kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Mayıs 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Sevgimi gösterme konusunda çok fazla başarılı değilim!

* Sevginizi gösterebilen biri misiniz? Bu benim hâlâ öğrenmeye çalıştığım bir şey. Türkçe'de 'canım' gibi sevgi sözcükleri daha yoğun kullanılır. Ama hâlâ sevgiyi gösterme konusunda çok başarılı olduğumu düşünmüyorum. Herkesi severim ben. Sonra insanlar yaptıkları şeylerle o sevginin dozajını belirlerler. Ama her insanı sevmeye, o ideolojide yaşamaya çalışıyorum. Herkes sevilmek istiyor. Herkes, insan ayırmadan, kendine göre dürüst bir sevgiyle sevse...
* Korkularınız mı öne çıkıyor? Hepimiz hayatta bazı yaralar almışız. Korku, sevgiyi körelten bir şey. İlginçtir ki aynı zamanda aşkı da yükselten bir şey. Bu; şu sıralardaki teorim. İki ay sonra yanlış diyebilirim. Kaybetme korkusunun özellikle aşkı yükselten ama sevgiyi körelten bir şey olduğunu düşünüyorum. Kendini koruma isteği buna sebep. Baz sevginin çok üstünde bir sevgi gösteremiyorum. İnsanlara hak ettiği saygı ve sevgiyi göstermek istiyorum.
* Fazla sevmek ve zaaf sahibi olmak bir tür kusur olabilir mi? Mükemmeliyetçi olduğum ve sevdiğim zaman beni yaralayan bir şey olabileceği için bu bir zayıflık haline gelebilir. Ve o zayıflığı göstermemek gerek. Şöyle bir yanılsama içersindeyiz. Aslında güçlü, kendisiyle barışık olan ve sağlam duran insan sevebilir. Ve o sevgiyi de korkusuzca gösterebilir. Korkusu yoktur ki, o sevgiyi paylaşır. Çok güzel bir laf var. Seninle onu paylaşmak istiyorum. Sevgi şeklimiz geri dönüşüme odaklı olduğu için yaralanma riskimiz büyük. Kalbimizi açtığımız zaman onun arkasında duran bir olgunluk olmadığı için yani yaralanma riski çok büyük. Bunun üstüne gitmeye çalışıyorum.
* İnsan karşısındakine güvenirse o kapıyı açar. Kendine güvenmek... Öyle bir duruma gelmek ki sevgiyi karşılık beklemeden vermek. Oradan gelecek bir zarar artık zaten bir zarar olmaz. Çünkü zaten o sevginin ortaya çıkması için bu bütünlükte bir insan olmuşsundur, artık senin egonu kimse yaralamaz.
* Bu durumdan hiç kaybettiğiniz oldu mu? Dışa vurabildiğim ve içimden gelen arasında bayağı bir fark var. Küçükken daha dışavurumcu olduğum zamanlar oldu. Sonuçta içindekini dışarıya vurmanın özgürleştiren bir şey olduğunu düşünüyorum. Aslında açık vereceğim ve karşımdakine hedef sunacağım diye düşünüyoruz ama çok daha özgürleştiren bir şey olduğunu biliyorum.