SABAH - 06/04/2007 - Mehmet Barlas
kapat
   
06 Nisan 2007 Cuma
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

28 Şubat ya olmadı ya da medya bunun farkında olmadı...

Geçenlerde bir akşam arkadaşlarla Boğaz'daki bir balık lokantasındaydık. İlerideki bir masada ya nişanlı ya da aşık oldukları hissedilen genç bir çift oturuyordu. O lokantada iki saate yakın kaldık. O iki saat boyunca bu çift birbirleri ile hiç konuşmadılar. Kız da erkek de, sürekli cep telefonları kulaklarında, birileri ile konuştular. Arada bir de telefonları ile birilerine mesajlar yazıp gönderdiler. Ama bu sırada birbirlerine sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı.
Bu sahne orta yaş sınırlarını zorlayan bizlerin dikkatini çekmişti. Bizim masada bu duruma ilişkin çeşitli yorumlar yapılıyor, "Cep telefonu yokken insanlar ne yapıyordu" benzeri sorulara cevaplar aranıyordu.
Ben bu çiftin cep telefonlarından başkaları ile değil birbirleri ile konuşmaları ihtimalini gündeme getirdim. Dedim ki,
- İki kişi karşılıklı yüz yüze konuştukları zaman, taraflardan biri sadece dinlemek durumundadır. Genellikle diyalog adı verilen durumlar aslında monologdur. Sözü alan karşısındakine pek konuşma fırsatı vermez. Ama telefonda karşıdaki kişinin hala hatta olduğunu anlayabilmek için arada bir ona da söz verilir. Telefon mesajlarında ise, mesaja verilen cevapla, onun karşıdaki kişiye ulaştığını anlarsınız.

FARKLI GERÇEKLER
Tabii benim yorumum birbirleriyle konuşmak yerine cep telefonlarına konuşmayı tercih eden çiftin durumuna ilişkin bir fanteziydi. Ama aslında günümüz Türkiye'sine ilişkin bir eleştiriyi de seslendirmek istemiştim.
Gerçekten de diyalogların buharlaştığı ve her konuşanın sadece "Kendi gerçeği" ni seslendirdiği bir ortamda yaşamaya başladık. Bu ortamda herkes, tarihi kendine göre şekillendiriyor, en somut durumları bile gerçek ötesi anlatımlara konu edebiliyor.
Bu gerçek ötesi anlatımlara örnek verirsek.
Mesela şu anda SABAH ve atv'ye TMSF'nin el koyması, basit bir ticari anlaşmazlığın sonucu. Bu el koymaya dayanan süreç Dinç Bilgin'le Turgay Ciner'in bir anlaşma yapmaları ile başlamış. TMSF bu medya grubunu Ciner'e sattıktan sonra, Ciner-Bilgin anlaşması ortaya çıkınca satış iptal edilmiş ve gruba el konulmuş.
Bu konuya dönük monologların taraflarından bazıları, bu sürecin "28 Şubat" ta başladığını görmezden geliyor. Rakip medya gruplarının 28 Şubat döneminde nasıl kartel oluşturduklarını, "Andıç" ların nasıl incelenmeden yayınlandığını, ortak manşetleri, medya sermayesine nasıl bankaların verildiğini yok sayıyorlar. 28 Şubat sürecinin uygulamaları Bilgin ailesini trajik serüvenlere sürüklemedi mi? Bu süreç sonunda SABAH'a önce farklı sermayeler, sonra da TMSF sahip olmadı mı? "Vatan" gazetesi bu süreç sonunda çıkmadı mı?

