|
|
Kültür ve tabiat varlıkları korunuyor mu, kaderine mi terk ediliyor?
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları, ismi üzerinde geçmişimizi yaşatmak ve geçmişten kalan kültür ve tabiat değerlerimizi yaşatmakla görevlidirler. Peki bu kurullar gerçekten kültür ve tabiat varlıklarımızı yeterince koruyabiliyorlar mı, yoksa bürokratik oligarşinin içinde onlar da yerlerini mi almışlar? İstanbul'un tarih kokan mekânlarını veya İstanbul Boğazı'nın en güzel yerlerini gezerken yıkılmaya terk edilmiş köşkler veya tarihi bir mekân görürsünüz. Merak etmişsinizdir bunlar neden restore edilemiyor ve kaderine terk ediliyor diye? Karşılaştığınız cevap Anıtlar Kurulu müsaade etmiyor. Peki restore edilmesine müsaade etmeyenler, yıkılıp dökülmesine nasıl müsaade eder diye düşünürsünüz. Veya bir yerde bir bina yapmak isteyen kişiye Kurul, inşaat izni vermiyor. İnşaat iznini alamayan kişi arsasına inşaat yapamadığı için satar, arkasından daha önce izin vermeyen aynı Kurul, bu kez izin verir. Bunu anlamak pek de kolay olmasa gerek. Muğla'nın Bodrum ilçesinde Gümbet, Yalıkavak ve Gümüşlük beldelerinde tarihi yel değirmenleri var. Bu yel değirmenleri başka bir ülkede olsa, öyle bir restore edilip turizme hizmet edilir hale gelir ki, o tesislerden döviz fışkırır. Bizde ise o tarihi yel değirmenleri yıkılmaya terk edilmiş ve kaderi ile baş başa bırakılmıştır. Bodrum'daki yel değirmenlerinin Türk turizmine kazandırılmasını arzu eden bazı hayırseverler Muğla Valisi Temel Koçaklar'a restorasyonlarda sponsor olmak istediklerini de ilettiler. Ancak gel gelelim yıkılmaya terk edilmiş bu tarihi yel değirmenleri 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun bürokrasisine takılmış durumda. Oysa bunlar yerli ve yabancı turistlere hizmet verecek mekânlara dönüştürülürse hem Türk turizmi bundan katkı sağlar, hem de yıkılmaya terk edilmiş bu değirmenler restore edilmiş ve gelecek kuşaklara daha güzel bir şekilde teslim edilmiş olur. Ancak görüyoruz ki, bürokratik oligarşi Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na da yerleşmiş ve mevzuat hazretleri orada da devreye girmiş. Bu sağlıksız düşünce kültür ve tabiat varlıklarımızı sizce 'koruyor' mu, yoksa 'yok' mu etmeye çalışıyor? Bu düşünce ile tarih ve kültürümüzü gelecek kuşaklara taşımak yerine, onlara yıkılmaya yüz tutmuş bir harabeyi teslim edeceğiz. Bunun değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
|