Ben doğduğumda babama "Kızınız televizyona senaryo yazıp oynayacak, ünlü olacak," deselerdi, gülüp geçerdi herhalde! Belki de bunu berbat bir kehanet olarak algılayıp, beni doktorluğa, avukatlığa, mühendisliğe yöneltmek için o yıllardan çaba göstermeye başlarlardı! Çünkü bundan 35 yıl önce, Türkiye'ye televizyon henüz gelmek üzereydi. Her 100 evden birinde, tam olarak çalıştığı bilinmeyen siyah beyaz bir televizyon vardı ve günde birkaç saat yayın yapılıyordu! 10 yaşındaki çocuklar, cep telefonu olmayan yılları gülünç ve inanılmaz buluyor. Bense internetin olmadığı bir lise dönemi geçirdiğim için kendimi yaşlı hissediyorum! Bilimin gelişmesi, hayatımızın gelecek 50 yılını nasıl etkileyecek? Amerika'nın en önemli popüler bilim yazarı John Brockman, 25 bilim adamının farklı konularda önümüzdeki 50 yıla dair öngörülerini bir kitapta toplamış:
Gelecek 50 Yıl! Önümüzdeki 50 yılda, dünyanın oluşumuyla ve büyük patlamayla ilgili daha çok şey söyleyebileceğiz örneğin. Peki, bu söylenenler günlük hayatı nasıl etkileyecek? Bedenlerimize çelik ve silikondan parçalar ekleyerek daha gelişmiş, güzel ve dayanıklı hale gelebilecek miyiz? Teknoloji, iletişim, bilgiye ulaşma gibi avantajlar ve uyaranların çoğalmasıyla daha zeki bir tür olabilecek miyiz? Bu yaptıklarımız bizi daha mutlu hale getirebilecek mi? Depresyon ve hüznün üstesinden gelebilecek miyiz? Son söylediğim, kitapta en çok ilgimi çeken bölümdü. Daha önce de bir yazı konusu yapmıştım: Bir insanın mutlu olma ihtimali, en azından yüzde 50'si, aslında genetik haritasında yazılı. Yani, önümüzdeki 50 yılda, genetik olarak sağlıklı, obeziteye, kansere vesaireye yakalanmayacak bebekler seçilebileceği gibi, mutluluğa meyilli, neşeli olma özelliği de ayarlanabilecek! Böylece etrafın sağlıklı, güzel, neşeli, cıvıl cıvıl sinir yaratıklarla dolu olacağını ve bunun dünyayı harikulade bir yer haline getireceğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz! Mutlu insanların genelde mala mülke çok değer vermeyen, reklam ve propagandadan az etkilenen, iktidar ve başarı arzusuna kapılmamış insanlar olduğu bir gerçek. Çünkü genelgeçer olarak mutluluk, kişinin artık bir şeyi arzulamaması durumu! Bir şey arzulamayan, doymuş insanların doldurduğu bir dünyada, sürekli artan tüketim ve asla tatmin olmayan arzu üzerine kurulu üretim sistemimiz, ne hale gelecek? Önümüzdeki 50 yıla ilişkin başka bir öngörü ise gelecek çağın hastalığıyla ilgili: Ne AIDS, ne Alzheimer bu. Söylenenlere göre son yıllarda hızla çoğalmış, yaygınlaşmış ve modern tıbbın çarelerine direnç göstermeye başlamış en berbat salgın hastalık depresyon! Sebebi ise hayattaki stresin ve hızın artmasına karşın, geleneksel avuntu kaynaklarımızın azalması olarak gösteriliyor: Aile, sosyal çevre ve dostlar! Kitaba bakılırsa, insanlar gittikçe daha yalnızlaşıyor ve bunun getireceği depresyon salgını, bir süre sonra genetik olarak mutlu bebekler üreterek bile halledilemeyebilir!
Gelecek 50 Yıl'da tıptan kuantum fiziğine, estetik ameliyatlardan evrenin kaderine, 25 bilimsel ama eğlenceli makale var.
Yayın tarihi: 8 Nisan 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/10/pz/birsel.html
Tüm hakları saklıdır.