|
|
|
|
|
|
Yılın yalnızca 4 ayı sağlamdım 8 ayı yatalak!
Beş yaşında bacağı kırılan ve 18 yaşına kadar 12 ameliyat geçiren Nazlı Süzer: Sağ bacağım geçirdiğim ameliyatlar yüzünden 5.6 santim daha kısaydı. Bacağımın kısalığından o kadar çektim ki, sakat kalma ihtimalim olmasına karşın geçirdiğim son ameliyatımda yarım santim daha uzun yaptırdım!.
Birçok kişi onu geçtiğimiz günlerde annesi Nazan Süzer'in düzenlediği 18'inci doğum günü partisinde tanıdı. Nazlı Süzer; 13 yıl boyunca sağ bacağındaki kırık nedeniyle geçirdiği 12 ameliyatın ardından nihayet o gün dans edebilmiş, kamuoyuyla da bu sayede tanışmıştı. Ünlü işadamı Mustafa Süzer'in kızı, sosyetenin hızlı çapkınlarından Baran Süzer'in ve bir o kadar zıt özellikleri olan ikizi Serhan Süzer'in kızkardeşi Nazlı, hiç de adı gibi nazlı bir genç kız değil... Yaşadıkları; belki yaşça büyük bir insanın akıl sağlığını tehdit edecek kadar zor olsa da; o, metanetiyle kendisini koruduğunu söylüyor. "Bu yaşıma kadar ortalama her yıl bir ameliyat oldum ve her yılın 8 ayı yatalak, 4 ayı sağlam geçti. Psikolojim bozuldu, isyan ettim ama bir gün iyileşeceğimi biliyordum" diyen Süzer, bu süreçte annesi dışında en çok ağabeyi Serhan Süzer'in manevi desteğini gördüğünü söylüyor. Ekonomik olarak hiçbir sıkıntıları olmamasına karşın, yaşadıklarını şöyle değerlendiriyor genç kız: "Hayatta paranın önemli olmadığını gördüm. Kimi zaman dedim ki; sokakta yaşasaydım, fakir olsaydım ama sağlıklı bir bedenim olsaydı..."
AİLEM
AMELİYATI İSTEMEDİ
* Güçlü ve metanetli bir genç kız mı Nazlı Süzer? Kesinlikle... Etrafımdaki herkes 'Sen aşmışsın' diyor bana. Özel yaşamımda ya da arkadaşlarımla yaşadığım olayları kendi süzgecimden ve tecrübelerimden geçirerek insanlara sunuyorum. Bu sadece sağlığım için gösterdiğim bir direnç değil.
* Bugüne dek sağ bacağınızdan 12 ameliyat geçirdiniz. Bu ameliyatlara sebep olan süreç nasıl başladı? Kemiğim doğuştan hasta değildi. Beş yaşında bir şifonyerden yatağa düştüm, bacağım altımda kalıp kırıldı. Doktor ilk ameliyatı yanlış yaptı ve ameliyathanede mikrop kaptım. Sonra hem kemik erimesi başladı, hem de kemik çok hasar aldı. Bunlar yüzünden ABD'deki de dahil tüm ameliyatlarım başarısız geçti. Beş yaşımdan 18 yaşıma kadar ortalama senede bir defa ameliyat oldum. Bu yaşıma dek, yılda yalnız 4 ay sağlam kaldım, 8 ayım yatarak geçiyordu.
* Bacağınızdaki kısalma ameliyatlar nedeniyle mi oluştu? Üst üste yapılan ameliyatlar yüzünden... Sekizinci ameliyatımda, göğsüme kadar alçıyla, mayıstan ağustos ayının sonuna kadar hastanede kaldım. Birkaç ay sonra doktor yüzde 70 ağırlık vererek alçıyla yürümemi istedi. Basmaya hevesli olduğum için tam ağırlık verdim. Alçının da ağırlığıyla birlikte basınca, kemik uç uca kaynaması gerekirken iç içe girdi ve öyle kaynadı. Ondan sonra da 3.5 santim kısaldı. Boyum uzadıkça fark 5.6 santim oldu. Bu farkı yürüyüşümle kapatmaya çalışıyordum ama yorulduğumda aksamam belli oluyordu. Bir süre sonra kalçam, omurgam, ayağımın ucu çok acıyordu. Onlar acıdıkça benim de ruhum acıyordu. Sinirim bozuluyor, sürekli ağlıyordum. Ağabeylerim ve babam bu son olduğum ameliyatın olmasını istemiyorlardı. Çünkü sakat kalma riskim çok yüksekti. Kemiğim artık cam gibiydi, durduğum yerde kırılıyordu. Ama doktor omurgamın çok eğrilmeye başladığını, kendi kızı olsa hemen ameliyatı yapma kararı vereceğini söyleyince ikna oldular.
