kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Elinde bitmiş halde dizi ve film senaryoları olduğunu söyleyen Aydemir Akbaş, hayatını anlattığı bir kitap yazdığını; onun da bitmek üzere olduğunu söylüyor. Yazmayı çok seven ünlü oyuncu, ayrıca spor yazıları da yazıyor...
Farkını ödeyelim dediler ama donumu çıkarmadım
Çizgili pijamaları, çevirdiği sayısız seks filmi ve son yıllarda ünlü türkücü İbrahim Tatlıses'in ekürisi olmasıyla tanınan Aydemir Akbaş, 70'lerde çektiği seks filmlerinde asla avamlaşmadığını söylüyor: Benim kıçımı mı görmüş biri bugüne kadar? Ben hayatta donumu çıkarmadım!..
Son yıllarda herkes onu İbrahim Tatlıses'in ekürisi olarak reklamlarda, kliplerde, bazen de dizilerde izlese de; Aydemir Akbaş 70'lerde, Yeşilçam'ın ayakta kalma mücadelesi için tercih ettiği seks filmleri furyasının en tanınmış oyuncularındandı... Ona kötü bir şöhret kazandırmış olmasına karşın, aslında onun bu filmler dışında oynadığı, yönettiği, senaryosunu yazdığı pek çok başka film de var. Her şeyden önemlisi; reddedilemez bir tiyatro kariyeri var. Galatasaray Lisesi'nde okurken derslerden kaçmak için katıldığı tiyatro koluna giriş o giriş... 1964'te de Atıf Yılmaz'ın 'Keşanlı Ali Destanı' adlı filmiyle de sinemaya geçmiş. Ardından da Yılmaz Güney ile yolları kesişmiş... Şimdilerde Avrupa Yakası'nın Gaffur'unun yeniden ün kazandırdığı çizgili pijamayı sinemada hemen her filminde kullanan Akbaş, Esquire dergisinden Ege Görgün'e konuştu...

BANA 'EKMEK PARAMIZ' DERLERDİ

* Bugün İbrahim Tatlıses ile olan iş birlikteliğinizin bir benzerini Yılmaz Güney ile yaşadım. Yılmaz Güney bir ekip oluşturmuştu o zaman kendine. O ekipler filmler çekiyordu. Ben de Haldun Dormen'den tiyatro teklifi alana kadar o ekipteydim. Geceleri de çok gezerdik Yılmaz'la. O zaman ona iki şart koşmuştum. Gece gezerken silahının şarjörünü bana vereceksin. 1974'de Adana'da ben yanında olsaydım o olay yaşanmazdı. Güney'in Yumurtalık hakimini vurduğu olay.) İkincisi hızlı araba kullanmayacaksın. İki kere büyük kaza yapmıştık onunla. Çok iyi kullanırdı ama hızı, cilveyi severdi. Aynı İbrahim; o da öyle!

* Yılmaz Güney'in çevirdiğim seks filmleriyle ilgili olumlu, olumsuz yorum yaptığını hatırlamıyorum. Ama deseydi Yap ama kalitelisini yap" derdi sanırım...

FİLMLERİMDE KÜFÜR YOK!


* O filmlerde oynadığıma hiç pişman olmadım. Çünkü biz Yeşilçam'ı kurtardık. Para doldu sayemizde. Ben filmlerin galalarına gittiğimde 'ekmek paramız geldi' diye karşılarlardı beni. Türk Sineması batmıştı. Aile sinemaları bitmişti. Sinek avlıyorlardı. İsmi lazım değil; bütün starlar gebermişti! Öyle bir ortamda sektörü ayakta tuttuk. Ben şunu iddia ediyordum; sinemada hep olacağım. Ben oyuncuyum. Bugünkü reytingler de bunu başardığımı gösteriyor. Bir gün albayın biri çağırdı beni. 'Ayvayı yedik' dedim. Gittim yanına. Bana dedi ki, "Aydemir, sen ne yapıyorsun biliyor musun? Seksin ne kadar önemsiz bir şey olduğunu anlatıyorsun gençlere. Dalga geçiyorsun seksle!" O zaman önemli bir fırsatı kaçırdığımızı anladım. O filmler sayesinde millete bir şey anlatma fırsatımız vardı. Kullanabilirdik bunu. Ama haftada bir film çekiyorsun, nasıl düşüneceksin. İyi de yönlendirilmedik. Yeşilçam para uğruna işi pornoya dökmeseydi, pespayeliğe dökmeseydi, belki de olurdu. Porno girdi işin içine, ben bıraktım. Çünkü araya parça takıyorlardı. Genelevden kadın getirip set bittikten sonra porno sahne çekiyorlardı. Fatma Girik, Türkan Şoray'ın filmlerine bile koyuyorlardı üstelik!

* Bir filmin porno sayılması için gerekli şeyler bellidir. Benim kıçımı mı görmüş biri bugüne kadar? Ben hayatta donumu çıkarmadım! Fark verdiler bana. 'Yahu çıkar fark vereceğiz' dediler. Benim uzun bir donum vardı, meşhur! Hep üzerimdeydi. Hem şimdi en entel filmlerde bile ne sahneler var. Geçen bir film seyrettim ismi lazım değil; bir sahne vardı benim filmlerimde öyle bir sahne yoktur! Benim filmlerimde küfür yoktur. Ayrıca ben hep sululuk yapardım. Bir komiklik sokardım mutlaka araya. Benim filmlerim öbür seks filmleri kadar iş yapmıyordu. Çünkü seks yoktu ve güldürüyordu. Adana'dan haber geldi. Bu güldürüyor, ciddi sevişmiyor, soytarılık yapıyor diye. Bunu diyen Nami Dilbaz, en büyük sinema işletmecisi. O zaman parayı en çok veren, Türk Sineması'nı tayin eden Adana bölgesiydi. Böyle haber gelince yanıma bir jön koydular. Sevişme işini o yapmaya başladı.
Haberin fotoğrafları