyken eşim olmadan asla bir yerde görünmezdim; bu çok doğal geliyor bana, ama şimdi iş hayatındayım. Sadece işimi yapıyorum. Annem de çok çalışıyor. Yazık bazen sıcaktan bunalıyor, bol bir komando pantolonunu geçiriyor üstüne, başı bağlı modern bir kadın olarak sahilde elinde poşet, çöp topluyor. Gece gündüz çalışan bir ana kızız biz. Eşitlik mi bilemem; ama ağabeyim ve erkek kardeşimle en ufak bir problemimiz olmuyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
İnşallah bir gün ben de kapanacağım!
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/04/gny/haber,3F4300E6D5D7408EAB59C6AC722A06E5.html
Tüm hakları saklıdır.