Sezen sadece besteci Sertab da eskiden iyiydi

Ünlü şarkıcı Fatih Erkoç, 1987'den beri dillerden düşmeyen şarkılarını 'Kör Randevu-Collection' adlı bir albümde biraraya getirdi. Rec by Saatchi etiketiyle piyasaya sürülen albüm toplam 18 parçadan oluşuyor. Albümde 'Emmioğlu' şarkısının değişik versiyonlarının yanı sıra; 'Ellerim Bomboş', 'Yol Verin A Dostlar' ve 'Elveda Tatlım' gibi klasikleşmiş şarkılar yer alıyor.

ESAS BEKLENEN BUYMUŞ!

İsim babalığını ve fotoğraf çekimlerini Okan Bayülgen'in yaptığı albümün büyük ilgi gördüğünü belirten Erkoç, "Bir önceki albümümün adı 'Beklenen'di. Oysa dinleyiciler aslında bu albümü bekliyormuş" diye konuşuyor. Müzikte 38'inci yılını geride bırakan sanatçı, insanların müzik zevklerinin hâlâ düşük olduğundan ve pop müzikte Bülent Ersoy kalitesinde bir ses bulunmamasından yakınıyor...

* Eski şarkıları bir araya getirme fikri nasıl doğdu?
Aklımdaydı bir yıldır. Geçen sene Beyaz Show'da 'Emmioğlu' şarkısını seslendirdiğimde çok beğenilmişti. Halbuki o şarkıyı 13 yıldır söylüyordum. Sonrasında birkaç arkadaşım bir albüm çıkarmamı önerdi. 'Best Of' yapmaya karar verdik. O albümdeki bazı şarkıları bulamadıklarından, kasetlerini kaybettiklerinden yakınıyordu insanlar. Böyle bir beklenti vardı yani. Ben de kendimi Ercan'a teslim ettim. Dolu dolu bir albüm oldu. Aslında 22-23 şarkılık bir albüm düşünüyorduk ama ancak 18 şarkı sığdırabildik. Ercan Saatçi yapmak istedi albümü. Onun prodüktörlüğüne çok güvenirim. Aslında bu albümü 'Emmioğlu' için yaptık ama şarkının söz yazarı o sözleri kullanmamıza izin vermedi.

İSİM OKAN'DAN!

* Neden?
Anlayamadık. Biz de Müge Ezeren Hanım'a İspanyolca şarkı sözü yazdırdık. İngilizce sözleri de değiştirdik. Arapça versiyonu aynen kaldı.

* Albümün adı neden 'Kör Randevu'?
Fotoğraf çekimlerini Okan Bayülgen yaptı. Çekimler oldukça da eğlenceli geçti. Bir çekim arasında 'Blind Date' diye bir fikir attı ortaya. Türkçesi 'Kör Randevu'. Kör randevu daha önce hiç yüz yüze gelmemiş iki kişinin buluşması anlamına geliyor. Sanatçının albümü dinleyicisine yaptığı çekingen bir buluşma teklifidir. Dinleyen de sanatçının samimiyetini test eder. Bu birbirini tanımayan ve bilmeyen ama merak eden iki tarafın verdiği riski en düşükama ödülü en büyük buluşma. Kör randevu, çok büyük bir aşk!

* Albüm bilinen şarkılarınızdan oluştuğundan, beğenilmeme korkunuz olmamıştır...
'Ellerim Bomboş' albümü 1 milyonluk satışlara ulaşmıştı. O zamandan beri insanlar bu şarkıları seviyor. Bu albüm iki taraf için de ödül bence. Ama tabii ki endişe var, çünkü piyasa gittikçe sorunlu hale geliyor.

* 'Yol Verin A Dostlar'dan İsmail YK'nın 'Allah Belanı Versin'ine doğru bir gidiş var müzikte...
O albüm 800 bin satmış galiba. Ben yine de sanatçıyı tenkit etmek istemiyorum. Demek ki beğenip de alanlar var. İnsanların müzik kulaklarını hâlâ yukarı çekememişiz demek ki!

* Bu albümdeki şarkılar arasında sizin içinizde en ayrı bir yeri olan var mı?
Bu albümde 'Cefalar' ve albümdeki tek yeni şarkı 'Can Evimden'i bir de rahmetli babam Hasan Erkoç'un Türk Sanat Müziği bestesi 'Elveda Ey Gençlik'i çok seviyorum. Ayrıca 'Ellerim Bomboş' ve 'Anı'nın remix'leri güzel oldu.

