|
|
Basında 1 Nisan
Bazı tarihler önemlidir. Bazen içinden hızla geçip gittiğimiz için bu önemin farkına varamayız. Ama sonra geri dönüp baktığımızda o tarihin, o anın, o günün niye önemli olduğunu daha iyi kavrarız. 1 Nisan böyle bir tarih. Türkiye'de basının geleceği, iktidarmedya ilişkileri, medyada rekabet açısından önemli bir tarih. Çünkü 1 Nisan'da iki önemli gelişme oldu. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, içinde bulunduğumuz gazete de dahil olmak üzere Ciner Medya Grubu şirketlerinin yönetimine el koydu. Ayrıca Doğan Grubu'na ait Gözcü gazetesi aynı gün yayınına son verdi, gazete kapatıldı. Bir gazetenin kamu yönetimine geçmesi de, kapatılması da çalışanlar açısından kötü bir gelişmedir. Bu iki olayın aynı güne denk gelmesi kaderin garip bir cilvesidir belki de. Belki de değildir. Ama bu gökkubbe altında olup bitenler gizli kalmaz, nasıl olsa bir gün ortaya çıkar, hepimiz her şeyi öğreniriz. Sabah'ın durumuna gelince. Hep diyoruz, gözümüzü bu gazetede açtık. Yükselişi gibi karanlığa gömülüşüne de tanıklık ettik. Önce Etibank krizi yaşadık. Cami avlusuna bırakılmış bir bebek gibi ortada kalıverdik. Herkes çil yavrusu gibi etrafa dağılırken bizler kaldık, direndik. Bitti, bitiyor denilen gazetemizi küllerinden yeniden var ettik. Çünkü bu gazetenin basın yelpazesi içinde özgün ve farklı bir yeri olduğuna inandık. Zaten yaşadığı bunca badireye rağmen dimdik ayakta durması, rekabetin güçlü bir motoru olması bunun en açık kanıtı. Sabah, yayın politikası, köşe yazarlarının zenginliği ve çeşitliliği, hukukun üstünlüğüne verdiği önemle hep farklı bir gazete oldu. İçinde bulunduğu koşullar ne olursa olsun, (kısa aralar hariç) hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, çok seslilik şaşmaz yol ilkeleri olarak kaldı. Tam düzlüğe erildi derken, şimdi yeni bir yol kazasıyla karşı karşıya. Ama bu marka çok güçlü. Kendini en zorlu sınavlarda defalarca kanıtlamış bir marka. Bugünkü zorlukları da aşacaktır elbette. Bu gazetenin çalışanları böyle zorluklara, sıkıntılara alışıktır. Çalışanların azim ve kararlılığıyla Sabah bu dönemi de aşacak, medyada rekabetin sona ermesini bekleyenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğratacaktır. Türkiye gibi bir ülkede medyanın tek sesli kalması, rekabetten kaçınılması mümkün değildir. Dikensiz gül bahçesi bekleyenler çok sevinmesin, Sabah bu bahçenin dikeni olmaya devam edecek. İçinde bulunduğumuz yayın grubunun akıbeti bir yargı süreci sonucunda netleşecek. Bizler bu arada inançlarımızdan, ilkelerimizden, görüşlerimizden taviz vermeden Sabah'ın ve sizlerin sesi olmaya çalışacağız. Çetin Altan'ın dediği gibi, enseyi karartmamak lazım.
|