Yakın zamana kadar, askeri yetkililerle sohbetlerde Kuzey Irak'a operasyon konusunda
"Tabii iyi olurdu ama..." diye başlayan cümlelerle bir dizi
"çekincenin" altı çiziliyordu:
"PKK kamplara çoluk çocuk aileleri yerleştirdi. Çok sivil zarar görür",
"Daha önce Barzani'yle birlikte savaştık. Şimdi yerel gücün karşımızda olması koşulları zorluyor",
"ABD'yle savaşmak akıl karı mı?" ve
"Operasyonun fayda getirmesi için sembolik değil kapsamlı olması lazım." Tüm bunlar, stratejik açıdan isabetli noktalar ve dün olduğu gibi bugün de geçerli. Bu yüzden birkaç hafta önce sorulduğunda Kuzey Irak'a operasyon konusundaki tahminim
"PKK'yla mücadele açısından iyi olur, ancak herhalde yapılması zor" olurdu.
Ancak seçim meydanlarında yükselen tansiyon, hükümet ve asker arasında dolaylı olarak cereyan eden
"yetki" polemiği ve PKK'nın yeni taktikleri çerçevesinde hızla artan şehit cenazeleri, Kuzey Irak'a yönelik bir cins harekatı
"kaçınılmaz" hale getiriyor.
Bir cins, diyorum çünkü sınır bölgesinde halihazırda gerçekleşen
"sıcak takip" ve
"top ateşi" faaliyetlerinin ötesinde nelerin yapılabileceği, ilerde hükümet ve TSK komuta kademesi arasında yapılacak müzakere sonucu belirlenecektir. Ancak çok bilinmeyenli denklemde son tablo şu:
PKK'DAN I.E.D DENİLEN VUR-KAÇ: Tek taraflı ilan ettiği ateşkesi büyük bir hışımla sonlandıran örgütün bu yaz Türkiye içerisinde terör eylemlerine yönelme kararı sır değil. Ancak PKK, kırsal alanda da taktik değiştirmiş durumda. Örgüt Türkiye'deki saldırılarda uzaktan kumandalı mayın ve Irak'taki Sünni direnişçilerden kopya çektikleri I.E.D denilen basit patlayıcıları kullanıyor. Askeri jargonda
"Improvised Explosive Device" adı verilen patlayıcılar, örgütün ilkel bir metotla "vurkaç" usulü tahribat yaratmasına imkan veriyor. Yurtiçi saldırılarını artıran PKK neden Türkiye'yi Kuzey Irak'a çekmek istiyor?
ASKER KENDİNE DEĞİL HÜKÜMETE YETKİ İSTİYOR: Genelkurmay yetkilileri, taleplerini net bir şekilde kamuoyu ve siyasilere aktardı:
"Meclis toplanıp hükümete sınır ötesi harekat için yetki versin." Komutanlar,
"Meclis yetkiyi bize değil, doğrudan hükümete verecek. Sonra da hükümet bizimle müzakere yapıp siyasi hedef ve kapsamı belirleyebilir" diyor. İstedikleri, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını
"casus belli" (savaş nedeni) sayan Meclis kararı benzeri bir sınır ötesi izni. Bunun PKK ve Barzani üzerinde caydırıcı etkisi olacağını düşünüyorlar.
ASKERDEN 'YETKİ VERİLDİ' HABERLERİNE İTİRAZ: Hafta sonu Genelkurmay'da üst düzey kaynaklara, cuma gecesi internet sitelerine düşen ve hükümetin 12 Mart 2007'de TSK'ya
"sıcak takipten sınır ötesi operasyona kadar" yazılı yetki verdiği yolundaki haberleri soruyorum. Böyle bir yetkinin olmadığı, TSK'nın sınırların ötesinde operasyon yapabilmesi için tek şartın Meclis kararı olduğunu, bu tarz bir operasyonun
"mektupla falan olmayacağı" cevabını alıyorum. Kısacası söz konusu yazışma, asker açısından yeterli değil. Sıcak takip zaten küçük üniteler ve kısıtlı zaman dilimlerinde oluyor. İstenen daha kapsamlı bir Meclis kararı.
HÜKÜMET KOMPLO ALGISINDA: Hükümet ise, bir yandan muhalefet, diğer taraftan askerden gelen yetki tartışmasının seçim sürecinde AK Parti'yi yıpratmak, terörle mücadele konusunda zaaf görüntüsü yaratmak amaçlı olduğu görüşünde. Şu zamana kadar Başbakan Tayyip Erdoğan terörle mücadelede zaaf olmadığını kamuoyuna kendi anlatmaya çalıştı. Ancak şehit cenazelerinin yarattığı atmosfer
"yönetebilir" olmaktan çıktı. Bu noktadan sonra, seçim arifesinde Erdoğan'ın
"Hodri meydan. Hadi giriyoruz o zaman Irak'a" deme ihtimali güçleniyor.
ABD TAVRI DEĞİŞTİ: Tablodaki en önemli başlık, PKK konusunda mahçup durumdaki Washington'un son dönemde
"kısıtlı" sınır ötesi operasyona
"yeşil ışık" yakması. Son haftalarda Washington'dan Ankara'ya (özellikle de TSK'ya) el altından
"Kısıtlı bir şeye Washington'un fazla itirazı olmaz" mesajı geliyor. Amerikalılar, Türkiye'nin Kuzey Irak'a devasa bir operasyon yapmasına karşı. Ancak
"kısıtlı operasyona itiraz olmaz" diye fısıldayarak hem TSK'yla uzlaşabileceklerini, hem de Türk kamuoyunun
"gazını alabileceklerini" umuyorlar.
Washington-Ankara hattındaki dolaylı mesajlardan anladığım kadarıyla, burada
"kısıtlı" sözüyle kastedilen, bir tugay civarı askerden fazla olmayan ve Bamerni civarındaki mevcut Türk zırhlı taburlarının fazla ötesine geçmeyen bir operasyon. Bakalım bu yaz bunu görecek miyiz?
Yayın tarihi: 11 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/11//haber,AB3E3CB6FC274D29804DCF8F82584F99.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.