|
|
Kemikleri ve hayalleri kırılan çocuklar
atv'nin yeni programı Sabahın Körü, izleyicinin gözündeki ve gönlündeki yerini giderek sağlamlaştırıyor. Programın içinde hem kahkaha var hem gözyaşı. Ama geçişler, Metin Şentürk ve Seray Sever tarafından öyle gerçek, öyle samimi yapılıyor ki, insan benzer programlardaki "reyting avlama kuşkusuna" asla kapılmıyor. Dün sabah yine Yavuz Seçkin'in esprileriyle güldüm, Ziynet'in şarkılarıyla neşelendim, "cam kemik" hastalığına yakalanan çocuklar ve aileleriyle hüzünlendim, programa yağan yardım talepleri ile insan olmanın erdemine vardım. Pazartesi sabahı Suna Hanım'ın imdadına Başbakan yetişmişti. Bu kez de dertli ailenin ilacı AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva oldu. Sevindim. Ama Sabahın Körü'nde yüreğime "kör bıçak" gibi saplanan bir sahne vardı ki, çok canımı yaktı. Metin Şentürk, dokunulduğunda kemikleri kırılan küçük Nizamettin'e sordu: "Ne hayâl ediyorsun hayattan?" Minik Nizamettin yutkundu ve "Hiç!" diyebildi. Stüdyo, üç saniyeliğine buz kesti. Belli ki kemikleriyle birlikte hayata dair umudu da un ufak olmuştu Nizamettin'in... Neyse ki program sonunda gelen yardım sözleriyle onu da gülümsetmeyi başardılar... Kemiği cama çeviren bir musibetti. Ama belli ki, asıl yerlerden toplamamız gereken, sırça kalplerin cam kırıklarıydı.
|