Ben Abdullah Avcı'yı Türkiye'nin Mourinho'su olarak görüyorum.
Mütevazı, bilgili, başarılı, yetenekli, sevilen, saygın, düzgün karakterli ve adam gibi adam Abdullah Avcı... Türkiye, Avcı'yı U-17 Milli Takımı'nın başarılarıyla tanıdı. U-17'yi önce Avrupa şampiyonu sonra da dünya 4'üncüsü yaptı. U-17'nin dünya şampiyonu olmasını Brezilya'nın güçlü lobisi engelledi. Yarı finalde rakip Brezilya'ya 4-3 kaybettik. Hakemin taraflı yönetimi sonucu iki oyuncumuz atıldı; bir penaltımız da verilmedi. Yarışmacı ve yetiştirici kimliğiyle ön plana çıkan Avcı, Milli Takım'da bir alt kademeye atanınca kendine özgü duruşuyla görevi bıraktı. Oysa doğru hamle, yaşça bir üst sınıfa geçen öğrencileriyle birlikte çalışmasına izin verilmesiydi.
Ünlü filozof Axel Munthe şöyle der:
"Başarının 4 şartı vardır: Bilmek, istemek, cesaret etmek ve susmak." Bu özelliklerin hepsi de Abdullah Avcı'da mevcut...
Milli Takım sonrası İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başına geçen Avcı, yeteneğini takımını Süper Lig'e çıkartarak kanıtladı... Bu başarıyı tüm maçlarını Galatasaray'ın şikayet ettiği ve başarısızlığa kulp taktığı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynayarak elde etti. Seyircisi bile yoktu. Rüzgardan ve soğuktan şikayet etmedi.. Kadrosu da mütevazıydı.
EN BÜYÜK SİLAHI KARAKTERİ Şimdi Galatasaray yönetimi doğru bir düşünceyle Abdullah Avcı'yı G.Saray'ın başına getirmeyi planlıyor. Türk futbolunu ve Türk futbolcusunu yakından tanıyan, kendine güvenen, Galatasaray camiasını bilen, kendi futbol felsefesine inanan bir hoca Avcı...
En büyük silahı düzgün karakteri, kimseyle kavga etmemesi ve futbolcularının duygularına hitap etmesidir... İnsanların duygularını harekete geçirmeden başarılı olunamaz. Çünkü kalp beyinden önce gelir. Avcı'nın başarısı bilgisinin, çalışkanlığının ve becerisinin bir ürünüdür.
Ancak çalışma hayatında yarattığı sevgi ortamı ve öğrencilerine aşıladığı güven de başarısında önemli yer tutar. Eğer Galatasaray yönetimi Avcı'yı gerçekten düşünüyorsa yetkiyi de tam vermelidir. Yönetim,
"Ahmet'i aldık, Mehmet'i getirdik; al oynat" derse yanlış olur. Bu davranış hem Avcı'nın futbol felsefesine hem de Galatasaray'a zarar verir. Büyük başarıların sahipleri küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. Avcı da işini titizlikle, sabırla yapan ve büyük başarıları olan bir teknik adamdır.
Yayın tarihi: 28 Mayıs 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/28//haber,582E078A0B904C6A826A921399E5B086.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.