STAR OLUP DA KALICI OLAN YOK

* Bir röportajınızda "Caz da söylesem, en ticari şarkıyı da; insanlar yaptığım işi iyi kabul ediyor. Çünkü ne yaparsam yapayım hissederek yapıyorum" demişsiniz...
Ben kendi kendimi methetmeyi sevmem. Bunu eski menajerim Burak Pekün söylemişti, 'Her tarz müziği iyi söyler, söylerken o müziklere uyar' demişti. Bazı operacılar, şancılar cazı operacı gibi söyler ama ben cazcı gibi söylüyorum. Oysa bir tarzı icra edenler başka bir tarzı söylerken tam olarak hissetmiyor. Ben 38 yıldır sahnedeyim. Bazı tenkitler oluyor 'mankenler dizilerde oynamasın' diye. Oysa o rolü kendilerine yakıştırıp kıvırabiliyorlarsa oynasınlar.

* Müzikte de var mı böyle isimler? Yarışmadan çıkma şöhretler var. Bayhan mesela...
Özellikle 'Popstar Alaturka'nın yarışmacıları başarılı. Çoğu eğitimli ve uzun zamandır profesyonel anlamda çalışan isimler zaten. Ama bu tür yarışmalardan çıkanlardan bugüne kadar pek bir star yaratılmadı. Star olup da kalıcı olan yok. Ben de Kuşadası Şarkı Yarışması'ndan çıktım. Ama kendimi tanıtmam 1992'de, yani yarışmadan çok sonra 'Ellerim Bomboş' albümü ile oldu.

* Beğendiğiniz sesler arasında kimler var?
Bülent Ersoy ve Mine Koşan mesela. Ama pop müzikte bu tür iyi sesler daha az. Bülent Ersoy çizgisinde pop müzik söyleyen yok!

* Sezen Aksu, Ajda Pekkan ve Nilüfer de mi o ayarda değil?
Sezen Aksu bence çok müthiş bir besteci ve şahane bir söz yazarı ama şarkıcı olarak dünyanın en iyi şarkıcısı değil. Kendine has bir yorumu var. Eskiden Ajda Pekkan veya Nükhet Duru'ya benziyordu. Ama sonradan özgün oldu. Ben sanatın her dalında birilerini, ancak yaptıkları işlerle kalbimi oynatabildiklerinde beğeniyorum. Mesela Zuhal Olcay'ı çok beğeniyorum. Şarkıların duygularını o kadar güzel yansıtıyor ki. Benim için çok iyi şarkıcı. Tabii Ajda da çok iyi şarkıcı. 'En iyisi' diye biliyoruz onu yıllardır.

AJDAR'I KELİNDEN ÖPÜYORUM

* Ya daha gençler? Sertab Erener mesela!
Sertab, Levent Yüksel ve ben, meşhur olmadığımız bir dönemde Aşkın Ersuna'nın grubunda çalışır ve yabancı şarkılar söylerdik. O zaman hepimiz daha iyi müzik yapıyorduk. O zamanlar Sertab'ın Türkiye'deki en iyi kadın vokal olduğunu düşünürdüm. Ama çıkardığı Türkçe albümlerden sonra aynı tadı alamıyorum ondan. Şu an bana en çok Zuhal Olcay hitap ediyor. İbrahim Tatlıses özellikle türkü ya da uzun hava söylerken gözyaşlarımı tutamıyorum. Zara türkü söylerken de öyle... Halk ve sanat müziğinde, belki kendi müziklerimiz olduğu için iyi sesler var. Popta ise gerçekten çok kötü sesler var.

* Kimlerin sesi kötü? Geçtiğimiz yıl Seray Sever'in stüdyo kayıtları sırasında şarkı söylemesi kötü örnek olarak gösterilmişti mesela...
O işte yanıltmaca var. Ben de kulaklığı takıp bir şeyler söylediğimde onu ayrı bir yere kaydedip playback'le uyuşmayan bir şekil ortaya çıkabilir. 20-30 kayıt yapılıp en sağlam olanı alınıyor. O kızcağızı suçlamak yanlıştı. Kötü söyleyenler var. Muzla ilgili çocuk; Ajdar var mesela... Onu öpüyorum kel kafasından! (Gülüyor) Niye onu çıkartıyorlar anlamıyorum. Avrupa'nın bir aydınlanma dönemi vardı. Bizim de o dönemi yakalamamız lazım.