'Arıza kadın'ın iç dünyası

İngiltere'de güncel sanat denince akla gelen ilk isimlerden biridir Tracey Emin. Fırtınalı yaşam öyküsünü; çocukluğunu, cinsel hayatını, aile sırlarını çarpıcı, kimine göre 'rahatsız edici' yöntemlerle aktaran Emin'in otobiyografik yazılarından oluşan Yaban Vatan adlı kitap geçtiğimiz hafta piyasaya çıktı. Türk asıllı sanatçının köklerine yolculuk yaptığı kitapta, oldukça hüzünlü bir aşk hikâyesi de var. Yaban Vatan, Emin'in hayatından kesitlerin sunulduğu üç bölümden oluşuyor; Anavatan, Babavatan ve Tracey Vatan. Emin Anavatan'da; doğup büyüdüğü İngiltere'nin Margate kasabasını; ikiz kardeşi Paul ile ilişkilerini ve çocukluğunu anlatıyor. Babası ve annesi hiçbir zaman evlenmemiştir. Baba Emin başka bir kadınla evlidir ve iki aileli bir hayat yaşamaktadır. Babasının işi dolayısıyla sekiz yaşına kadar bir otelde, kendi deyimiyle 'prensesler gibi' yaşar Emin; "Zengindik, şımartılmıştık. Üç dil konuşuyorduk: İngilizce, Türkçe ve tabii ki kendimizinkini..." Daha sonra ailenin maddi durumu kötüleşir ve eski bir personel kulübesine taşınırlar. 10 yaşında tacize uğrar; 13 yaşında ise tecavüze. Önceleri inzivaya çekilir ve erkeklerden uzak durur. Daha sonra yine kendi deyimiyle 'bir güç gösterisi' uğruna, kasabadaki tüm erkeklerle yatmaya başlar. 17 yaşına geldiğinde geçinebilmek için bir seks mağazasında bile çalışan Emin, bugünkü sanatını etkileyen en önemli nedenlerini; geçmişini, çocukluk travmalarını, acılarını, arzularını, hayallerini ve hayal kırıklıklarını samimi bir dille anlatıyor Anavatan'da.

BABASI KIBRISLI
Babavatan'da ise Tracey Emin'in Türk atalarını tanıyoruz ve Kıbrıs ile Türkiye seyahatlerine tanık oluyoruz. Ve bugün de hayatında çok önemli bir rol oynayan Kıbrıs asıllı Türk babası, Enver Emin'i tanıyoruz. Bir Rum köyünde doğup büyüyen Enver Emin'in anne ve babası Türk'tür ancak derisi 'gece kadar' siyahtır. Bununla ilgili anısını şöyle anlatıyor Tracey Emin: "Bir gün babamızın zenci olduğunu söylediler bize... Babam bana büyük büyük dedesinin Osmanlı İmparatorluğu'nda bir köle olduğunu söylemişti. Derisi bir gece kadar karanlık, Sudanlı bir savaşçıydı..." Tracey Emin, çocukluğu boyunca başka bir aileyle paylaşmak zorunda kaldığı babasını daha yakından tanımaktadır. Birlikte Türkiye içinde ve Kıbrıs'ta seyahat ederler. Annesiyle beraber çocukluğunda yaşadıkları Kastamonu'ya uğrarlar. Enver Emin, çamaşırlarını yıkadıktan sonra sokağa astığı için annesinin nasıl ufak çaplı bir linç girişiminden kurtulduğunu anlatır orada. Tracey Emin, 'gerçek bir aşk hikâyesi' olarak adlandırdığı bölümde ise, Türk sevgilisi Abdullah'ı anlatıyor: "Adam bir Türk, bir balıkçı, bir dağ insanı. Sevgili olmamız yanlıştı. Karısı hasta düştü, çocukları mutsuz oldular... Günlerini bana kasetler hazırlayıp aşk mektupları yazarak geçirdi. Ailesinin parasını birlikte çektirdiğimiz fotoğrafları tab ettirmeye ve İngiltere'ye milletlerarası telefonlar açmaya harcadı. Havaalanında, koca elleri cama dayanmış. Arkama baktığımda ağlıyordu. Onu bir daha hiç görmedim. Bana son söylediği, 'Hikâyemizi güzel yap,' oldu."

KÜRTAJ DENEYİMİ
Tracey Vatan'da ise Emin'in cinsel hayatını daha detaylı öğreniyor, istenmeyen hamileliklerine, iki kürtaj deneyimine, gerçek hislerine, acılarına ve pişmanlıklarına şahit oluyoruz. Tracey, sanata küsüşünü de yine samimiyetiyle anlatıyor: "Çok korkunç bir ayrılıştı. Sevdiğim ama karşılığında sevilmediğim her şeyi bırakma girişimlerimin hepsi duygusal intiharımın bir parçasıydı." Tracey Emin, My Bed çalışmasıyla aday olduğu, ancak alamadığı Turner ödüllerinin sonrasında, sarhoş katıldığı Kanal 4'teki canlı programını da anlatıyor. O gece orada olduğunu bile hatırlamadığını itiraf eden Tracey, kırık parmağının ağrısı geçsin diye aldığı ağrı kesicilerine atıyor suçu. Ama bu skandalın sonrasında sanatının 'peynir ekmek' gibi satmaya başladığını da yine kendisinden öğreniyoruz.