FARKLI MEDYALAR
Bu gerçekleri hatırladığınız zaman, cep telefonunun önemini anlıyorsunuz. Çünkü orada bir tarafın monologuna karşı siz de kendi gerçeğinizi seslendirebiliyorsunuz. Radyo, televizyon, gazete gibi medyalar tek yönlüdür. Yayıncılar size mesajlarını iletir. Sizler de izler veya okursunuz. Buna karşı cep telefonu ve internet, çift yönlü medyalardır. Size iletilene karşı siz de görüşlerinizi veya kendi mesajınızı anında karşı tarafa yazılı, sözlü veya görüntülü olarak gönderirsiniz.
Şu anda SABAH'ın içinde bulunduğu "Geçiş dönemi" ni kına yakarak kutlayan monologcuları dinlerseniz, bizim gazetenin serüveninin, 2002 yılında Ciner'le Bilgin'in bir ortaklık anlaşması imzalaması sonunda başladığını düşünebilirsiniz. Bu tabloda monologcular, Etibank'a da TMSF'nin el koyduğunu, SABAH'ın "Etibank yüzünden" TMSF'nin yetki alanına girdiğini, Etibank yönetiminde olanlardan bazılarının cezalandırılıp bazılarının ödüllendirildiğini falan hiç sorgulamaz.

ETİBANK SKANDALI
Açıkçası SABAH çalışanları, bu süreçteki baş aktörlerin pasta paylaşmalarına taraf olmadı. Nitekim SABAH'a son defasındaki el koyma gerçekleşinceye kadar da, biz çalışanların bütün bu durumlardan bilgisi yoktu. Ama şimdi bazı gazetelerdeki yayınlardan anlaşılıyor ki, SABAH'ı ve Bilgin ailesini kamu hukukunun konusu haline getirenlerden bazıları, son olayın da katkıcı tarafları arasında. Sanki onlar da "Etibank Skandalı" nın aktif tarafları olmamışlar, Bilgin medyasının felakete sürüklenmesinde başrol oynamamışlar gibi, biz SABAH çalışanlarının yaşadığı tatsız duruma "Dahilden gazel" okumayı deniyorlar.
SABAH'ı bir ağaç gibi düşünürseniz bu gazetenin ruhunun şimdi balta rolü oynamaya yeltenenlere "Sapın benden, beni bu kahrediyor" dediğini duyabilirsiniz.
Dünün monologunda "Andıç" vardı. Bugün ise SABAH'ı andıçların yörüngesine oturtan monologcular "28 Şubat yoktu" diyorlar.
Hep Nurullah Ataç'ı hatırlıyorum. "Arlanmazlara kızmam ama mütecaviz arlanmazlara da hiç dayanamam" derdi.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sakın statükoya muhalif olmayın iktidara muhalif olun...   / 05-04-2007
 Gazetenin değeri mürekkebinden yansıyan ruha bağlıdır...   / 04-04-2007
 Gazeteler haber de yapar haber de olur...   / 03-04-2007
 Üniformalar aynı olsa da onları giyenler farklıdır   / 02-04-2007
 TSK'yı anlamak kadar sivil toplumu da anlamak gerekir...   / 01-04-2007
 Yeni sınıflandırmalar ışığında kent-soylular...   / 31-03-2007
 İnternet bir tehdit değil insanlığın geleceğidir   / 30-03-2007
 Türkiye'nin siyasi fay hattında hareketlenme yoğun   / 29-03-2007
 İçeride boşluk yaratılırsa bunu dış güçler doldurur...   / 28-03-2007
 Türkiye hizmete dönük siyasi rekabeti özlüyor   / 27-03-2007
YILMAZ ÖZDİL
Kurnaz papağan
"Bulunmaz Hint...
ERGUN BABAHAN
Değer mi!
SABAH'ta iki değişik patronla çalıştım. Şimdi...
MEHMET BARLAS
28 Şubat ya olmadı ya da medya bunun farkında...
UMUR TALU
Darbeli matkap!
Başımız döner.
Elinde güç olanın bir...
FATİH ALTAYLI
Tekele Axel Springer paravanı
Hürriyet'in Genel Yayın...
ERDAL ŞAFAK
Adaya dikkat
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet...
İngiliz basını: Bizi küçük düşürdüler
İngiliz gazeteleri, Başbakan Blair ve yönetimine tepkili: Kendimizi...
En fazla maaşı alan Başbakan zam istedi
Geçim derdi zor! Singapur Başbakanı Loong, yıllık 1.2 milyon dolar...
Şampiyon Fener
Şampiyon Fener
Bunu istatistikler söylüyor. Çünkü Birinci Lig'de 3 puanlı sistemde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu