Seçimle turizm arasında belki de ilk kez ilginç bir bağ kuruldu. Seçim tarihinin 22 Temmuz olması acaba seçimi nasıl etkileyecek? Tatil rehavetine kapılanlar o gün oy kullanmak için sandık başına gidecek mi?
Özellikle merkez siyasi partiler bu kaygıyı taşırken, turizm bölgelerinde tam tersi bir kaygı yaşanıyor.
Acaba yerli turist sayısında düşüş olacak mı?
İşin doğrusu turizmciler bu kaygıyı daha şimdiden yaşamaya başladı bile...
Birkaç gündür Türkiye'nin ikinci önemli turizm merkezi
Bodrum yarımadasındayız...
Nereye gitsek sokaklar bir önceki yıllara göre daha boş geliyor. Bu boşluğun en tipik mekanı Bodrum'daki Barlar Sokağı...
Önceki yıllarda geceleri adım atılmayan bu sokak, şimdi bir hayli ferahlamış durumda.
Sokakları kalabalık hale getirense hiç kuşkusuz yerli turist. Yabancılar çoğunlukla
"her şey dahil" otellerde kaldığı için sokağa daha az çıkıyor.
Peki bu durumu Bodrumlular nasıl yorumluyor? Esnaf birkaç neden sıralıyor.
Kimi ekonomik sıkıntıyı dile getiriyor, kimi yarımadanın her beldesinin gelişmişliğine bağlıyor.
Ama en ilginç yorumu bir belediye meclis üyesi yapıyor:
"Bunun tek açıklaması var. Seçim, turizmi vurdu. Yerli turist tatilini seçime göre ayarladı."
Eğer bu tespit doğruysa seçime katılma oranının yüksek olacağını şimdiden söylemek mümkün.
Bodrum'un bitmeyen sorunları... Genel seçimlerin Bodrum gibi turizm bölgelerinin kaderini değiştireceği beklenirken ekonomik açıdan böylesine olumsuz etkilemesi herkesi kara kara düşündürüyor.
Çünkü bu beldelerin çok ciddi temel sorunları var ve tek gelir kaynakları turizm.
Bodrum bu açıdan çarpıcı bir örnek...
Bodrum'a her geldiğimizde hep aynı sorunların sürdüğünü görüyoruz. Manzara hiç değişmiyor.
Dağ taş yeni konutlarla kuşatılmış durumda.İçme suyu sıkıntısı sürüyor. Çöp hala vahşi depolama yöntemiyle saklanıyor.Bodrum merkez hariç tek arıtma sistemi yok.Durum yaşanabilir şehircilik açısından tam bir felaket. Peki bu belediyeler, bu ülkenin Çevre Bakanı, bu ülkenin Turizm Bakanı neden bu gidişata dur demiyor?
Birçok insanın yazdığı, cevabını merak ettiği bu soruları Bodrum Belediye Başkanı
Mazlum Ağan'a sordum.
CHP'li Belediye Başkanı
Ağan gerçekten adı gibi mazlum durumda. Onun gibi 11 belediye başkanı daha var. Hiçbirinin durumu ötekinden farklı değil.
Mazlum Ağan şöyle diyor:
"Bu sorunları yıllardır dile getiriyoruz. Bizim çözeceğimiz işler değil. Devletin el atması lazım."
Devlet el atmamış mı?
Atmış ama hepsi de yarım kalmış. İçme suyu projesi ihale nedeniyle mahkemelik. İkinci arıtma ve çöp alanı için yer tespiti yapılmış ama henüz somut adım atılmamış.
Peki tüm bunlar yapılmamışken nasıl oluyor da Bodrum'da çığ gibi yapılaşma sürüyor?
Bir süre önce CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, İstanbul'da imar değişikliklerinden 10 milyar dolarlık bir rant yaratıldığını ileri sürmüştü.
Bodrum'da da durum farklı değil. Ciddi bir imar rantı döndüğü kesin. Ama bu yoğun yapılaşmanın farklı ve ilginç bir gerekçesi daha var.
Ne olduğunu
Mazlum Ağan şöyle anlatıyor.
"Bizim başka gelirimiz yok. Tek gelir kaynağımız yapılaşmadan aldığımız harçlardır. O nedenle de her belediye kendi bölgesinde yapılaşmanın sürmesini istiyor. Garip bir kısır döngü bu. Aslında yapılaşma yasağı getirmeliyiz. Ama gelir olmadığı için böyle gelmiş böyle gidiyor." Yarımadanın seçim nabzı Bodrum yarımadası sıkıntılarına rağmen renkli ve şenlikli bir turizm merkezi. Denizi ve havası bile insanı rahatlatmaya yetiyor.
Yarımadadaki seçim havasına gelince...
Doğrusu seçimle ilişkili oldukları pek söylenemez. CHP'nin iki, AK Parti'nin bir seçim minibüsü dışında ortalarda dolaşan kimseler yok. Kıyı kentlerimizdeki eğilimi burada da görmek mümkün. Ağırlık CHP'den yana. Zaten geçen seçimlerde de CHP Muğla'nın çıkardığı 6 milletvekilinden 4'nü almış. Bodrumlulara göre bu seçimlerde eğer MHP barajı geçerse bir milletvekili çıkarabilir.
Ortak tahmin şöyle: CHP 4, AK Parti 1, MHP 1.
Yayın tarihi: 5 Temmuz 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/05//haber,37F278E5F18F4126B1175D8A9D1C2E12.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.