İKİ hanım okurum salı gecesi çok kızdılar bana.. Kızmasınlar.. Söylediklerimi iyi düşünsünler..
Bir yaşam felsefesi anlattım onlara ayak üstü.. Mutlu olmak sanatını anlattım..
Nasıl harika bir geceydi, Maslak Arena'da yaşadıklarımız.. Arena da, arenaydı ha.. Tıklım tıklım dolu.. Merdivenlere kadar. Futbol maçı olsa, hakem oynatmaz, öylesi..
Al Bano.. Alessandro Safina.. Ferhat Göçer!.. Dünya çapında bir İtalyan popçusu.. Dünyaca ünlü bir İtalyan Tenor ve bizim Ferhat!..
Ferhat'ın müziğini tartışanlar, laf yetiştiremeyince, özel yaşamına dalanların o gece orda olmalarını isterdim.. Bu dünya devlerinin yanında, onlardan hiç geri kalmayan, hatta zaman zaman öne geçen Ferhat'ı..
Bir şarkıya Ferhat girdi, arkadan Safina.. Al Bano, Ferhat'ın tiz sesine kulak verdi bir an, sonra elini, Safina' nın ağzına kapattı.. "Sen sus da bu delikanlıyı dinleyelim" jesti ile..
Solo söylediler, ikili söylediler, üçlü söylediler.. En popüler opera aryaları, napolitenler söylediler. Üçü bir arada Veysel söylediler, Uzun ince bir yola düşüp..
Finalde Felicita'yı bir daha, bu defa birlikte söyleyince, dayanamadık, binlerce kişi ayağa fırladık. Bir yandan "Felicita" diye bağırıyoruz, bir yandan dans ediyoruz..
Nasıl bir coşku.. Nasıl bir keyif..
Nasıl bir mutluluk anı yaşıyoruz, o kadar olur..
İşte tam bu sırada, çok zarif giyimli, çok zarif tavırlı iki hanım yaklaştı bana..
"Bir şey söyleyeceğiz" dediler.. Hissettim..
"Bir şikâyetse söylemeyin" dedim.. "Bırakın şu keyif anını doya doya yaşayalım.. Çok güzel bir gece geçirdik."
"Ama daha güzel olabilirdi" dedi, zarif hanım.. "Şikâyetimiz ondan.."
"Bakın" dedim..
"Ben güzellikler içindeyken, beni rahatsız edecek pürüzleri aramam, dikkatimi çekenlere bile aldırmam.. Görmez, duymazdan gelirim. Güzelliği olabildiğince yaşarım.. Siz de öyle yapın ne olur?.." Hayır!.. Şikayetlerinde ısrarlılar..
Sahne dekoru siyah perdeler.. Siyah perdeler önünde, solistlerin elbiselerinin de siyah olması hoş olmamış.. Ya dekor, ya kostümler siyah olmamalıymış..
Haklı olabilirler.. Herkes o gece bir şeye takılabilir ve haklı olabilir.. Ama haklı olmak ne kazandırır insana, keyfini kaçırıp, güzellikleri doyasıya yaşamasını engellerken..
Hayatın içinde çirkinlikler, pürüzler zaten fazlasıyla var.. Ender yaşanan güzellikler içindeyken, ne olur ama ne olur, bir takım yanlışlara, eksiklere takılmayın, takmayın kafanızı..
Doyasıya güzeli yaşayın.. Sadece güzeli..
Mutlu olmanın sırrı işte tam burada!..