Sahne kıyafetlerinde değişim içine girdiğini söyleyen Özlem Tekin: Hayranlarım sürekli deri pantalon, çizme ve atletten rahatsız oldu.
Özlem Tekin'in hiç bilmediğiniz halleri
Rock müziğin sevilen sesi Özlem Tekin, günlük hayatına dair merak edilenleri Cosmogirl dergisine bir bir anlattı. Üstelik 'altı farklı halini' kılıktan kılığa girerek canlandırdı..
Konserlere hep yorgun çıkarım
* Sahne kostümlerimi, Behice adlı modacı bir arkadaşım hazırlıyor. Senelerce kostüm diye bir şey yapmadık; deri pantolon, atlet, çizmeyle çıktım sahneye. Hayranlarım bu durumdan rahatsız olunca, konsepti değiştirdik.
* Konserden önceki gece pek uyuyamam. Çok fazla adrenalin salgılıyorum ve uykum kaçıyor. Hele konser başka şehirdeyse; uçaklar, yollar. Genelde yorgun giderim konsere.
* Sahneye çıkmadan önce bütün orkestra arkadaşlarımla kuliste bir araya gelip, ellerimizi ortada birleştirip; basketçilerin yaptığı gibi bağırırız. Bunu uğur getirsin diye mutlaka yaparız. O olmazsa işimiz eğreti gidecek gibi geliyor bize.
Yaşlandım ve bıraktım
* Kick-box, fitness, kendo, yüzme ve vücut geliştirme yaptım. Bıktım spor yapmaktan yıllardır. Ama yer jimnastiği yapmayı çok isterdim. Hatta annem küçükken beni kaydettirmek için götürmüş ama ben korkup kaçmışım. Keşke gitseydim.
* Hareketsiz kaldığım zaman, hiç vicdan azabı çekmiyorum. Spor yapmayacağım artık. Durdum ve bu da kendi seçimim. Vücudumun bozulmasından bana ne? Yaşlandım, bıraktım artık. Formda kalmaya çalışmak da çok gıcığıma gidiyor.
* Koyu Fenerbahçeliyim. Maçları takip ediyordum ama arkadaşlarım 'çok gürültü yaptığım ve kavga çıkarttığım' gerekçesiyle yasakladılar!
Tatlıyla hiç işim olmaz
* Yeşil sebzeleri aldıktan sonra onları teker teker yıkamaktan, sirkeli suda bekletip, ayrı ayrı kaplarda dolaba kaldırmaktan büyük zevk alırım.
* Bulaşık da yıkarım, bulaşık makinesi de boşaltırım. En nefret ettiğim mutfak işi ise; kızartma tavası gibi çok beklemiş bulaşıkları yıkamak olabilir.
* En favori yemeğim; köfte, patates ve biradır. Tatlı ise hiç sevmem, işim olmaz. Bazen yaz aylarında dondurma yiyebilirim.
Fırfırlı örtü kullanmam!
* Ben pek misafirperver değilimdir; ama erkek arkadaşım misafiri çok sever. Çok güzel yemek yapar ve arkadaşlarını davet etmekten çok hoşlanır. Dolayısıyla benim de bir süredir öyle bir hayatım var. Yani davet etmem ama misafir geldiğinde de iyi ağırlarım.
* Akşam yemeği davetlerinde masa düzenine önem veririm. Çok basit bir şey yeniyorsa bile masayı çok güzel süslerim. Fırfırlı masa örtüleri falan kullanmam tabii ki! Amerikan servisi tercih eder, peçeteleri farklı farklı katlarım.
* "Güzel yemek yaparım" diye iddiam yok. Bazen kötü yemeklerim de oluyor ama kimse bir şey demedi şimdiye kadar.
* Tabakları takım kullanmam. Sıkılıyorum aynı şeyleri görmekten. Değişik aldığım için, eve kalabalık misafir geldiğinde rezil oluyorum.
Yatağım çift kişilik olmalı
* Yatarken pijama giyerim. Mümkün olduğunca düz nevresim takımları kullanırım. Çiçekli böceklileri sevmem. Saten de kullanmam; onların görüntüsü şık ama uyku için hiç rahat değiller.
* Uyuduğum oda çok karanlık olmalıdır. Işıktan çok rahatsız olursam uyku pedi kullanıyorum.
* Hayatım boyunca yattığım ve kalktığım saat hiç belli olmadı. Ama tercih ettiğim, 24.00 gibi yatıp, 07.00 gibi kalkmak. Çok uyumayı hiç sevmem. Kaçta yatarsam yatayım, erken kalkmaya çalışırım. Tek kişilik yatakta da yatamam.
* Yatağa girmeden önce eğer çok aşırı yorgun değilsem, mutlaka makyajımı temizlerim. Çok üşensem de kremiydi, toniğiydi derken yüzüme epey zaman harcıyorum.
* Çok sık kabus görürüm. Kenara not alsam, sağlam bir korku filmi çıkar. Yattığım yeri de yadırgarım.
Yayın tarihi: 1 Ağustos 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/01/gny/haber,23A8F974A4B74A56B66BE168DD0A9876.html
Tüm hakları saklıdır.