| |
|
|
Galatasaray'ın itibarı da gidiyor!..
SALI gecesi AKM'deki galanın ardından salonu boşaltanlar içinde bize hayret, şaşkınlıkla bakanlar vardı. "Biz" dediğim, Özhan Canaydın ve ben.. Özhan koluma girmişti, gülerek, şakalaşarak, genelde de az önce izlediğimiz İstanbul Balesi üzerine ilk izlenimlerimizi konuşarak yürüyorduk. Özhan çok beğenmişti.. "Seninle beğenilerimiz farklı" dedim.. Gecenin ilk ve son sportif lafını etti. "Doğru, benim çok beğendiğim Gerets'i de beğenmezsin sen.." Etraftaki şaşkınlık, benim Galatasaray Başkanını nasıl ağır, hem de çok ağır eleştirdiğimi bilenlerden geliyordu.. Sözümü aylardır hiç sakınmıyorum.. Öyle şeyler yazdım söyledim ki, Özhan yargıya bile başvurdu.. Ama bunlar madalyonun, ikimizin işleri ile ilgili tarafı.. Öbür tarafı çevirin, otuz yılı aşan bir dostluk var. En küçük eleştirimize tahammül edemeyenler, kırk yıllık dostlarını "İrlandalı" ilan edenler, "Şunu yanlış yaptın" dediğimizde, bize olan hayranlıkları (!) anında bitenlerin yanında Özhan Canaydın bir uygarlık simgesi.. Hâlâ evime gelir, oturur maç izler, saatlerce sohbet eder.. Hâlâ her karşılaştığımızda herkes bu görüntüleri şaşkınlıkla izler.. Bugün 30 yıllık dostuma bir kez daha seslenmek istiyorum.. Bu işi bırak.. Bir an önce bırak.. Eylemlerin camiayı ağlar hale getirdi. Son günlerde "Ben başarılıyım" sözlerinle güldürüyorsun.. Özhan Canaydın'ın Galatasaray Başkanı olmadan önceki itibarı şimdi yerlerde sürünüyor.. Ama daha fenası, daha acısı, daha telafi edilmez, geri dönülmezi, Galatasaray'ın itibarı sallanmaya, yıpranmaya başladı.. Bunu yapmaya, okuldan ve yürekten Galatasaraylı Özhan'ın işte tam da bunu yapmaya hiç hakkı yok.. Kulüp ekonomik açıdan çöküş halinde.. Kulüp sportif açıdan nerdeyse bitti.. Galatasaraylıları en çok üzen şey, Fenerbahçe'ye yenilmektir.. Bir Galatasaraylı, şampiyonlukla, Fener'i yenmek arasında tercihi sorulduğunda düşünmez bile.. Öylesi fanatiktir, Fenerbahçe konusunda.. Özhan Canaydın döneminde Galatasaray, hemen her branşta Fener'in şamar oğlanına döndü.. En popüler spor futbol.. Fener, rakamlar belli, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Özhan'ın ve onun yeni oyuncağı Adnan Polat'ın Galatasaray'ı bu tarihin en kötü Fener'inin 9 puan gerisinde.. Galatasaray iki yıldır, Avrupa Kupalarında da yok.. O kupalarda tarih yazalı beş yıl geçmeden.. Basketbol.. Özhan bu kulübün başına, basketboldan geçerek geldi. Önce basket oyuncusu, sonra basket yöneticisi.. Onun zamanında basket altın çağını yaşamalı değil mi?. Erkek takımı 35 yedi Fener'den, kız takımı 20.. Galatasaray-Fener basket maçlarına Galatasaray'ın basketçi başkanı utançtan ve ıslıklanma korkusundan gidemiyor.. Bir zamanların "Yenilmez Armadası" Galatasaray şimdi "Yenemez zavallılar"ı oynuyor. Üçüncü popüler spor, gene Galatasaray'ın bu ülkeye getirip tanıttığı, yerleştirdiği voleybol.. Efsane