ARKA Sokaklar dizisini zaman zaman bu köşede eleştirmeme rağmen, ekranlarımızdaki polisiye boşluğunu doldurma gayretini takdir ediyorum. Gerçekten de şu anda yerli diziler rekabetinde "polisiye" kulvarı pek tenha görünüyor. Ama bunun da nedeni belli. Polisiye, aksiyon demek. Aksiyon ise ciddi bir prodüksiyon harcamasıyla eş anlamlı. Buna cesaret etmek, para ve dolayısıyla da yürek istiyor. Bu nedenle Arka Sokaklar'ın gün birinciliklerini hiç de küçümsememek gerek. Eh, Sezar'ın hakkını verdiğimize göre, sıra öldürmeye geldi!.. Sezon finalinde yine küçük mantık hataları vardı. Devletin resmi ekip otosunun süslenerek düğün arabası olarak kullanılmasını es geçtik diyelim, peki ya düğündeki güvenlik zaafına ne demeli? Yılan Asım'ın düğünü sabote edeceği gün gibi ortadayken, sabotajcının sadece garson kılığına girmesi güvenliği delmeye yetiyor. Garson, elinde kocaman çantayla nikah masasının altına girip, bombayı yerleştirirken, bizim emniyet teşkilatı ayakta uyuyor. Ve sonuç: Booom! Üstelik bütün bunlar, suikast tehdidi altında görev yapan iki polisin düğününde gerçekleşiyor. Her hafta jeneriğinde Emniyet Teşkilatı görevlilerine satırlar dolusu teşekkür eden dizinin, bu finaliyle polislerimize biraz haksızlık ettiği hissine kapıldım. Unutmadan, bizim ekip, hırsızlıktan cinayete, narkotikten, fuhuşa ve bomba imhasına kadar hemen her olayın peşinde. Ama bildiğim kadarıyla emniyet teşkilatında her konu için ayrı bir şube ya da masa var. Bizim ekip madem bu kadar yetenekli, bir de şu Güneydoğu meselesine el atsa diyorum!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Polislere ayıp olmadı mı?
Yayın tarihi: 29 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/29/gny/haber,30DBEB5A3FA6491C859F512FD3C467A7.html
Tüm hakları saklıdır.