HEP diyorum, "Televizyonun kurak ikliminde, ekranların içimize kasvet salan alacakaranlığında güzel şeyler bulunca, dört elle sarılıp, keyfini çıkara çıkara yazıyorum" diye... Bugün de aynı keyfi yaşıyorum. Dünyada televizyon sektörü zorda. İnsanlar artık daha zor beğeniyor. Reyting puanı aslanın ağzında. Formatlar iki haftada eskiyiveriyor. Yeni fikir üretimi durma noktasında. Herkes eskiye sarılıyor. Yani televizyon dünyası "küresel ıkınma" yaşıyor... İşte böyle bir ortamda gözüme önce Sıla ekibinin Mardin'de temelini attığı 450 kişilik ilköğretim okulunun haberi ilişti. İçim ısındı. Bu okul sayesinde dünyayı görüp, tanıyacak, bilgiyle dolacak, eğriyi doğruyu ayırt etme şansı bulacak olan kızlarımız, erkeklerimiz uyanacaklar. Töreye, berdele, ölüm fermanlı aile meclisleri tarafından ellerine tutuşturulacak silaha direnecekler. Belki bu okul sayesinde oradaki evlatlarımızın eli iş tutacak. Kanlı eşkıyanın dağa çıkması için eline tutuşturacağı 50 liraya muhtaç olmayacak. Sıla, elde ettiği yüksek reytingin bir bölümünü, kendisine fon aldığı Mardin'in büyüleyici coğrafyasına ve yöre halkının eşsiz misafirperverliğine borçluydu. Belli ki borcunu fazlasıyla ödeyecek. Sadece masal anlatıp, lâf üreten dizi olarak kalmayacak. Darısı diğerlerinin başına... Ve içimi ferahlatan su damlalarından biri de Akarsu'dan geldi. Barış Akarsu'dan... O ve hayranları yine boş durmamışlar. İzmir Tepecik Hastanesi'nde tedavi gören 22 lösemi hastası çocuk için 23 Haziran'da Bodrum Kalesi'nde bir konser düzenleniyor. Saat 20.00'deki konserde sahneye Barış Akarsu çıkacak. Ne mutlu halktan "ödünç" aldığı şöhreti yine halkının yararına kullananlara...
Yayın tarihi: 15 Haziran 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/15/gny/haber,1B49CE3B48A746F5961B3DEB2AB1110D.html
Tüm hakları saklıdır.