kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Bol pantolonlar, tunik ve gömlekler, kimono gibi geleneksel kesimler, diz boyunda elbiseler ve triko parçalar koleksiyonun ana parçalarını oluşturuyor.

'Türkiye'de moda içi boş bir balon'

ESRA ÇORUH
Moda tasarımcısı Ümit Ünal, yeni koleksiyonunda Klasik Yunan Mitolojisi'nin efsanelerinden yola çıkıyor. Türkiye'de yeni tasarımcılar yetişmediğini söyleyen Ünal, gençleri çok sabırsız ve aceleci buluyor..
Ümit Ünal'la yeni sezon modasını konuşmak için Tünel'deki House Cafe'de buluşuyoruz. Keyifli bir ortamda sevdiğiniz bir insanla röportaj yapmak gibisi yok... Sohbetimizde çıktığı yeni moda yolculuğunu bizimle paylaşan tasarımcı, koleksiyonunun çizimlerini benim için imzalayınca, ben de bu yolculuğa dahil oluyorum.

- Bütün koleksiyonlarınızda bir felsefeden yola çıkıyorsunuz. 'Argo Gemisi'nin felsefesi nedir? - Bu yıl, Eski Yunan'a ait bir kahramanlık yolculuğuna eşlik etmek, onu anlatmak istedim. Bu hikâye; İason'un önderliğinde 55 argonotun (kürekçi), Argo gemisiyle çıktıkları yolculuğu ve bu seçilmiş adamların, özel gemiyle Tanrılara adanmış 'Altın post'u, ejderhanın elinden alışlarının öyküsünü anlatıyor. Birçok kez özellikle tiyatro ve sinemaya konu olmuş bu mitolojik öykü benim kendimi arama yolculuğuma kılavuz oldu. Bir moda tasarımcısı olarak moda diliyle, bu kahramanlık öyküsünü anlatmak istedim ben de.

- Argo Gemisi bir bakıma sizin yolculuğunuz yani... - Aslında öyle. Bu yıl ve bundan birkaç sene sonraki hedefim, diğer tasarımcı arkadaşlarım gibi, İstanbul odaklı çıkıp dünyanın önemli merkezlerindeki doğru butiklerde, koleksiyonlarımın satıldığı noktaları genişletebilmek...

- Yurtdışındaki çalışmalarınız nasıl gidiyor? - Tasarımlarımın, kendi anlayışıma paralel koleksiyonların sergilendiği galeri ve mağazalarda sunulmasına özen gösteriyorum. Avrupa ve Amerika dışında, hızla ilerleyen bir Uzakdoğu pazarı var şu an. Tokyo ve Hong Kong başta olmak üzere, birçok mağazada koleksiyonlarım satılıyor.

- Anlaşılan o ki sizin Argo Gemi'niz, pek çok limanda duruyor... - Anlatmak istediğim de o aslında. Biz tasarımcıları hayalci olarak görüyorlar. Halbuki tasarımcının ayakta kalabilmesi için tasarımlarının da satılıyor olması çok önemli. Bu, kreatif anlamda daha az yaratıcı olmayı kesinlikle gerektirmiyor. Ama artık istiyorum ki, yedi senelik tasarım yolculuğumda benim ve atölyemdeki 15 kişilik gemimin başarıları konuşulsun. - Türkiye'de tasarıma gerekli önem verilmiyor mu? - Bu ülkede açıkcası moda doğru konuşulmuyor. İlk defilesini yapan bir tasarımcı için moda yazarı bile olmayanlar 'Türkiye'yi yerinden oynattı' diye yazabiliyorlar. Bunu çok eleştiriyorum. Keşke böyle yeni tasarımcılarımız olsa... O yüzden de ülkemde modanın boş bir balon olduğunu düşünüyorum.

'TRENDLERİ TAKİP ETMEK LAZIM'


- Yeni sezonda Beymen, Türk tasarımcılara yer vermiş. Bu olumlu bir gelişme, değil mi? - Çok sevindirici bir gelişme. Yurtdışında pek çok noktada satılırken, Türkiye'de maalesef sadece atölyelerimizden bizlere ulaşılıyordu. Türkiye'de tasarım, artık gelişme safhasından olgunlaşma safhasına geçti diye düşünüyorum. Onlar da Türk tasarımcıların çabalarını görmüş olmalılar ki, böyle bir istek oldu. Ayrıca Türkiye'de de insanların "Neden büyük mağazalarda Türk tasarımcılar yok?" diye sorguladığını düşünüyorum. Beymen, yeni sezonda dört Türk tasarımcıya yer verdi. Önümüzdeki sezonlarda da bu zincirin genişleyeceğini düşünüyorum.

- Yeni yetişen genç moda tasarımcılarını nasıl buluyorsunuz? - Genç tasarımcıları çok aceleci ve sabırsız görüyorum ve bu yüzden de çok kızıyorum. Kendilerine uygun alanı bulup o konuya eğilmeleri gerekiyor. Üstelik modanın dışında beslenmeleri için çok okumaları lazım. Tasarım yapan kişinin dünyada neler oluyor, izleyip takip ediyor olması şart.
Haberin fotoğrafları