Hüsnü Şenlendirici Sururi Mahallesi'nin çocuğudur. Sururi Mahallesi Kasımpaşa'nın üst, Tarlabaşı'nın alt tarafıdır.
Oralarda yaşayanlar için delikanlılık hayat anayasasıdır. Bir dergide Hüsnü Şenlendirici'nin söylediklerine ve verdiği pozlara takıldım.
En çok da Bağdat Caddesi'nde ve Caddebostan Plaj yolunda görmeye alışkın olduğumuz bir motosikletin üzerindeki resmine...
İğreti durmuş diyemem ama gerçek de durmuyor. Hüsnü diyor ki "Eşimle gazetecilere konuştuğu için boşandım" sonra devam ediyor: "Deniz'i seviyorum, âşığım demedim ki..."
Böyle bakınca aşkına sahip çıkamayan bir kaypak, imaj düşkünü bir adam portresi ortaya çıkıyor. Sonra anlıyorsunuz ki adam hâlâ biriyle evliyken bir başkası için "Seviyorum diyemem" diyor.
Yaşadığı şey aileden aldığı terbiyeye uymadığı için "Mutsuzum" diyor.Ağzından dökülen cümlelerde olmasa bile her satır "Bocalıyorum" diye bas bas bağırıyor.
Hüsnü Şenlendirici boşanmaya giden süreçte çok kalp kırdı, kimi zaman insanlara ağız dolusu küfretti.
Küfür, kalp kırmanın mazereti olmaz ama anlaşılabilir.
Şenlendirici, Deniz Seki için "Erkek gibi kızdır, en az benim kadar erkek" ifadesini kullanmış.
Delikanlılık ve erkekliğin anayasa olduğu bir mahallede büyüyen biri bu sözü kolay kolay etmez...
Belli ki adamın derdi "Parayı bulunca, karısını boşadı" denmemesi.
O yüzden Şenlendirici yine kendi olmalı. En azından verdiği pozlarda...
Yayın tarihi: 31 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/31//haber,F20A76A952FA44FCBEA8494095A175C6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.