Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti, Atatürk Cumhuriyetinin devamı için, AKP'nin durdurulması, hatta geriletilmesi gerektiğine inanıyorum. Sandığa bu amaçla gideceğim. Gitmeye mecburum. Çünkü,
gitmezsem, oy kullanmazsam, bu seçim sistemimiz sonucu, AKP'ye oy vermiş gibi olacağım.. Oyumu barajı aşabilecek partilerden birine vermek zorundayım.. Çünkü baraj altında kalan partilere verilen oylar, tıpkı sandığa gitmeyenlerinki gibi değerleniyor ve gene birinci partiye yazılıyor. Bu sistem sayesinde, 2002'de seçmenlerin sadece yüzde 24.5'undan oy alan AKP, Meclis'in yüzde 66'sını ele geçirip, 363 milletvekili çıkardı. Her istediğini yapacak bir sayıya ulaştı ve önce hükümeti, sonra, ülkenin önemli, resmi, sivil kurumlarını ele geçirmeye, yandaş, fikirdaşlarına teslim etmeye başladı.
En önemli kurumlar, Milli Eğitim düştü.. Emniyet düştü.. Spor kurumları, federasyonlar ele geçirildi. Kulüpler birer ikişer teslim olmaya başladılar. Dönemde zenginler daha zengin olduklarından, AKP'nin fena halde dümen suyuna girdiler.
En kötüsü de medya teslim oldu. Böyle olunca, seçmenin beynini yıkamak kolaylaştı.
Bir seçim dönemi daha, nerelere gideceğimizi, 50 yıllık gazetecilik deneyimlerim gösteriyor.
Bu yüzden AKP durdurulmalı, diyorum.. Cumhurbaşkanlığını da ele geçirecek AKP'nin işi nerelere vardıracağını tahmin edebiliyorum.
Ahmet Necdet Sezer, geçen dönem aslında AKP'nin en büyük şansı, buhar kazanının sigortasıydı. Onun dahi farkına varamadılar. Şimdi bu makamı da ellerine geçirirlerse, neler olabileceğini görebiliyorum.
AKP durdurulmalı.
Bunun yolu Meclis'e en az üç, hatta dört partinin girmesi..
İkili Meclis bugünkü tabloyu tekrarlar..
Barajı zaten aşacak CHP'ye sadece bu yüzden bile oy vermem. Bir de Deniz Baykal faktörü olunca hiç vermem.. Dün yazdım.
Geriye baraj civarında üç parti kalıyor.. DP.. MHP.. Genç Parti..
Genç Parti parti değil.. Kadrosu yok..
İbrahim Tatlıses'i İstanbul'da liste başı yapan bir partiye oy vermem mümkün değil.. Kaldı ki.. Genç Parti'nin seçime girmesini en çok AKP istiyor. Geçen seçimden zaferle çıkmalarını 2002'de
Cem Uzan sağladı. DYP ve MHP'nin baraj altında kalmasına sebep oldu. AKP bu yıl da ayni taktiği güdüyor. Genç Parti'nin barajı aşabileceğini düşünseler, Uzan'ı çoktan durdurmuşlardı. İzin verdiklerine göre, korkmuyorlar. "Barajı geçmez, ötekileri de geçirmez" diye düşünüyorlar.
Geriye kalıyor, DP ve MHP!..
Erkan Mumcu son dakika kazığını atmasa, DP, bu seçimden birinci bile çıkardı. Öyle bir sinerji yaratılmıştı. Ama her şey mükemmel giderken, Mumcu, geçen seçimde
Kemal Derviş'in sola oynadığı oyunu, sağda sahneye koydu ve DP'yi daha kurulurken bitirdi.
Mumcu niye böyle davrandı, bilmiyorum. Parti liderleri içinde "Arkadaşım" diyebileceğim tek kişi o.. Evime gelir.. Birlikte ne keyif geceleri yaşadık geçen yaz.. Ama sormadım bile "Neden" diye.. Bir şeyler söyleyecek mutlak. Ben inanmayacağım. O zaman niye sorayım ki..
Ne var ki, söylenenleri o da duydu sanırım.
Bir fiskos..
Süleyman Demirel aramış "Mehmet Ağar'dan kop" demiş.. Hüsamettin Cindoruk'tan naklediliyor bu söylenti.
İkinci fiskos.. Amerika'dan
Fethullah Gülen'den maddi, manevi büyük baskı gelmiş..
"Amerika ve ben, AKP'nin bir dönem daha kalmasını istiyoruz. Kenara çekil, sıranı bekle, gelecek seçimde seni destekleyeceğiz. Şu da sus payın.." İkisi bir birinden tatsız fiskosların. Ama Mumcu öyle beklenmedik bir şey yaptı, pişmiş aşa soğuksuyu öyle öldürücü bir anda katıp AKP karşısında en güçlü olacak, hatta seçimden birinci çıkacak partiyi öylesine bitirdi ki, herkes öküzün altında buzağı avına çıktı, haklı olarak.
Şimdi artık DYP bile olmayan DP barajı aşabilir mi?.. Zor görünüyor..
Ayrıca
Mehmet Ağar'ın söylemleri giderek AKP'ninkilere yaklaşıyor. Seçim sonrası AKP ortak aramak zorunda kalırsa hükümet için, DTP'li Bağımsızlar (!) kadar, Mehmet Ağar da yakın onlara..
O zaman geriye kalıyor MHP..
Babam bu partinin adayıyken ve Milli Bakiye Sistemi varken, yani ülke çapında verilmiş her oy Meclis'e yansırken bile, ben bu partiye oy vermedim..
Bugün, AKP'nin böylesi iktidara gelmesine sebep olan ve geçen seçimde partisine tam bir hezimet yaşatan Devlet Bahçeli'ye, hele o miting meydanlarındaki "İp" ayıbından sonra nasıl oy veririm peki?.
Vermek zorunda olduğum için..
AKP'yi durdurmanın yolu, benim için MHP'den geçiyor bu seçimde.. Seçim öncesi en demokrat davranan lider oldu, Bahçeli.. Muharrem Şemsekler, Tuğrul Türkeşler başta, tüm muhaliflerini en iyi yerlerden liste başı yaparak Deniz Baykal'a ders verecek kadar.
İstanbul'da, benim bölgemde de tepeye
Gündüz Aktan'ı koydu. Gündüz sınıf, kantin ve spor salonu arkadaşım benim Mülkiye'den.. 4 yılımızda hemen her gün beraberdik, Gündüz, Ahmet (Kışlalı) ve ben.. Öylesi.. Çok iyi tanırım. Çok güvenirim. Yıllarca Büyükelçilik yaparak dünyayı tanıdı. Dışı da, içi de iyi bilir.. Radikal'deki yazılarının hemen hepsine imzamı atarım.
Öteki sınıf arkadaşlarım, Mustafa Özyürek (CHP) ve Burhan Özfatura (DP) kusura kalmasınlar.. Bu seçimlik Gündüzcüyüm.. Oyum MHP'ye, yani!.
Bugünkü Tüm Yazıları
Oyu, akıllı ve mantıklı kullanmak..
Yayın tarihi: 19 Temmuz 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/19//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.