SARI Sıcak yayınlandığı günlerde çölleşen ekranlarımıza vaha serinliği getirmişti. Bu sütunlarda o program için "Demek ki kavgasız, gürültüsüz, sansasyonsuz eğlence programı da yapılabiliyormuş" diye yazmıştık. Ama sonradan dizilerin ve yarışmaların egemenliğindeki prototip, onu gece yarısından sonraya sürükledi. Ardından Ferhat Göçer ile Hüsnü Şenlendirici'nin konser ve turne programları da trafiğin iyice karışmasına neden oldu. Sarı Sıcak canlılığını yitirdi, kuru bir hazan yaprağına dönüştü ve dalından koptu... Şimdi atv ekranları yeniden bu güzel müzik/ eğlence programını ağırlamaya hazırlanıyor. Ama köprünün altından çok sular aktı. Mazbut aile reisi Hüsnü Şenlendirici, magazin sayfalarının manşetlerine taşındı. (Bir küçük hatırlatma: Hüsnü, Deniz Seki'ye bu program sırasında vurulmuştu.) Sessiz sedasız müziğini yapan Ferhat Göçer de Kayahan ile yaşadığı sansasyonla gündeme taşındı. Hatta ödüle ulaşabilmek için albümlerini parayla satın aldığı bile iddia edildi. Bu ülkede ünlü olup da sansasyonların uzağında kalabilmek ayrı bir "sanat" haline geldi. Bakalım Sarı Sıcak bu magazin kuşatmasını yarabilecek mi? Programda eskiden olduğu gibi yalnızca "müzik" sahne alabilecek mi? Yoksa kazandığı bu "magazinel kimliği" reytinge dönüştürmeye mi çalışacak? Benim her şeye rağmen umudum var.
Bugünkü Tüm Yazıları
Sarı Sıcak alev topuna dönünce...
Yayın tarihi: 19 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/19/gny/haber,FE9C2F35BAD04EA187AE32319EE41D3E.html
Tüm hakları saklıdır.