Suzan Coşkunöz'ün ardından…

"Hayatımın en eski anılarında sen varsın arkadaşım. En eskiyi hatırlamaya çalışırken annesiyle deniz kenarında oynayan, değişik bir dil konuşan, en güzel oyuncaklara sahip olan çok güzel bir bebek geliyor gözümün önüne
Sen benim yere düşerken tutunduğum kanatlarım, suyum, nefesim, en kötü günlerimde her işini bırakıp koşan, sorgusuz sualsiz yanımda olandın. Ve sen o kocaman kalbine, ucu bucağı olmayan insan sevgine rağmen şaşırtıcı bir biçimde sarılmayı hiç sevmezdin... Senin o biçimsiz, beceriksiz sarılmaların beni hep güldürürdü. Ama daha bir hafta önce bana ilk defa gerçekten sarıldın. Sevinemedim sarıldığına, içimi burktu. Ve ne kadar da mutluydun; yeni yaptırdığın, üzerinde 'Asla pişmanlık yok' yazan dövmeni gösterirken. O dövme ve anlamı bugün bana o kadar huzur veriyor kiÇünkü biliyorum sen yaşadığın hiçbir şeyden pişmanlık duymadın.

Biliyorsun ben seni hayallerimde hiç yaşlandıramazdım arkadaşım. 20-30 sene ilerisini düşündüğümde sen o kusursuz fiziğinle, saçınla, makyajınla yanımda dururdun. 'Suzan var ya ben senin yaşlılığını gözümün önünde canlandıramıyorum' dediğimde o kendine has kahkahalarından birini atar 'Sen deli misin, ben o kadar yaşar mıyım sanıyorsun?' derdin ve birlikte tahtalara vururduk.

Sen benim hayatımda gördüğüm en güzel gelinlerden biriydin arkadaşım. En çok '21 yaşına basmadan evleneceğimi bilmek isterim' derdin. BildinAnnenin İngiltere'de mutlu bir hayat kurduğunu görmek isterdin, kardeşinin mezun olup Türkiye'ye dönmesini isterdinBütün bunları gördüğünü ve mutlu olduğunu bilmek beni bir nebze rahatlatıyor. On gün önce 20 yıllık arkadaşlığımız boyunca birlikte olduğumuz tek fotoğrafı çektirdik seninletek bir fotoğraf

Kaza gecesi yatağıma yattım. Moralim bir sürü şeye bozuk, boğazımda bir düğüm, saatlerce yattığım yerde dönüyorum ve uyuyamıyorum. İçimdeki sıkıntıya bir mana vermeye çalışırken aklıma geldin. 'Hayatta kimse olmasa Suzan var Gaye' dedim kendi kendime. 'Bir tek Suzan'ın dostluğu gerçek' dedim. Nihayet sabaha karşı uykuya dalabildiğimde saçma sapan bir rüyanın arka planında seni bir koltukta otururken gördüm. Bir yandan rüyayı yaşarken bir yandan 'Allah Allah Suzan'ın burada ne işi var, ne işi var?' diye kendi kendime tekrar ediyorumartık orada ne işin olduğunu biliyorum arkadaşım. Bana 'hoşça kal' demeye geldiğin için, uzaktan bana son bir kez gülümsediğin için, beni hiç eleştirmediğin, hatalı ben olsam da hep yanımda olduğun için, her zaman herkesin dediği gibi bu şehrin en 'delikanlı' kızı sen olduğun için, sana yapılan haksızlıkları affederek yaşamayı bildiğin için, bana hayatta en değerli kavramı 'DOSTLUĞUN' nasıl bir şey olduğunu öğrettiğin için seviyorum seni. '. Hep olduğun gibi, huzur içinde uyu."