YÜRÜYENE SİNİR OLURDUM
* Ve bu ameliyat başarılı oldu, 5.6 santimlik fark kapandı... Şimdi her şey normal değil mi? Şu an her şey normal, düz yürüyorum ama hâlâ sorun varmış gibi kasılıyorum. Psikolojik olarak o kısalıktan o kadar çektim ki; yarım santim uzun istedim. Artık sağ bacağım soldan yarım santim daha uzun...
* Bu kadar ameliyat geçirmek psikolojinizi nasıl etkiledi? Psikolojik çok sorun yaratıyor tabii. Özellikle son geçirdiğim bacak uzatma ameliyatı, dünyanın en zor ameliyatlarındandı. Bunu estetik amaçlı yaptıranlar var, ben bacağımı kaybetme riskini göze alarak oldum. Çünkü bu ameliyat için kemiği tekrar kırmak gerekiyordu. Ve etten kemiğe geçen 'fiksatör' adlı bir alet taktılar. 2.5 ay boyunca kendin çevirerek kullanıyorsun. Bunu yaparken etin yırtılıyor, kemiğin aralanıyor. Orada bir boşluk oluyor, ondan sonra geçen 5 ay süre boyunca da o boşluğun dolmasını beklemek gerekiyor. Morfinler alarak dayanıyordum. O kadar süre yatalak kalmaktan dolayı ölümcül bir hastalık daha geçirdim. Adı 'emboli'. Akciğer ana damarında kan pıhtılaşması nedeniyle nefessiz kalıyorsun. En ufak bir hareketle nefes nefese kalıyorsun.... Ne yaşasam 'psikolojik' diyorlardı, bunun için de dediler. Ama gözlerimin beyazını görüp krize girdikten sonra anladılar 'emboli' olduğumu... Emboli yarım saat içinde öldüren bir hastalık, ben ölmedim şans eseri...
* Eve, yatağa bağımlıyken arkadaşlık ilişkileriniz ne durumdaydı? Ben yataktayken insanların yanımda yürümesine tahammül edemiyordum. 'Kollarını sallamadan yürü!' diyordum herkese. Sinir oluyordum yapamadığım bir şeyi onların yapmasına... Arkadaşlarım da gözümde çok çocuk kalıyordu, ben hep daha olgundum. 11 yaşımda 25 yaşındakilerle arkadaşlık ediyordum. Şimdi daha çok yaşıtlarımla birlikteyim.
* Peki ya okul ne oldu bütün bunlar olurken? Orta 1 ve 2'yi dışarıdan geçtim,hiç gitmedim okula. Ya koltuk değneğiyle beni sınava götürüyorlardı, ya da hocalar eve geliyordu. O yüzden çok eksiklerim oldu. Arkadaş ilişkisinde de, eğitimde de. Bu son ameliyattan ve iyileştikten sonra hayatımdan çok insan ayıkladım. Yemin etmiştim, bugün yanımda olmayan insanlar, bu acılar bittikten sonra asla yanımda yer alamayacaktı. O zaman yanımda olan insanlar da ömür boyu yanımda yer alacaktı...
* Son ameliyat 2006'nın ocak ayında oldu. Sonrasında neler hissettiniz? 3.5 ay hastanede kaldım, 3.5 ay da evde. Sonra tekrar hastaneye yattım ve 31 Temmuz'da fiksatörü bacağımdan çıkardılar. O fiksatör çıktığında görseydiniz, inanamazdınız... Elim bacağımda çok ağladım, bir yandan da kahkaha atıyordum... Çünkü çıkacağını hiç düşünemiyordum.
* Geçen hafta kutladığınız 18'inci doğum günü partiniz, bir yerde kamuoyuyla tanışmanızı mı sağladı? Belki... Ama ailem sosyete içinden olduğu ve biz de ünlülerle iç içe olduğumuz için normal geliyor bunlar bana. Arkadaşlarıma göre ise çok heyecan verici...
* Psikolojik tedavi almaya devam ediyor musunuz? Evet ilaç da alıyorum, terapi de görüyorum. İlaçları almasam bastırdığım asabi, karamsar, insanları sevmeyen, ağlayan Nazlı ortaya çıkıyor. İlaç hayattan zevk almamı sağlıyor.
SEZEN BAŞARAN GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|