MS anne olmayı engelleyemez !
Tedavisi yapıldığında beraber yaşanabilir bir hastalık olan MS, anne ya da baba olmaya engel değil. Ancak kadınların biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Anne olmaya karar veren MS'li kadınların gebeliği, hastalığın yatıştığı bir döneme göre planlanmalı... Anne, doğumdan sonra kendini fazla yormamaya özen göstermeli... !!..
İLİŞKİLİ HABERLER
MS anne olmayı engelleyemez !
Hacettepe Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nöroimmunoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rana Karabudak, "MS, tedavisi yapıldığında beraber yaşanabilir bir hastalıktır. MS'li bir kadın anne, erkek de tabii ki baba olabilir" diyor. Karabudak, MS hastalığıyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
* MS'li hastalar baba ve anne olabilir mi?
Baba olmada hiçbir sakınca yok. MS'li kadın da anne olabilir. Ama kadınlarda bu hastalık, neredeyse iki katı daha fazla görülüyor ve üstelik tam bebek planlarının yapılabildiği yaşlarda... Bu yüzden biz 'planlı gebelik' öneriyoruz. Eğer, atakların en ağır olduğu, 'immün modülater' tedavi dediğimiz interferon kullanılan dönemse kesinlikle önermiyoruz. Hastalığın yatıştığı remisyonlu süreçte, bilinçli bir dönem seçilerek, gebelik planlanarak ve kadın doğum uzmanı ile paylaşılarak annenin bebek sahibi olması mümkün olabilir. Olası riskler doğumdan sonra artabilir; o yüzden kadın aile desteği alarak bu işe girişmeli, yorulmadan, sakin ve huzurlu bir şekilde bebeğini büyütebilmeli. Zaten her kadın için doğum sonrası zor bir dönemdir. Doğumdan sonra 3-6 ay arasında atak sıklığında artış olabiliyor. Bebek emzirilebilir. Gebelik ve emzirme döneminde MS'te kullanılan ilaçları kesinlikle vermiyoruz; zaten hastalık açısından en iyi dönem seçildiği için ilaca ihtiyaç da duyulmayacaktır.
GENETİK ETKİ VAR
* MS kalıtsal bir hastalık mı?
Multipl Skleroz (MS) genellikle tesadüfi olarak, önceden kestirilebilen bir neden olmaksızın ortaya çıkıyor. Klasik kalıtım modeliyle geçen katılsal bir hastalık değil. Ancak ailesel olguların bulunduğu da gözlenmiştir. Genetik olarak ailede MS'li varsa, çocuk açısından risk söz konusu olabilir. MS'in ailesel görülme oranı yüzde 15 ila 20 arasında. Yapılan çalışmalar; ailesel olguların ortaya çıkışında çevre faktörlerinin değil, genetik yakınlığın rol oynadığını ortaya koymuş.
* MS, cinsel hayatı olumsuz etkiliyor mu?
Etkileyebilir; özellikle omurilik tutulumu varsa böyle bir risk kadın için de, erkek için de var. Erkekte sorun genellikle erken dönemde mesane kontrolündeki zorluklar şeklinde başlayabilir. Bu, aynı zamanda ereksiyon problemlerine de yol açabilir. Ürolojik destekle hasta tedavi olabiliyor. Kadında daha çok ilgi azalması ve isteksizlik söz konusu olabiliyor. Tabii burada eşlerin uyumu önemli. Atak döneminde geçici süreçler yaşanabilir, atağın bitmesiyle yatışabilir.
* MS'i hastaya nasıl anlatıyorsunuz, nasıl kabulleniyor?
Hastanın; hastalığa, tedaviye ve ilaca adaptasyonu çok önemli. Bunun için biraz zaman gerekiyor. Özellikle ilk atağını geçirerek gelen kişiye hemen MS'i telaffuz etmemek lazım. Tıpta da hastalık, bilimsel bir yaklaşım olarak 'klinik izole sendrom' şeklinde ele alınıyor. Hastalık belki sadece tek ataklı kalacak, bir bölümü hiç dönüşmeyecek ve belki çok iyi huylu gidecek. İyi huylu MS'in oranı hiç de az değil, yüzde 20! Öncelikle bunu anlatmaya çalışıyorum. Erken dönemde hastalığı tanımlamak, kabul etmek ve hastanın yapabileceklerini göstermek önemli.
HASTAYI BİLGİLENDİRMEK LAZIM
* Hastanın bu hastalığa karşı tavrı, hastalığın seyrini etkiler mi?
Hastanın yaşamını düzenlemesi, uyku düzenini, hangi besinlere daha ağırlık vermesi gerektiğini, iş hayatında hangi riskleri ne kadar alması gerektiğini bilmesi ve planlaması çok önemli. Bu konuda ne kadar bilgilenirse hayatı o kadar kolaylaşır. Hastanın eğitim durumu ve hastalığa karşı durumu sonuca yansıyor. Bunu istatistikler de gösteriyor. Bilgilendirmek için hastaya özel zaman ayırıyorum. Çünkü sonuçta kafasında soru işaretleri olan, geleceği konusunda endişelenen ve yakınlarını da düşünen biri var karşınızda; bir anne ya da bir baba da olabilir...
* MS'li hastalar nasıl problemler yaşıyor?
MS; toplum açısından da çok önemli bir hastalık. Bir MS'li hastanın bireysel yaşam kalitesi yanında, ortalama 4 kişilik bir ailenin de yaşam kalitesi etkileniyor. MS hastasının eş veya diğer aile bireyleriyle, hatta işyeriyle de konuşuyorum. Çünkü bu hastaların, nedeni belirsiz yorgunlukları oluyor. Hastalıkla ilgili çok somut bir şey ortada olmayınca, işveren bu yorgunluğu 'kaytarmak' olarak algılayabiliyor. Hastam yeni işe girecekse referans oluyorum. Hastalarımız genç insanlar; birçoğu hayatını henüz planlamaya başlamış oluyor. Üniversiteden yeni mezun, kariyerine yeni başlamış ve yeni evlenmiş oluyor, henüz çocuk sahibi olmak isterken bu hastalıkla karşı karşıya kalıyor... Yani; ya yeni bir işin, ya evliliğin eşiğinde olabiliyor. MS teleffuz edilirse işe alınmayacaklarını ya da evlenemeyeceklerini düşünüyorlar. Nişanlı olan birçok hastamın ilk sorusu 'erkek arkadaşıma, nişanlıma söyleyeyim mi?' oluyor.
MS hastalığıyla ilgili aklınıza takılan her türlü soruyu 'etuzun@sabah.com.tr' adresine e-mail olarak gönderebilirsiniz. Sorularınız, konunun uzmanı doktorlar tarafından yanıtlanacak. SMS: n122-ETU (MESAJ) Prof. Dr. Rana Karabudak
Yayın tarihi: 14 Nisan 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/14/gny/haber,65935680A61545EFA8FC4B1AB526943E.html
Tüm hakları saklıdır.