Makina da doğurur muymuş demeyin. Bizim memlekette her şey mümkün... Efendim, Okan Bayülgen'in sunduğu Makina programında Öfkeli Kalabalık parodileriyle büyük beğeni kazanan dört kişilik ekip, CINE 5'te cuma akşamları bir talk show programına başladılar. Ben ikinci haftasına yetişebildim. Konular ve konuklar pek eğlenceli. Bizim çocuklar ağırladıkları konuğu hemen bir oyunun içine dahil ediyorlar. Konuk da kısa sürede o senaryonun bir parçası haline gelip, bütün maharetini sergiliyor. Benim izlediğim bölümde Şenay Akay bir köylü kızı tiplemesi yaptı ki hayran oldum. Belli ki töre dizilerinden daha çok ekmek çıkacak. Yeni yapımlar için benden prodüktörlere Şenay tüyosu: Bu yeteneği değerlendirin. Gürgen Öz, Rüya Önal, Murat Akkoyunlu ve Özgür Çakıt'dan oluşan bizim gençleri ise tüm iyi niyetlerine rağmen biraz tutuk gördüm. Belli ki kabuklarını kırıp, şovun havasına girmeleri ve kendilerine güvenlerini kazanmaları için bir kaç haftaya daha ihtiyaçları olacak. Bir de aralarındaki diyalog henüz "ver-kaç" yapacak olgunluğa erişmemiş gibi. Ama ben bu ekipten çok umutluyum. Zira bizim ekranların sadece konuşan değil, "hem düşünen hem konuşan kafalara" fena halde ihtiyacı var. Hazır söz açılmışken, iki kelâm da Okan Bayülgen için... Bu hafta programın başında ağırladığı zehir gibi üç engelliye hayran oldum. Görme engelli Selim-Kerim Altınok kardeşler ve spastik Serkan Erol hem işlerinde, hem özel yaşam ve hobilerinde zirve yapmışlardı hem de hepimizi kıskandıracak kadar kendine güvenliydiler. Onları izlerken hangimizin sağlıklı, hangimizin engelli olduğu konusunda tereddüde düştüm. Okan'ı bu insanlarla bizleri tanıştırdığı için ve Engelliler Haftası'na televizyondaki en önemli katkıyı sağladığı için kutluyorum. Okan'a bir tebrik de, engellilere nasıl davranılması gerektiği konusunda herkese ders verdiği için. Okan, onlara hak ettikleri şekilde, sadece "sıradan insan" statüsü tanıdı. Herkesle geçtiği gibi onlarla da dalgasını geçti. Torpil yapmadı, acıma hissi uyandıracak sözler sarf etmedi, reyting leğeninde vicdanları hunharca çitilemedi.. Okan son dönemde değindiği sosyal konular ile şovunu hem eğlendiren hem de bilgi içeren "yararlı" bir gençlik programı haline dönüştürdü. Sezon başında Makina azıcık tekler gibi olmuştu. Sonradan bir güzel istim tuttu. Okan seneye ekranın önünden vazgeçip, gerisine geçecekmiş. Yüzünü ve şovunu dinlendirme ihtiyacını anlayışla karşılıyorum. Ama gelin görün ki, ekran şu günlerde "ne yaptığın bilen" televizyonculara muhtaç. Sizi bilmem ama ben şimdiden Makina'yı özledim bile...
Yayın tarihi: 23 Mayıs 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/23/gny/haber,79F5FA67D7294903BCA12C6AEC4FED4C.html
Tüm hakları saklıdır.