Arınç: Bölükbaşı'na soruşturma açılabilir
TBMM Başkanı Bülent Arınç, eski Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın ahlakına ve güvenine emanet edilmiş konularda açıklamalar yaptığını kaydederek, bu nedenle kendisi hakkında soruşturma açılabileceğini söyledi.
Bülent Arınç, vefat eden Hilaliye Eğitim Vakfı Başkanı Şahin Yılmaz'ın cenaze törenine katılmak için geldiği Manisa'da, açıklama yaptı. Arınç, eski Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın televizyon kanalında yaptığı ve yazılı basına da yansıyan açıklamalarını takip ettiğini belirtti.
Bülent Arınç, Bölükbaşı'nın, beyanatlarında 1 Mart 2003 tarihli tezkere öncesinde yaptığı çalışmaları, tezkerenin niçin kabul edilmediğini, ABD yetkilileriyle neler konuştuklarını anlatmaya çalıştığını kaydetti. Bölükbaşı'nın, beyanatlarında çok gizli kalması gereken bilgi ve belgelerden söz ettiğini kaydeden Arınç, ''Ne yazık ki bunları siyasi amaçlı kullanıyor'' dedi.
Deniz Bölükbaşı'nın açıklamalarını fevkalade yanlış bulduğunu kaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Böyle bir yanlışlığı yılların deneyimine sahip olduğunu bildiğimiz bir büyükelçinin ağzından duymuş olmamız vahimdir. Sayın Büyükelçi, emekli olarak siyasete atılmamıştır. İstifa suretiyle siyasete atılmıştır. İstifa etmiş ve bir partiden milletvekili aday adayı olmuştur. Seçilemediği takdirde diğer kamu görevlileri gibi (subaylar ve hakim sınıfı hariç) tekrar eski görevine dönmesi mümkündür. Çalıştığı kurumun sahip olduğu gizli bilgi ve belgeleri açıklaması kanunen de ahlaken de mümkün değildir. Kendisinin ahlakına ve güvenine emanet edilmiş konularda, büyükelçinin taşıdığı sıfat itibariyle bir kamu görevlisi olarak, bunları her zaman muhafaza etmesi gerekirdi. Dolayısıyla üstlerinden izin almadan, basına konuşma imkanı bulmuşsa kendisi hakkında hem idari açıdan, hem disiplin yönünde, hem de gerektiriyorsa Ceza Hukuku açısından bir soruşturma açılabilir.''
Bölükbaşı'nın bir partiden milletvekili aday adayı olduğunu kaydeden TBMM Başkanı Arınç, ''Partisine artı temin etmek istiyor, kendi siyasi geleceğini teminat altına almaya çalışıyorsa bu çok yanlış bir davranış olur. Kendisine yakışmaz. Dışişleri Bakanlığı camiasından da bu tür kamu görevlileri çok az çıkar. Bu konuda, bugün veya gelecekte bir soruşturma açılabileceğini, izin almadan bilgi ve belgeleri deşifre ettiği için suçlanabileceğini kendisine duyurmak istiyorum'' şeklinde konuştu.
''ENGEL OLMAM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR''
Bölükbaşı'nın ''1 Mart 2003 tarihli tezkerenin görüşmeleri sırasında CHP'liler bir şeyler öğrenmek istedi, ama Meclis Başkanı buna engel oldu'' şeklinde ifadelerin yer aldığını anımsatan Bülent Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kapalı oturum yapılmıştır. O kapalı oturumu ben yönettim. İç tüzüğümüz gereğince hem de kanun gereğince burada konuşulanların dışarıda anlatılması mümkün değildir. İç tüzüğümüze göre kapalı oturumlar Danışma Kurulu kararı almak suretiyle, ancak 10 yıl sonra açıklanabilir. Tezkerenin üzerinden 3 yıl geçmişken, bu tezkere toplantısında şunlar bunlar konuşuldu diye ifşa etmenin, kanunen suç olduğunu bilmesi gerekir. Yaptığı ithamla ilgili bir şey söz konusu olmamıştır. Söz talep etmeleri, kendilerinden bir şey sorulması ve benim buna engel olmam, sadece bu kadarını söyleyeyim, söz konusu değildir.''
''BÜROKRATLAR MUHATAP DEĞİL''
Genel Kurul toplantılarına hükümet ve TBMM üyelerinin muhatap olarak girdiğini, bürokratların muhatap sıfatı olmadığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''Bürokratlar, Genel Kurulun izniyle toplantıya alınırlar. Kendilerinden, hükümetin veya muhalefetin bir sorusu varsa onu cevaplandırırlar. Yine bizim iznimizle. O günkü toplantıda böyle bir şeyin cereyan ettiğini düşünmüyorum. Toplantıya hakimdim. Baştan sona kadar takip ettim. Sayın Bölükbaşı ve içeriye giren bürokratlar böyle olmadığını çok iyi bilirler.''
Bölükbaşı'nın, açıklamalarını, kritik, gözyaşlarının çoğaldığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyine olası operasyonundan bahsedildiği günlerde yaptığını kaydeden Bülent Arınç, ''Sayın Bölükbaşı'yı rahmetli babasından da tevarüs ettiğine inandığım güzel hasletlerle düşünmek ve görmek isterdim. Böylesi önemli bir konuyu böylesi bir kritik zamanda, yani terörün arttığı, gözyaşlarının çoğaldığı TSK'nın Kuzey Irak'a olası operasyonundan bahsedildiği günlerde rağbet bulacak böyle bir konuşmayı bir televizyon kanalında siyasi amaçla yapmış olmasını, teessüfle karşıladığımı bildirmek isterim'' dedi.
TBMM'DEKİ KAVGA
Meclis Başkanı Bülent Arınç, dün TBMM'de yaşanan kavga olayına da değindi. Meclis TV'nin, Yayın Kurulunun ilkeleri doğrultusunda yayın yaptığını ifade eden Arınç, tartışmaların Meclis Başkanının birleşime ara verdikten ve kürsüden ayrıldıktan sonra yaşandığını, bu nedenle de Meclis TV'nin bu görüntüleri göstermesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Yaşanan olayın Meclisin, siyasetin ve siyasetçinin itibarını fevkalade zedelediğini kaydeden Arınç, ''Buna kim neden olursa olsun yanlış bir iş yapıyor. Biz kendilerini her platformda ikaz etmeye çalışıyoruz, ama son günlerin yorgunluğu ve sinirli hali içinde bu tür istenmeyen olaylar cereyan etmiş olabilir. Olaydan dolayı fevkalade üzgünüm'' diye konuştu.
Milletvekillerinin Anayasa gereğince kürsüdeki sözlerinden dolayı sorumsuz olduklarını, bunda amacın milletin vekilleri olan milletvekillerinin duygularını, düşüncelerini, inançlarını hiçbir baskı altında kalmadan rahatlıkla söylemelerini sağlamak olduğunu ifade eden Arınç, ''Hatip kürsüsünde kim olursa olsun, ister başbakan, ister genel başkan, ister milletvekili, mutlaka üslubunu çok temiz tutmak mecburiyetindedir'' dedi.
Yaşanan olayın son olmasını temenni eden Bülent Arınç, milletvekillerini ''sükunete ve itidale'' davet ettiğini ifade etti.
Yayın tarihi: 29 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/29//haber,4BE5BD14FD8D448AAEDC24559AC6D091.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.