'Yurtdışında daha yüksek standartlı proje yapabiliyoruz'

Ardıçlı Evler'in mimarı Mar Mimarlık'ın kurucusu Gülfem Karaer, üniversiteden iki arkadaşı Osman Elliiki ve Gün Alev'le kurduğu şirketiyle hem yurtiçinde hem de yurtdışında pek çok projeye imza attı. Şirketlerinin, aralarında Ukrayna, Libya, Rusya gibi ülkelerin bulunduğu projelerin yapımını üstlendiğini anlatan Karaer, Türkiye'de kanun ve mevzuatların, inşaat sektörüne paralel olarak gelişemediğini söylüyor ve ekliyor: "Biz, yurtdışında güvenlik ve kullanım standardı daha yüksek projeler hazırlıyoruz. Fakat, Türkiye'de bu kriterler bizden kanunen talep edilmediği için, pek çok yatırımcı firma tarafında da istenmiyor."

* Siz bir mimar olarak Türkiye'deki konut sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde inşaatörü, bildiğiniz gibi ekonomik büyümenin ve iyileşmenin etkilerinin en iyi gözlemlenebildiği sektörlerden birisi. Tabi bu duraklama ve gerilemenin de ilk etkilediği sektör olmasını beraberinde getiriyor. Bundan birkaç ay önce yaşanan seçim trafiği bir durağanlık yaratmıştı. Ancak bu günlerde, işler tekrar eski rutinine geri dönmeye başladı. Bu da, seçim sürecine girilmesine rağmen ekonomik göstergelerin bozulmamasının yarattığı güven ortamını, inşaat piyasasının satın aldığını gösteriyor. 'Yasalar dünyayla uyumlu hale getirilmeli'

* Türkiye'deki inşaat ve mimarlık şirketleri artan talebi karşılamakta yeterli oluyor mu? Türk inşaat firmaları ve bu firmalara proje üreten uzman mimarlık ve mühendislik bürolarının son 15 yıllık performanslarına bakacak olursak, gerek inşaat kalitesi, gerek proje yönetimi ve gerekse
üretilen projenin kalitesi açısından çok büyük bir ilerleme kaydettiğimizi görüyoruz artık. Türk inşaat sektörü tüm unsurları ile dünya çapında bir hizmet verecek hale gelmiştir. Ancak, ülkemizde yürürlükte olan pek çok kanun ve mevzuat bu ilerlemenin gerisinde kaldı. Bizler, yurtdışında güvenlik ve kullanım standardı daha yüksek projeler hazırlıyoruz. Fakat, ülkemize geri döndüğümüzde bu kriterler bizden yasal olarak talep edilmediği için, pek çok yatırımcı firma tarafında da istenmiyor. Bunun yanı sıra, yurtdışında zincir projeler yapan yatırım firmaları, o ülkelerde uymak zorunda oldukları kriterleri, bu yönde bir talep ve zorunluluk olmadığı için ülkemize taşımayabiliyorlar. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için, yapı sektörünü denetleyen kanunların ve yönetmeliklerinde dünya ile uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. 'Rekabet önümüzdeki dönemde artacak'

* Sektörde rekabet nasıl? Şu anda zaten rekabet yoğun. Önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Çünkü insanlarda şehirli olmak bilinci giderek yerleşiyor. Bundan 40 yıl önce köyünden gelip, İstanbul'un kenar mahallerinde tek göz bir gecekondu yapan insanların artık üçüncü kuşak torunları İstanbul'da doğuyor. Bu çocuklar apartman dairelerinde oturuyorlar ve şehirde yaşamanın nimetlerini biliyorlar. Doğal olarak kullanışlı ve estetik olanı talep ediyorlar. Ekonomik imkanlar geliştikçe kullanıcılar, ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra güzel olanı da arıyor ve tercih ediyorlar. Bu nedenle artık evlerin dış cepheleri de, içi kadar önemli. Ayrıca 1999 yılında yaşadığımız depremle birlikte yeni ev alırken aranan kriterlere strüktürel güvenlik de eklendi.