Hukuk sistemimizde, daha önce görmediğimiz ilginç ceza uygulamalarına rastlıyoruz. Hatta bir gazeteci arkadaşımız geçen hafta bu cezalardan derleme bir haber yapmıştı. Mesela bir adama 20 sokak köpeğini beş-altı ay süreyle besleme cezası verildi. Bir Sivasspor fanatiğine gelecek sezona kadar maçlara gitmeme cezası verildi. Bunlar, adam dövme gibi adli suçlara verilen yeni ceza uygulamaları. Açıkçası kendi adıma 20 tane şirin köpeği beslemenin nasıl ceza olarak algılandığı konusunu da çözebilmiş değilim. Ancak tüm cezalar böyle şirin olmak zorunda değil. Benim gerçek bir zalim için ilginç bir ceza önerim var.
Pembecik ojeleri vardı... Toplumsal hafızamızın her 21 günde bir sıfırlandığı söylenir. Ama hiçbirimizin, Zeytinburnu'nda kendi kendine çöken ve birçok insanın ölmesine, ailelerin parçalanmasına ve çoğunun da evsiz kalmasına neden olan apartman faciasını unuttuğunu sanmıyorum. Geçen pazartesi, yolum bu kazanın kurbanlarından birisi ile kesişti. Hikayesini anlatmak için izin almadığımdan adını yayınlamıyorum. En sevdiğim arkadaşlarımdan birisinin kızının ameliyatı için sabah erkenden Çapa Tıp Fakültesi'nde aldık soluğu. Arkadaşımın kızını, iki kişilik bir odaya yerleştirmişlerdi ve yan yatakta saçlarının yarısı kazınmış ve kazılı bölümde iki büyük beyin ameliyatı izi olan, boynu da delik bir çocuk yatıyordu. Saçlarının kalan kısmının uzunluğu iki santim ya vardı ya yoktu. Güzel bir çocuktu. Konuşamadığı için huysuzdu. Tırnaklarındaki ojeleri görünce kız olduğunu anladım. Pembecik ojeleri vardı. Yanında babası ve halası vardı. Babasında da bir tuhaflık vardı; uzun uzun duvarlara bakıyordu.
Sonra serbest bırakılmış Hemşire arkadaş, bu çocuğun hikayesini anlattığında biz kendi hastamızı unutup paramparça yüreklerimiz ve buğulu gözlerimizle ne yapacağımızı şaşırdık. 6 yaşındaki bu kız çocuğu, babası ve üç kardeşi ile Zeytinburnu'ndaki apartman yıkıntısından yaralı olarak kurtulmuştu. En ağırları bu kızdı ve anneleri ne yazık ki hayatını kaybetmişti. Sağ tarafında hafif felç vardı ve son iki aydır hastaneden çıkmamıştı. Baba, hâlâ karısını nasıl kurtaramadığına yanıyormuş ve o günden beri çok az konuşur olmuş. Tabii ki aklıma hemen müteahhide ne olduğu sorusu geldi. Sıkı durun: Tutuklanıp sonra serbest bırakılmış. Şimdi benim bu zalim insan için bir ceza önerim var: Onu bu küçük kızın hastane odasında bir sandalyeye bağlayalım. Bağlayalım ki, yavrucak bağırdıkça kulaklarını kapatamasın. Çocuğun babası kafasını duvara vurdukça kafasını başka tarafa çeviremesin! Bu zalimler yaptıklarının farkında değiller herhalde.
Bugünkü Tüm Yazıları
O müteahhidi hastaneye bağlasınlar!
Yayın tarihi: 19 Nisan 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/19/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.