| |
Tarih yazmak
Bir ulusun kimliği, o ulusu meydana getiren bireylerin tümünce paylaşılan ya da paylaşıldığı varsayılan "Değerler" demetinden oluşur. Dil, tarih, kültür, semboller, kahramanlar, kutsallık derecesinde önemli yerler gibi. Semboller, kahramanlar ve kutsal yerler de tarih tarafından üretildiğine göre, tarihin dille birlikte kimliğin iki asli unsurundan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle, tarih ile ulusal kimlik arasında, biri olmazsa öbürü de olmaz denilebilecek kadar içiçe geçmiş ilişki bulunuyor. Bu ilişkiyi örneğin 1986'da Nobel Barış Ödülü'nü kazanmış olan yazar ve düşünür Eli Wiesel, "Geçmişi olmayan insan, geleceği olmayan insandan daha yoksuldur" diye ifade ediyor. Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand ise, "Tarihini öğretmeyen bir ulus, kimliğini yitirmiş ulustur" diyor. O nedenle tarih kitaplarında yapılan "Revizyonlar" her zaman büyük sorun oluyor, kıyamet koparıyor. Tıpkı şu sıralar Yunanistan'da görüldüğü gibi. Yine tıpkı şu sıralar Kıbrıs'ın hem kuzeyinde, hem de güneyinde yaşandığı gibi... Yunanistan'da geçen yıl, öğrencilerin "Ulusal mitler"den ve "Milliyetçilik"ten arındırılarak "Dünya gerçeklerine alıştırılmaları" için 40 yıldır okutulan ders kitaplarında köklü değişiklikler yapıldı. Özellikle de tarih kitaplarında. Bu değişiklikler kapsamında Osmanlı'nın İstanbul'u fethinden Yunanistan'ın bağımsızlık savaşına, Balkan Savaşları'ndan Anadolu bozgununa kadar iki ülke ve iki ulus arasındaki ilişkileri zehirleyen tüm tarihi olaylar daha objektif, daha soğukkanlı ve ilgili dönemlerin perspektiflerine oturtularak ele alındı. Hatta Yunan ordusunun 1919'da Anadolu'da ilerlerken büyük kıyımlar yaptığı bile cesurca itiraf edildi.
Adadaki tarih krizi Sen misin değiştiren! Yunan Kilisesi'nden milliyetçilere kadar geniş bir kesim ayaklandı, Atina'daki gösterilerde Nazi Almanyası'nda "Toplu kitap yakma" törenlerini anımsatan sahneler yaşandı. Bereket Yunan hükümeti, Eğitim Bakanlığı ve akademisyenler sağlam duruyor. Biraz da AB'nin şerrinden çekindiği için. Kıbrıs da benzer bir krizle sarsılıyor. Rum kesimindeki milliyetçiler Yunanlılar'ın sözünü ettiğimiz tarihi kitabını yerden yere veriyor, Türk kesimindekiler de KKTC Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni tarih kitabını. Rumlar'ın kendi tarih kitapları yok. Yunan Eğitim Bakanlığı'nın yazdırdığı tarih kitabı Rum öğrencilere de okutuluyor. Ne var ki, yukarda sözünü ettiğimiz yeni Yunan tarih kitabında Kıbrıs'taki olayların da gerçekleri yansıtacak biçimde ele alınması, Rum toplumunda aynı çevrelerin (Ezici ağırlığa sahip milliyetçiler ile Rum Kilisesi) "Ulusal bilincimiz ve kimliğimiz tehdit altına girdi" şeklindeki yaylım ateşine hedef oldu.
Kıbrıs Türk kesimindeki tepkiler de farksız: "CTP iktidarının hazırlattığı tarih kitapları milli mücadelemizi ulusal içeriğinden ayıklamayı, Türk kimliğini silmeyi amaçlıyor, Rum görüşleri dayatılmak isteniyor, vs, vs..." Oysa "Biz hep haklıyız, ötekiler hep haksız" kategorik ayırımına dayanan, bu mantığın kaçınılmaz sonucu olarak da askeri başarıların abartılıp yenilgilerin biriki kelimeyle geçiştirildiği, üstelik "İç ve dış güçlerin ihaneti"ne bağlandığı klasik tarih kitaplarıyla, küreselleşmenin "Can damarı" denilen evrensel barışa ulaşılamayacağını artık tüm dünya kabul ediyor. İçe kapanık ve bencil kuşaklar yerine özgür ve küresel bireyler yetiştirme yolunun ilk durağında tarih dersleri ve tarih kitapları bekliyor. Türkiye'de de...
|