kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Nilay Dorsa

Öğleden sonra kuşağında çıkış yok!

SAMİ TOSUN
Ev hanımlarında 'psikolojik patlama' yaşanacak, benden söylemesi. Bir toplum, televizyonlarda bu kadar acayip öğleden sonra kuşağı programını kal-dır-maz. (Binbir Gece'deki Onur dublajıyla okunacak.)..
Hafta arası çalışan değerli okurlarımız için, bu hafta kendimi feda edip, televizyonların öğleden sonra kuşağındaki doğa üstü olayları incelemeye aldım. Şöyle söyleyeyim; hakikaten akıl almaz olaylar yaşanıyor bu ülkede. Yani, bir dönem 'sosyal patlama' riskinden söz ediliyordu ya - tabii o 'sosyal' patladı, şimdi kapkaç, gasp, cinayet, tecavüz gibi vakalarda kendini gösteriyor-, yeni tehdit, gündüzlerini televizyon izleyerek geçiren ev hanımlarının psikolojik patlamasıdır. Ciddiyim, hiç şaka yaptığımı sanmayın. Bakınız, Safiye ile Faik'in Faik olanı, toplamış etrafına bir dizi enteresan unsuru, öğlen vakti işini gücünü bitirip televizyon karşısına kurulan kadınların zihinlerini pelte kıvamına getirmek için tüm imkânlarını seferber ediyor. Olmaz böyle bir şey! Yani, şöyle izah edeyim: Bugüne dek yaptığı son derece acayip çıkışlardan ve şuur sorunu olan konuşmalarından tanıdığımız 'bakire manken' Nilay Dorsa bile, programdan kaçmak zorunda kaldı.

KALDIRMA KUVVETİ!
Daha evvel atv'deki Profesyonel adlı şarkı yarışmasına katılmış ve orada 'potansiyel'inin tamamına yakınını ortaya sermiş olan Ela adlı şarkıcı kızımız, o ortaya serdiği 'potansiyel'inin geri kalanını programda 'polemik' adı verilen nümayiş esnasında koyverince, Nilay Dorsa'nın hayli yüksek kaldırma kuvveti bile duruma dayanamadı, stüdyodan kaçtı. Arşimet olsa, o da kaçardı! Faik Abi'nin ortama müdahale edememesi bir yana, yılların magazin 'duayen'i Aykut Işıklar, yaşananları ağzı açık izlemek zorunda kaldı. 'Ünlülerin psikolojik danışmanı' kontenjanından stüdyo ekibine dahil olmuş umut vaat eden ortam insanının ise Oray Eğin'den ödünç aldığı Amerikan aksanlı dili tutuldu. Ama öğleden sonra kuşağı, hakikaten, Kevin Costner'ın oynadığı No Way Out (Çıkış Yok) fimine benziyor. İLLE

DE TÜRK DELİKANLISI
Kanalı değiştirdiğiniz anda, atv'de apayrı bir âleme giriyorsunuz; bir siyahi genç arkadaş, artık Afrika'dan mı, başka bir memleketten mi Türkiye'ye gelmiş, ortamda saçma bir şekilde oturuyor, ona âşık olduğunu ve evlenmek istediğini söyleyen genç bir hanım kardeşimiz, karşısında, "Kızımı bu ecnebiye vermem! Türk delikanlısı mı kalmadı?" diye bağıran bir anne figürü, telefonla bağlanan, stüdyodan zıplayan türlü türlü izleyici... Yani, Faik Abi'den seken, "İlle de Türk delikanlısı," diyen 'cumhuriyetçi' anne ile "Bana ne, evlenicem, bu benim hayatım," diyen 'beynelmilel' kızına, kendini kaptırıyor. Hani bu arada, "Komşulara rezil olduk," diye düşünen yok; Türk milletinin hakemliğinde 'kocaya, hem de siyahi bir kocaya kaçarımkaçamazsın' çekişmesi yaşanıyor. Çocuklar Duymasın'ın Karadenizli 'Fısfıs'ını da programa hakem yapmışlar, tüm bu acayipliğin üzerine, "Şimdi, çocuk Türk mü olacak, ne olacak?" diye tüy dikiyor. Kanaatimce bu seri, iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalıdır. Çünkü bu fakültelerdeki talebeler, oralardan mezun olduğunda gerçekten iletişebileceklerini sanıyor; halbuki televizyon programlarının tümü, iletişmeme üzerine kuruluyor.

YAN KOMŞU ESRA HANIM
Ne yalan söyleyeyim, Serap Ezgü ve Esra Ceyhan, bu izlediklerimden sonra gözüme normal birer insan olarak göründüler. Halbuki, malumunuz, onlar da enteresan kimseler. Serap Hanım'ın aile facialarını sonuna kadar götürüp ustalıkla içinden çıkılmaz hale getirmesi beni hep hayrete düşürmüştür. Öte yandan, Esra Ceyhan bambaşka. Memlekette giderek dozajı artan acayipleşmeye ayak uydurmaya, stüdyoda gerilimi artıracak atraksiyonlara girme telaşıyla, ki bu aslında diğer kanallardaki gerilime karşı reytingini savunan bir çeşit annelik içgüdüsüdür, pek bir şirin görünüyor. Programın jeneriğinde ekrana yansıyan fotoşoplanmış sülün gibi Esra Hanım fotoğraflarından sonra stüdyoya giren tombul yanaklı gerçek Esra Hanım, bir yandan ciddi olmaya, bir yandan da trajediye uyum sağlamaya koşullanmış kaşlarını, gözlerine uydurmaya çalışıyor. Tarifsiz bir mizah hali. O orta yaşlı ev hanımlarının tümünün oğullarına almak istediği eski Esra Ceyhan gitmiş, şimdi çoluk-çocuk sahibi yan komşu modelinde tekrar evlere girmiş, komşuların kalbini fethetmek için 'veriyor coşkuyu'... Görev icabı neler yapıyoruz, görüyor musunuz halimi?..
Haberin fotoğrafları