kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Temmuz 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Gül: Asker gir desin yarın gireriz

Yeni Haber
Bir televizyon programına katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Türkiye'nin Irak topraklarında gözü olmadığını söyledi...
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak'ın birliği ve bütünlüğüne herkesten çok önem verdiklerini vurgulayarak, "Bizim hedefimiz terör örgütünün etkisizleştirilmesidir. Bunun için de ne gerekiyorsa bunları yapmaktan asla geri kalmayacağız" dedi.

Gül, Kanal 24'te yayınlanan "Ankara Masası" adlı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'nin, ABD ile imzaladığı hibe anlaşmasıyla Irak'ın kuzeyine karşı bir taahhütte bulunduğu iddialarının hatırlatılması üzerine Gül, bugün bununla ilgili bir yazılı açıklama yapmak zorunda kaldıklarını, aslında her şeyin çok açık olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Bu iş 2003 yılında Irak savaşında konuşulmuştu aslında. Biliyorsunuz Irak savaşından Türkiye çok zarar gördü. Aslında 1990 yılındaki birinci Irak savaşından çok zarar gördü Türkiye. O 10 yıl boyunca da Türkiye'nin ticareti, ihracatı durdu, Türkiye'nin o bölgedeki tüm insanları zarar gördüler.

Güneydoğu Anadolu'da bütün tırlar, tankerler hepsi durdu hatırlarsınız. Bundan dolayı çok büyük zarar gördük ve hep şunu konuştu o yıllarda Türkiye; 'ABD, niye tazmin etmedi, bu zararımızı karşılamadı bizim. Mısır, Ürdün gibi ülkelere o zamanlarda karşılıksız çok paralar verdi, hibelerde bulundu, Türkiye'ye yapmadı'. İkinci Körfez Savaşı olduğunda ABD yine savaştan zarar gören ülkelere karşılıksız yardımlar yaptı. Mısır'a, Ürdün'e yine birçok ülkeye yaptılar. 'Türkiye'ye de 1 milyar dolar karşılıksız hibe veya 8.5 milyar dolar kredi, hangisini tercih edersiniz?' diye teklif ettiler.

Bunu teklif ederken bu tek taraflı bir şekilde, kendi temsilciler meclisinden de bu süre içinde bu krediler dilim dilim verilecek, 18 ay içinde ödenecek diye... 18 ayda dilim dilim verilirken eğer herhangi bir şekilde Türkiye Irak'a müdahale ederse, girerse, o zaman kredinin geri kalan kısmını askıya alma hakkı vardı kendisinin tek taraflı. Türkiye'nin herhangi bir taahhüdü değildi bu.

Bununla ilgili, tabii ki zarar görüyoruz, o günkü şartlarımızı da düşünürseniz, hükümet yeni kurulmuş, çok kırılgan bir ekonomi devralmışız, piyasalar kontrolsüz, beklentiler savaş beklentisi olduğu için her şey çok kötüye gidiyordu, biz de o zaman 1 milyar dolarlık hibe ya da 8,5 milyar dolarlık düşük faizli krediyi almayı düşündük ve şöyle dedik; 'biz eğer gerekirse Irak'a gireriz, girdiğimiz yerde de askıya alırsa, aldığımızı almış oluruz, gerisini vermezse vermez' dedik.

Bununla ilgili Hazine Bakanımız o zaman bir anlaşma imzaladı. Daha sonra baktık o zaman bu polemik konusu oldu. Biz hemen dedik ki; 'bu polemik konusu oldu, ileride bu çok istismar da edilir'. Ayrıca o süre içerisinde Türk ekonomisinin dayanıklılığı da ortaya çıktı, savaş bitti, korktuğumuz başımıza gelmedi, birçok tedbir almıştık 2003 yılında, Başbakanlık gece-gündüz ekonomiyle uğraştık hep o zaman, baktık o zaman 'buna gerek yok' dedik ve onu almadık biz. Hiç almadık. Almış olsaydık o 1 milyar doları, diyelim ki yarın da Irak'a girme ihtiyacı hissedip Irak'a herhangi bir şekilde müdahale etmiş olsaydık, biz aldığımız bu 1 milyar doları Amerikalılara geri vermeyecektik, böyle bir şey olmayacaktı.