Değerlerin, Sinanların, Ayhan ve Payidarların takımı, bir başka Yenilmez Armada Galatasaray voleybolü Özhan devrinde kümede kalmak için klasman gurubunda savaşıyor. Kız takımı yok edildi bile.. Öbür spor dallarında durum farklı değil.. Fener her branşta geçiyor. Bu mudur başarı?. Riva'yı belediye eğlence ve piknik alanı ilan etti. İnşaat yok. Yani arazinin değeri sıfır. Gerçekler konuşulmuyor. Bu işler olurken Galatasaray nerde?. Seyrantepe'de statla birlikte Galatasaray'a sağlam gelir getirecek yan tesisler de yapılacaktı. Mustafa Sarıgül projesi öyleydi. Aziz Yıldırım, Nihat Özdemir'i Ankara'ya Başbakana gönderdi. Projenin gelir getirecek bölümü iptal edildi, geriye kuru stat kaldı. Onu da TOKİ (Yani devlet) yapacak, Ali Sami Yen karşılığında.. Ali Sami Yen maddi, manevi bir servet.. Böyle bedava peşkeş çekilir mi?.. Ama Ali Sami Yen ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmez, devlete istediği anda stada el koyma hakkı verirsen, pazarlık gücün bile olmaz, ne derlerse boyun eğersin.. Fener, masa başında da yendi Galatasaray'ı yani.. Bu mudur başarı, Özhan?. Mustafa Sarıgül, hem Seyrantepe'yi, hem de Ali Sami Yen'i içeren ve Galatasaray'ı Avrupa'nın sayılı mali güçlerinden biri yapacak projeyi benim önümde Özhan Canaydın'a bilgisayar planları ve maketleri ile anlattı, yıllar önce, bir mart gününde.. Özhan "Harika Sarıgül" dedi. "Yalnız senden bir ricam var. Bundan şimdilik kimseye söz etme. Amerikan Eximbank'tan, Ali Sami Yen'i yenileme projesi ile 100 milyon dolar istedik. Para 29 Haziran'da bankada olacak. Şimdi projeyi değiştirirsek iş gecikir. Oysa parayı aldıktan sonra bu projeyi önlerine koyarız, hemen kabul ederler" dedi. Mustafa Sarıgül sustu.. Ama Özhan, Galatasaray adını Sahip Som gibi uluslararası bankacılıkta karanlık bir ismin peşine takınca, 50 milyon dolarlık bir projeyle 100 milyon dolar talep edince banka "Bizim sizinle işimiz olmaz" dedi. Açıkta kalan Özhan, Sarıgül projesinin Ali Sami Yen bölümünden vazgeçti. Üstüne Ali Sami Yen'i rüşvet gibi verdi, Seyrantepe'de sadece stada razı oldu. Bunu da kendine mal etmek, Sarıgül adını uzak tutmak için bir dedikodu yaydı.. Efendim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan demiş ki, "Seyrantepe'yi istiyorsanız, Sarıgül'ü bu işten uzak tutun.." Yahu bir defa, Erdoğan böyle şey demez. Demesi için sebep yok. Sarıgül en büyük rakibinin rakibi.. Genel ve Yerel Yönetim olarak ilişkileri gayet uygar devam ediyor görüyoruz, izliyoruz. İkincisi.. Seyrantepe Şişli Belediyesi sınırları içinde.. Şişli'nin başkanı da Sarıgül.. Projenin, sonunda piç edilen projenin sahibi Sarıgül.. Hadi uzak tutun bakalım.. Arkadaşım, Dostum Özhan'a bir kez daha söylüyorum.. Bırak.. Galatasaray'ı daha batırmadan, yok etmeden, bitirmeden, itibarını yitirmeden bırak.. Bir Galatasaraylı olarak kulübe yapacağın en büyük hizmet budur!.
|