kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Temmuz 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Megafonlu demokrasi

CUMARTESİ günü gittiğim sinemada yine 15 dakika boyunca reklam izledim. Para verip, bilet alarak "sadece sinema filmi izlemek amacıyla" gittiğim bir salonda bana 15 dakika "reklam dayatılmasına" zaten oldum olası tepkiliydim. Bir de ne göreyim? Bir partinin 4 dakikalık seçim reklamı perdede... Yahu benim amacım, hafta sonu iki saatliğine bile olsa şu gergin siyaset ortamından kurtulup, hoşça vakit geçirmek. Bana ne onun bunun seçim propagandasından? Asıl anlayamadığım ise televizyonda partilerin reklam filmi yayınlamaları yasaklanırken, gazetelerde ve sinema salonlarında serbest olması. E bunların hepsi de "iletişim mecrası" değil mi? Peki bu ayrımcılık niye? Partilerin birbirinin kopyası oy çığırtkanlıklarını her gün ekranda görmeye bayıldığımdan değil, bu çifte standartlı uygulamanın sözde "demokrasi" için yapıldığı söylenen bir seçim kampanyası sırasında cereyan etmesine tepkiliyim. Hazır yeri gelmişken, şu sokak sokak dolaşan seçim otobüslerini, minibüslerini de yazayım. Hastaları, uyuyan çocukları yataklarından hoplatan, cenazesini toprağa veren yakınların kulağının dibinde desibel rekoru kırmaya niyetlenen, megafonla bangır bangır kulak zarlarımıza zulmeden bu insanlar, her gün beynimizi oyuyorlar. Güttüğü siyasete bayılıyor olsam da, bu saygısızlığı yapana oy vermek içimden gelmez. Seçimin amacı demokrasinin tecellisiyse ve demokrasi tramvayı "insana ve insan düşüncesine saygı"dan geçiyorsa, kulağıma dayanan megafonu kim, nasıl izah edecek? Oylar, daha yüksek sesle bağırana gidecekse, buna nasıl "demokrasi" diyeceğiz ki?