 |  |
Adaya dikkat
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın dün yaptığı açıklama içimizi sızlattı.
Çünkü Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendiği için Kıbrıs'ta olup-bitenlere gereken ilgiyi gösteremiyor.
Talat açıklamasında "KKTC'de asker-sivil gerginliği var" dedi ve ekledi: "Nereden gelirse gelsin, böyle bir çatışmanın engellenmeli. Ne sivil idareye yönelik, ne de sivil idarenin askere yönelik dışlayıcı ve aşağılayıcı bir yola gitmemesi gerekir."
KKTC basınını yakından izlediğimiz için, Talat'ın açıklamasının şifrelerini çözmekte zorlanmadık. Demek istediği şu: KKTC hükümeti ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı arasında Lokmacı Barikatı yıkımıyla gerilen ipler, "Tokalaşma" kriziyle kopma noktasına geldi. Üstelik iki taraf da tahrik ediliyor. İki tarafın destekçilerinin sorumsuz çıkışları KKTC'yi tehlikeli bir mecraya sürüklüyor...
Ancak Talat'ın söyleyemeyeceği daha vahim gelişmeler var:
- KKTC halkı arasında KıbrıslıTürkiyeli ayrışması iyice keskinleşti.
- Kıbrıs kökenli Türkler arasında askerci-sivilci kamplaşması ortaya çıktı.
- Kıbrıslı Türkler ile Türkiye halkı arasındaki "Kardeşlik" duyguları örselenmeye başladı.
KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu arasında ulusal simgelerle kuşatılmış tartışmadan sonra yaşananlar bile sağduyu sahiplerini ürkütmeye yeterli:
Ana muhalefet UBP'nin lideri Tahsin Ertuğruloğlu iktidarı halkı askere karşı kışkırtmakla suçladı.
Muhalefetin elindeki 18 belediyenin başkanları ile 100'ü aşkın muhtar topluca Korg. Kıvrıkoğlu'nu ziyaret edip "Şehitlere, bayrağa ve İstiklal Marşı'na sahip çıkılmasından dolayı şükranlarını sundu" ve "Rum yanlısı" iktidarı şikayet etti.
Emekli Mücahitler Derneği, Karadenizliler Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Ülkü Ocakları gibi sivil toplum örgütleri "Komutanın yanındayız" bildirisi yayınladı.
Buna karşılık Bu Memleket Bizim Platformu, Kıbrıslı Gençlik Platformu, kıbrıslılar Bilim Eğitim Sağlık ve Dayanışma Derneği Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, Devİş gibi sivil toplum örgütleri de Korg. Kıvrıkoğlu'nun Başbakan Soyer ve Kıbrıs Türkleri'nden özür dilemesini istediler.
Barış ve demokrasi Hareketi Partisi'nin lideri ve eski Başbakan Yardımcısı Mustafa Akıncı, "KKTC'yi Türkiye'den atanan komutanın iradesinden kurtarmak için" anayasa değişikliği önerdi.
"Sivil" itaatsizlik girişimleri
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, KKTC hükümetinin yenilediği tarih kitaplarında 1974 Barış Harekatı'na önemine yaraşır yer verilmediği tartışması ile Bayrak Radyo Televizyonu'nda yayınlanan bir belgeselin kopardığı kıyamet eklenince, iş çığırından çıkacak noktaya geldi.
Artık gazetelerin internet siteleri interaktif ya; Kıbrıs'la ilgili haber ve yorumlara yazılan okur görüşlerine göz atsanız tüyleriniz ürperir.
Türkiye'den gönderilen görüşlerde Kıbrıs'a "Nankör", "Kanı bozuk", "Parazit, Kıbrıslılar'dan da Türkiye'ye "İşgalci", "Mandacı" hakaretleri yağdırılıyor.
Ve böyle bir ortamda "Perde arkasında" başka işler çevriliyor: Yukarda sözünü ettiğimiz 18 belediye başkanı hükümeti düşürmek için çalışanlarıyla birlikte sokağa dökülüyor. Muhalefet partileri parlamentoyu boykot ediyor ve iktidarı devirmek için milletvekili transfer etmeye uğraşıyor. İddialara bakılırsa, bu operasyonlar "Bazı çevreler"in desteğiyle yürütülüyor.
Türkiye'nin "Darbe planı" haberleriyle çalkalandığı dönemde, Kıbrıs'ta bir sivil darbeyle karşılaşırsanız, şaşırmayın!
|