Ama diyelim ki biz bunun 750 milyon dolarını aldık, 250 milyon dolarının kaldığı bir günde böyle bir iş yapmış olsaydık, o zaman 250 milyon dolarını bize vermeyecekti. Bu gizli de değil, çünkü o günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin web sitesinde duyurulmuş, anlaşma, her şey orada duruyor...Bu onları bağlar. Biz ise, 'hayır, biz kesinlikle Irak'ın kuzeyine girmeyeceğiz, biz şunu yapmayacağız, bu şartlarla bu parayı alıyoruz' diye bir şey kesinlikle söz konusu değil"

"BUNLAR POLEMİK KONUSU"

Konuyla ilgili yapılan tartışmaları "polemik konusu" olarak niteleyen Gül, "Dış politikada eğer polemikle, retorikle, hamasetle hareket ederseniz o zaman doğru işler yapmazsınız. Milli menfaat ve çıkarlarınızı istikametinde yapmazsınız" dedi.

Gül, sözlerine şöyle devam etti:

"Şunun altını çizmek isterim, 'eğer güvenlik meselelerinde, Allah korusun savaş gibi konular, operasyon gibi konuları iç politikaya alet ederseniz, içeriğiyle ilgili ya da kurumlar içinde çeşitli politik amaçlarınız olursa, şahsi bazı prestijler için bunlar yapılırsa, bunlar daima felaket getirir. Türk tarihinde de vardır bunlar. 90 bine yakın memleket evladını biz Kafkasların, Erzurum'un, Kars'ın tüm oraların soğuk kışında nasıl heba ettik Allahüekber dağlarında, bunu tarihimiz yazar.

Bundan çok büyük ders aldık. Balkan Harbi aynı şekilde, Osmanlı topraklarını nasıl kaybettik. Politikanın, iç siyaset konularının öne
geçmesi hep felaket getirmiştir. Bu demek değildir ki savaş yapılmaz, bu demek değildir ki müdahil olunmaz, gerekirse savaş da yapılır, gerekirse müdahale de edilir, gerekirse her şey yapılır. Ama bunlar kararlı, çok soğukkanlı, çok büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde ve çok dikkatli analizler ve bu işin uzmanları dediğimiz askerlerimizin tavsiyeleriyle yapılan işlerdir"

"KABA KUVVET, ŞOV İÇİN HAREKAT YAPILMAZ"

Dışişleri Bakanı Gül, 22 Temmuz seçimlerinden önce sınır ötesi
operasyonun düzenlenmesi ya da Meclisten yetki alınması ihtimaline dair
bir soru üzerine, "Geçen de söyledim, hayır asla olmaz diyemem" dedi.
Gül, şunları kaydetti:

"Çünkü ortada olağanüstü durumlar var tabii. Karşınıza ne çıkar, ne
olur, nasıl olur, istihbarat bilgilerimiz ne getirir? Genelkurmay Başkanımızın de söylediği gibi kaba kuvvet, gösteri, şov için harekat yapılmaz, bunun için başka bir ülkenin topraklarında herhangi bir askeri operasyona girilmez tabii ki. Bizim tüm arzumuz nedir? Terör örgütünün bel kemiğini kırmaktır, terör örgütünü etkisiz hale getirmektir.

Hedef budur. Yoksa bizim Irak'ın toprağında gözümüz yok. Irak'ın birliği ve bütünlüğüne biz herkesten çok önem veriyoruz. Oradaki istikrar bizim
için de istikrardır. Ama ortada bir gerçek var. Irak'ın toprakları, terör örgütü tarafından kullanılıyor. Şimdi bununla ilgili bilgiler, istihbari çalışmalar, bunlar sürekli yapılıyor zaten. Bunlar bağıra bağıra da yapılmaz. Zaten bu kadar konuşulduktan, bu kadar manşetlerden
sonra hedeflerin hepsi herhalde dağılmıştır"

"HEDEFİMİZ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ"

Gül, önümüzdeki günlerde TBMM zeminine tezkere getirip getirmeyeceklerinin sorulması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmesinin ardından bu söylentinin yoğunlaştığının hatırlatılması üzerine, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Sezer ile konuşacağı başka konuların da olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Şüphesiz ki tüm bu güvenlik meseleleri de konuşulur. O açıdan şu anda bir şey söylemem doğru olmaz. Ama tekrar ediyorum, bizim Irak topraklarında bir gözümüz yok, bizim hedefimiz terör örgütünü etkisizleştirilmesidir. Bunun için de ne gerekiyorsa bunları yapmaktan asla geri kalmayacağız. Bu kararlar nasıl verilir? Hükümetin bu tip konulardaki uzmanı kimdir? Bir hükümetin kalkınmayla, ekonomiyle ilgili uzmanları kimlerdir? Hazinesidir, ekonomiyle ilgili kurumlarıdır, Devlet Planlama Teşkilatıdır. Bir hükümetin dış politikayla ilgili uzmanları kimdir?

Diplomatlarıdır. Tabii ki böyle bir konuda da askerleridir. Onlarla bunun için sık sık bir araya geliniyor ve gayet açık bir şekilde konuşuluyor"

"EĞER ONLAR (ASKERLER) YARIN GİRMEMİZ GEREKİR DERSE, YARIN DA GİRERİZ"

Dışişleri Bakanı Gül, "askerlerin, Irak'ın kuzeyine girilmesi gerektiği" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Eğer onlar yarın girmemiz gerekir derlerse, yarın da gireriz. Ama bunlar oturuluyor, kendi aramızda konuşuluyor, tüm bunlarla ilgili kararlarımız verildi.

Genelkurmay Başkanımız da Eğirdir'de tekrar söyledi, 'tüm bunları oturuyoruz, konuşuyoruz' dedi, 'kabadayılık, gösteri için yapmayız bu işleri' dedi. Bu işteki siyasi amacımız terör örgütünü etkisizleştirmektir. Bunların zamanlaması tüm bu bilgilere, tavsiyelere dayanır. Bunları da bir araya geliyoruz ve istişare yapıyoruz" diye konuştu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, "terörle mücadele sadece asker ve polisle yapılan mücadele değildir, kapsamlıdır" yönündeki sözlerini de hatırlatan Gül, bunun ekonomik, sosyal ve psikolojik mücadeleyi de içeren çok boyutlu bir mücadele şekli olduğunu söyledi.

Gül, tüm bunlarla ilgili eylem planlarının olduğunu, bunları uyguladıklarını belirterek, "Ama şüphesiz ki kararlılığı gösterme açısından madem karşınıza silahla çıkıyor, karşısında tabii ki silahla da duracaksınız. Burada önemli olan nokta, onlara destek verme ihtimali olanları, onların tuzağına düşürmemektir, halkı kazanmaktır. Eğer onlar halkı istismar etmeye başlarlarsa, o zaman tabii siz 10 tane teröristi yok edersiniz, arkasından 10 tane daha terörist gelir. Bu çok acı bir şey. O açıdan çok kapsamlı çalışmaların yapılması gerekiyor, yapılıyor da" dedi.

Dışişleri Bakanı Gül, "harekat planlarının hazır olduğu" yönündeki sözlerinin hatırlatılarak, "hazır"dan kastının ne olduğu şeklindeki bir soruya karşılık, "Doğrudur, şimdi böyle bir olay var önümüzde. Böyle bir olaya karşı devlet, devletin en sorumlu kurumu, Genelkurmayı her türlü hazırlığı yapar, ihtimal hesapları üzerine hazırlık yapar, planlar yapar, programlar yapar. Tabii ki bunların olmasını hiç kimse istemez.

Savaşın ne olduğunu en iyi asker bilir. Ama savaşılacak yerde sonuna kadar savaşılır. Siyasi karar da sonuna kadar verilir" diye konuştu.

"ASIRLARIN DOSTLUĞU TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN ESİR ALINIYOR"

Türkiye'nin yaptığı her açıklamaya, Irak'ın kuzeyindeki bir yetkiliden
"Gelirlerse günlerini görürler" türünde karşılıklar geldiğine dikkat
çekilmesi üzerine Gül, şunları söyledi:

"Irak'ta büyük bir kaos var şimdi. Bu kaos ortamı içinde ABD işgal gücü
olarak orada çok zorlanıyor. Hesaplar, kitaplar ilk günkü gibi çıkmıyor.
4 bine yakın kayıpları var. Yaralıları da kayıp olarak sayarsanız orada
150 bine yakın askeri içerisinde 50 bine varıyor. Yani 50 bin zaiyat
demektir bu. Böyle olunca tabii ki kendisine Irak'ın içinde müttefikler
aramaya çalışıyor, kendisiyle işbirliği yapabilecek gruplar aramaya
çalışıyor. Bunun neticesinde de oradaki bu söylediğiniz gruplar, zannediyorlar ki 'onlar devamlı orada duracak'. Zannediyorlar ki 'onlar ilelebet bu bölgeye artık yerleştiler'. Bundan dolayı tabii ki bir hesapsızlık içindeler.

En kötü senaryolara bile Türkiye'nin her şeyi yapma gücü vardır. Ama burada önemli olan şey şu; tarih boyunca Selçuklular, Osmanlılar, Cumhuriyet, Cumhuriyetin kuruluşu, hepimizin bu bölgede büyük bir dostluğu, büyük bir kardeşliği var. Osmanlı toprakları üzerinde Türkler, Kürtler, Araplar hep beraber. Irak deyince Irak'ın güneyi Basra mı Türkiye'ye daha çok akrabadır, yakındır, yoksa Irak'ın kuzeyi mi? Tabii
ki Irak'ın kuzeyi.

Türkmenler orada, Kürtler orada. Şimdi burada en kötü şey şu; bu kadar yılların, asırların dostluğu, akrabalığı, beraberliği terör örgütü tarafından esir alınıyor. Bu tarihi bir dönüm noktası oluyor. Yüzyılların getirdiği beraberlik, yüzyılların getirdiği dostluk terör örgütü tarafından esir alınıyor ve Irak'ın kuzeyindeki Kürtler ne yazık ki Türkiye'yi bu yüzden kaybetmeye başlıyorlar. Bu tabii ki doğru bir şey değil, iyi bir şey değil. Bunun hesabını muhakkak ki iyi yapmaları lazım. Bizim onlara bir düşmanlığımız yok ki, bizim onlara karşı bir düşmanlık hissimiz de yok. En sıkıştıkları zamanda Türkiye kollarını açmıştır onlara. 1990'lı yıllarda 500 bin kişi nereye gitmiştir, Türkiye'ye gelmiştir. Bunların unutulmaması lazım, bunlar unutuluyor. Bunlar unutulursa, eğer bu soğukluk kalıcı bir soğukluk olursa, Irak için kötü olur ve onlar için kötü olur. Bunu biz istemeyiz"

ABD ZIRHLI ARAÇLARININ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YA SİLAH GÖTÜRDÜĞÜ İDDİASI


Dışişleri Bakanı Gül, PKK mensubu 4 teröristin, ABD'ye ait iki zırhlı
aracın terör örgütü PKK'nın Kandil Dağı'ndaki kampına silah götürdüğü
yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine, bunu çok ciddi bir şey
olduğunu belirtti.

Gül, "Söylenen şey ne? Yakalanan teröristler, Kandil Dağına Amerikalıların zırhlı araçlarla silah getirdiğini iddia ediyor. Böyle bir şey doğruysa bu müthiş bir şeydir Bu zaten bütün müttefiklik ilişkilerini inanılmaz şekilde zedeler. Bu çok büyük bir olay olur" dedi.

Konuyla ilgili haberi görür görmez hemen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'u aradığını ve teröristlerin iyice sorgulanmasını istediğini bildiren Gül, niyetin, aynı Irak'ın kuzeyindekilere yaptıkları gibi, Türkiye ile ABD'nin arasını bozma amacını mı taşıdığı, yoksa iddianın gerçek mi olduğunun sorgulama neticesinde ortaya çıkacağını belirterek, Orgeneral Başbuğ'dan, sorgunun hemen yapılıp, neticenin kendilerine bildirilmesini istediğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "Eğer böyle bir şey varsa, biz muhakkak ki gerekli teşebbüsleri, girişimleri en üst seviyede yaparız" dedi.

(AA)