Yalıdan çıkıp kasap dükkanına geliyor

Uzun zaman oldu. Hep iş dünyasının önde gelenlerine mikrofon tuttum. Hayatlarını, mücadelelerini, başarılarını ve bazen de başarısızlıklarını dinledim. Şirketlerin üst düzey yöneticilerinin bir çoğunun aslında bulundukları o önemli pozisyonu terketmeyi, bir dönem işten uzaklaşmayı hatta balık tutmayı istediklerini işte bu yüzden çok iyi biliyorum. Zaten Microsoft gibi global şirketlerin vazgeçilmez yöneticilerine bir süreliğine bu tarz izinler verdiği de bir gerçek. Yani demem o ki, insanlar hayatlarının bir döneminde yaptıkları işi müthiş sorgulamaya, başka bir işin hayalini kurmaya başlıyor. Ama bazen cesaret edemiyor, bazen geç olduğunu düşünüyor. Bazen de sırf alışkanlıkları onları böylesi önemli kararlar almaktan alı koyuyor. Tasarımcı, konfeksiyon üreticisi iş kadını Hayat Alemdar'ın öyküsünü; yaşadığımız bu önemli 'seçim' gününde, özellikle 'iş hayatında yaptığı işi sorgulayanların' ilgiyle okuyacağına eminim.

İstanbul'un 20-30 yıl öncesini bilenler, Teşvikiye'de karakolun tam karşısındaki mağazının ismini hatırlayacak, "Handan&Hayat". Hayat Alemdar ablası Handan Alemdar ile birlikte konfeksiyon imal edip, bu mağazada da uzun yıllar satışa sundu. 32 yıl önce kurulan Handan&Hayat, konfeksiyonun gözde isimleri Vakko ve Beymen'e de model yapıp sattı. Bir dönem ihracata da büyük üretimler yaptı. Daha sonra Gültepe'de 350 metrekare kurulu atölyelerinde ihracata dönük üretim yapan iki kız kardeşten, Handan Alemdar ortaklıktan ayrılınca, Hayat Alemdar da biri Teşvikiye'de öteki Suadiye'de bulunan mağazaları kapattı. İhracata ve iç piyasaya konfeksiyon üretimini durdurmadı.

36 YTL'YE ÖZEL ET
Ama Hayat Alemdar'ın aklında hep kasap dükkanı açmak vardı. Bu istek öylesine baskındı ki, tasarımları Vakko ve Beymen tarafından çok beğenilmesine rağmen konfeksiyon işini tamamen bırakmayı bile düşünüyordu. Hayat Alemdar'a, "Konfeksiyon işiniz bu kadar iyiyken, ünlü markalara tasarım yapıp, modelleri kabul ettirip, sonra da imal ediyorken, niye birden kasap olmak istediniz' diye soruyorum. İlginç bir cevap veriyor: "Yemek yapmayı çok seviyorum. Ama bu işe hobi olsun diye girmedim. Baktım, müthiş bir müşteri var ama bazı semtlerde hizmet alacakları hiç bir dükkan yok. Bakın burada yani Kavacık'ta o kadar çok villa, aşağıya inerseniz yalı var ki. Bir gün baktım, sosyetenin bir numaralı kuaförü Erdem Kramer gelip burada dükkan açtı. O gün dedim ki Erdem Kramer geldiyse, ben de gelirim." Hem zaten, son zamanlarda özel dinlendirilmiş etlerin satıldığı özgün kasaplar İstanbul'un gece kondu semtlerinde üst gelir grubundan müşterilerle buluşmaya başladı ve çok da ilgi çekti. Hayat Alemdar, kasap dükkanına İsviçre lisanında küçük hayat anlamına gelen Hayatli adını vermiş. Anlattıklarına bakılırsa, çevrenin ilgisi müthiş olmuş. Alemdar'ın tasarımcı kimliği kasap dükkanına da yansımış. Son derece hijyenik dükkandaki avizeden, koltuklara, etlerin sergilendiği vitrine kadar her şeye çok özenilmiş. Balıkesir ve Keşan yöresinden gelen etler önce aşçılar tarafından test edilmiş. Kalitesi ve lezzeti önceden onaylanmış bu dükkanda marina edilmiş bonfilo 36 YTL'den, kıyma 20 YTL'den satılıyor.

SUNSET ET İSTİYOR
Hayatli, et işine bu kadar ciddi yaklaşınca, başta Sunset ve Ulus 29 olmak üzere ünlü restoranların ilgisini çekmekte ise gecikmemiş. Hayat Alemdar ile söyleşi yapmak üzere Kavacık'ta buluştuğum gün, dükkanda Sunset'in aşçısıyla karşılaştım. Alemdar, 'Anlaşırsak et vereceğiz' dedi. Sonradan öğrendim ki, Teşvikiye'de yapılmakta olan yeni alışveriş merkezinin içinde yer alacak olan Fransız et restoranı da etleri Hayatli'den almak için görüşmelere başlamış.

KONFEKSİYONA DEVAM
Kasaplık mesleği aileden gelen ortağı Kürşat Şimşek ile birlikte Kavacık'ta hizmet vermeye başlayan Hayat Alemdar, istemesine rağmen konfeksiyonu da bırakamamış. Çünkü Vakko sipariş vermeye devam etmiş. Bunun üzerine, Hayat Alemdar kasap dükkanının hemen yanındaki dükkanları da kiralayıp, atölyeye çevirmiş ve konfkesyon işini de bütik düzeyinde sürdürmeye ikna olmuş.