Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi Halk Hareketi Birliği lideri (UMP) Nicolas Sarkozy, göç ve güvenlik politikasıyla ekonomide daha az korumacı ve liberalliği savunan politikaları, kampanya sırasında ön plana çıkarttı.
UMP liderliği dışında uzun bir dönem içişleri bakanlığı yapan Sarkozy, ülkeye gelen yabancı göçmen sayısının düşürülmesi ve bundan sonra alınacak göçmenlerin kabulü için çeşitli kriterlerin belirlenmesini kampanya sırasında ciddi biçimde gündeme getirdi.
Fransa'nın ihtiyaç duyduğu alanlarda ''seçilmiş göçmen'' alınmasını talep eden Sarkozy, ''aile birleşmesiyle'' ülkeye gelecek göçmenlerin uyumu konusunda da çeşitli ölçütler belirlenmesini istedi.
Göçmenlerin ailelerini yanlarına getirebilmesi için yeterince büyük evde oturması ve ekonomik durumun elverişli olması gerektiğini savunan Sarkozy, ülkeye gelecek göçmenlerin uyum gösterebileceklerini kanıtlayabilmek için, yaşadıkları ülkelerdeki Fransız konsolosluklarında sınava girmelerini önerdi.
Kaçak göçle mücadele konusunda son iki yıl içinde sert tedbirlere başvuran Sarkozy, yakalanan kaçak göçmenlerin ülkelerine toplu sınırdışı edilmelerine de seçilmesi halinde devam edileceği mesajını verdi.
Sarkozy'nin göçmen politikası, insan hakları ve sivil toplum derneklerinin sert tepkisine yol açtı.
Siyasi gözlemciler, merkez sağın dışında, aşırı sağın da oylarını almak isteyen Sarkozy'nin özellikle bu konuda taviz vermeyen tutum içine girdiği yorumunu yaptı.
UMP lideri göç politikası dışında, güvenlik ve asayiş sorununu da kampanyada özellikle ön plana çıkarttı. Yargının, suç işleyenlere gerektiği kadar sert ceza vermediğini savunan Sarkozy, zaman zaman, baroların sert eleştirilerine hedef oldu.
Sarkozy, yine bakanlık dönemi sırasında başlayan banliyö olayları sırasında, sürekli suç işleyen yabancıların ülkelerine geri gönderilecekleri uyarısında bulunmuştu.
Sarkozy ayrıca, Afrika ülkeleriyle yeni göç politikası konusunda uzlaşmaya varmak istediğini söyledi.
Sarkozy, AB anayasasının onaylanarak birliğin içinde bulunduğu krizden çıkması konusunu, dış politika hedeflerinin başına yerleştirdi.
Seçildiği takdirde ilk ziyaretini Berlin ve Brüksel'e yapacağını söyleyen Sarkozy, AB anayasasının ''daha basitleştirilerek'' ve ''özellikle karar verme mekanizmasında yapılacak reformlarla'' tekrar onaylanma sürecine sokulmasını önerdi.
Sarkozy, Fransa'da referandum değil, yeni anayasanın parlamentonun oyuyla onaylanmasını gündeme getirdi.
UMP lideri, haftalık 35 saatlik çalışma süresinde esneklik sözü verirken, daha liberal politikalardan yana tutum sergiledi.
Sarkozy, patronlara daha esnek ve daha az korumacı bir ekonomi sözü verirken, memur sayısının düşürüleceği vaadinde bulundu.
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/06//haber,7108F451D8D7460E8A6D666353D6A8D2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.