|
|
Aysun'un babasına n'olmuş?
Nil Karaibrahimgil'in mükemmel ilk albümünde bir şarkı vardı: Babama n'olmuş? Sözleri yaklaşık olarak şöyleydi: "New York'a gittiysem n'olmuş? Gencim bi yarınım kalmış!" Babalar ve çocukları arasındaki ilişki her zaman çok kırılgandır. Hele ülkemizde gelenekler, görenekler baskısı altında ekstra kızarmış durumdadır.
TV'CİLER DE BAYILIYOR! Babaerkil ahlak anlayışının damarlarımıza sindirildiği ve kadın olarak bile, 'hafif kadınları' (!) lanetlemeye programlanmış alt yapımızla, ünlü bir manken hakkında acıklı acıklı konuşan bir adam gördüğümüzde hemen aklımıza o kişinin mayo defilelerine filan çıktığı, sanki biz hiç sevgili değiştirmiyomuş gibi onların sevgilileri gelip, bu adama inanma yolunu reflekssel olarak seçebiliyoruz. Tabii televizyoncular da böyle konuklara bayılıyorlar. Bir manken için söylenmesini gizliden istediğimiz şeyleri, hem de babasının çıkıp söylemesi onu hemen 1 numaralı kadın programı konuğu haline getiriyor. İşte geçen hafta bir öğleden sonra eve geldiğimde Selahattin Kayacı (Balıkçı, mağdur, saçları sakalı günlerdir yıkanmamış manken babası) bu kez Esra Ceyhan'a çıkmış soy soylayıp, boy boyluyordu! O kadar sinir oldum ki bu sürekli mızıklanma haline; Aysun'u aradım: "Aysun baban ne istiyor?" dedim. Babasının ne istediğini tam olarak bilmediğini, anlattıklarını uydurduğunu, babası ile birlikte yaşadıkları dönemde ciddi şiddet gördüğünü anlattı. Hele 1992 yılında ablası ile birlikte çok sağlam bir dayak yediğini ve Üsküdar Adliyesi'nden 15 gün rapor almak zorunda kaldığını ve annesinin bu olay üzerine babasını terk ettiğini anlattığında iyice sarsıldım... Ama insan, ister istemez "Aysun reklam peşinde" klişesine bir uğruyor. Erkekler, kızlarını büyütürken bu 'ahlakçılık' mayasını öyle derinlere yerleştiriyor ki; bir çip gibi sürekli derinizin altında dolaşıyor ve çekip çıkaramıyorsunuz. Tam o anda programa Selahattin Bey'in kardeşi Bekir Bey bağlandı ve şunları söyledi: "Benim ağabeyim bunları uyduruyor, istese yarım saat içinde onlarla görüşebilir. Aysun babasına sürekli para gönderiyordu, para birkaç aydır kesilince ağabeyim televizyonlara çıkmaya başladı. Ağabeyim şöhreti seviyor " dedi ve biraz ağabeyi ile atıştı.
KORKUNÇTU Esra Ceyhan ise burada müdahale edip, Selahattin Bey'i olay yerinden uzaklaştırmak yerine ondan "Kızları kendi rızaları dışında yarışmalara katılan babalar adına ne söylüyorsunuz?" gibi mesaj alma çabasına girişti. Korkunçtu! Kimse o adamın gerçekten iyi bir baba olup olmadığını sorgulamıyor. Kafadan, yavrusu manken olduğu için onu mağdur baba kategorisine ışınlıyor. Babası alkol bağımlısı olan bir çocuğun yaşadıklarını anlamamız çok zor. Bu çocuğun sonra manken olup, seksi fotoğraflar çektirmiş olması değer yargılarımızı değiştirmemeli. İki kızı ve eşini Üsküdar'da bir evde kaderlerine terk eden, kızlarını 15 gün rapor alacak kadar dövebilen bir adam adamın, bu yıkıcı hareketleri bile geçmişte çocukları ve karısına gösterdiği acımasızlığın devam ettiğini ve onların sahip olduğu her şeyi yıkmak ve toplumsal bir 'zamanında ben vurdum olmadı, şimdi siz vurun kahpeye' sendromu yaratmaya çalıştığını göstermiyor mu?
|