Yılmaz'dan Mumcu'ya ağır eleştiri

Eski başbakanlardan, Rize bağımsız milletvekili adayı Mesut Yılmaz, ''Erkan Mumcu genel başkan olarak maalesef partiyi ilk defa seçime giremeyecek hale düşürdü. Şimdi Anavatan Partisi'ne yapacağı tek bir iyilik kalmıştır, o da bir an önce çekip gitmesidir'' dedi.

Yılmaz, 2 gün önce vefat eden TBMM 2. Dönem Milletvekili Nazmi Oğuz'un İzmit'teki cenaze törenine katıldı.
Tören öncesi bazı ANAVATAN'lılarla bir araya gelen Yılmaz, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Anavatan Partisi'nin kuruluşundan beri ilk kez seçime katılamayacak duruma gelmiş olmasından üzüntü duyduğunu ifade eden Yılmaz, Erkan Mumcu'nun geçen seçimlerde ''seçime çeyrek kala partiden istifa edip AK Parti'ye geçmesinin Anavatan Partisi'nin seçimde baraja takılmasında önemli rolü olduğunu'' öne sürdü.

Kendisinin buna rağmen, geçmişteki bağı nedeniyle ve pişman olduğunu umarak kendisine genel başkanlık görevi verdiğini belirten Yılmaz, ''Erkan Mumcu genel başkan olarak maalesef patiyi ilk defa seçime giremeyecek hale düşürdü. Şimdi Anavatan Partisi'ne yapacağı tek bir iyilik kalmıştır, o da bir an önce çekip gitmesidir'' diye konuştu.Bir gazetecinin, Erkan Mumcu'nun ''Demokrat Parti'yle birlikteyiz'' dediğini hatırlatmazı üzerine de Yılmaz, ''Bir gün öncesinde de 'kahramanca seçime gireriz' dedi. Onun söylediklerini ciddiye almayın'' dedi.

''MERKEZ SAĞDAKİ BOŞLUĞU GİDERMEYE ÇALIŞACAĞIM''

Merkez sağın durumunu nasıl gördüğünün sorulması üzerine de Yılmaz, şöyle konuştu:
''Türkiye, merkez sağdaki boşluğun zararını seçimlerden sonra daha net görecektir. Bu ihtiyacı daha yakından hissedecektir. Eğer önümüzdeki dönem parlamentoya girersem en önemli görevim merkez sağdaki boşluğu gidermek, merkez sağın yeniden tek bir kimlik olarak Türk siyasetine ağırlığını koymasına çalışmak olacaktır.

Mesele bundan sonra Anavatan Partisi'yle sınırlı değil, hatta merkez sağı da aşan merkez partisine ihtiyacı vardır Türkiye'nin. Türkiye'yi bugünkü kutuplaşma, kavga ortamından çıkaracak güçlü bir merkez partiye ihtiyacı vardır. Böyle bir oluşumun bir an önce gerçekleşmesi için elimden gelen her türlü desteği vereceğim. Anavatan Partisi, bundan sonra merkezdeki bu büyük oluşumun kurucu unsurlarından biri olmalı.''Anavatan Partisi'nden istifaları da değerlendiren Yılmaz, kendisinin de bağımsız aday olmadan önce partiden ayrıldığını ifade ederek bugünkü yönetimiyle Anavatan Partisi'nde yapacak bir şey kalmadığını ifade etti.

''KOALİSYON İHTİMALİ AĞIR BASAR GİBİ GÖRÜNÜYOR''

Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Eskilerden bu ülkeye bir şey gelmemiştir, çekilsinler'' dediğini anımsatması üzerine de Yılmaz, ''5 yıl çekildim, baktım yeniden ihtiyaç var geri döndüm. Tayyip Bey'in dediği gibi olsaydı geri dönmeme gerek kalmazdı'' dedi.

Başka bir soru üzerine, seçimin sonuçlar konusunda bir şey söyleyemeyeceğini ifade eden Yılmaz, ''Bu, milletin takdiridir. Ama bu seçim her türlü ihtimale açık gözüküyor. Şu an bir koalisyon ihtimali ağır basar gibi görünüyor'' diye konuştu.

''HÜKÜMET, DEVLETİN ZİRVESİNDEKİ KOPUKLUĞU GİDERMELİDİR''

Terörle ilgili soruları da yanıtlayan Yılmaz, terör ve dış politika üzerinden iç siyaset yapılmasına karşı olduğunu söyledi.Terör konusunun partilerüstü ele alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Biz iktidardayken de muhalefetteyken de meseleye böyle baktık, şimdi de aynı şekilde bakıyoruz. Bu konuda devletin zirvesindeki kopukluktan fevkalade rahatsızım. Hükümete tavsiyem, her şeyden önce devletin tepesindeki bu kopukluğu biran önce gidermesidir. Daha sonra tüm partiler parti farkı gözetmeksizin asgari müştereklerde birleşmek durumundadır. Terör meselesinde bile birleşemiyorlarsa bu partilerin ulusal vasfı sorgulanmalı.''

Yılmaz, ''Türkiye, Irak'ın kuzeyine operasyon düzenlemeli mi?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Geriye dönük konuşmayı sevmem. Bugün maalesef geçmişte yapılan hataların bedelini ödüyoruz. 2003 yılındaki tezkere kabul edilseydi, Türkiye ABD'ye geçiş hakkı verseydi bunun karşılığında Kuzey Irak'ta bir güvenlik çemberi oluşturma imkanı elde edilebilirdi. Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlayacak tedbirlere ihtiyaç vardır. Bu barışçı yollarla, diplomatik yollarla sağlanamıyorsa askeri yolla sağlamaktan başka seçenek yoktur.''