|
Mehmet Okur'luk maç
Dünyalı futbolcu, attığı gollerin % 90'ını 4 pas altında atıyor, ortalama 8-9 saniyede hem de. Öyle 35 pas övgüsü geçerli değil. Topun bir oyuncunun ayağında kalma süresinin 2.9 saniyenin üzerine çıktığı anda oyunun yavaşladığını, gol atılma oranının düştüğünü belirteyim. Yunanistan maçı ile örnekleyelim:
1) Ataklarının % 70'ini sağ kanattan Seitaridis ile yapıyorlar ve Seitaridis'in topu orta alanda ayağına alması ile, rakip ceza alanına orta yapması arasında geçen süre 4-5 saniyeyi asla geçmiyor.
2) Benficalı, Karagounis ile Katsouranis, savunma topla çıkarken baskı yapıp kapmayı ve 2-3 pasta rakip kaleye gitmeyi "erken seçime meraklı muhalefet partisi iştahı " ile yapıyor ve çok can yakıyorlar. Benim Millilerimin de yaptığı her 10 top kaybından, 3'ünü savunma çıkışı yaptığını hatırlayınca hafiften tüylerim ürperiyor. Ama bir yandan da sürekli stresli dolaşan ve bu yüzden de çok sık kart gören Katsouranis'in, çalımlarımızdan sonra yükselecek adrenalin seviyesine ve kontrolüne de güvenmiyor değilim. Katsouranis üzerine çalım denememiz lazım.
UZUNLARINA KARŞI UZUNLARIMIZ
3) 1872 ve 1883 yıllarından nefret ediyorum. 1872'de korner, 1883'de taç kuralı kondu futbola. Seitaridis sağdan, Fysas soldan ceza alanına uzun taç kullanırken, kornerleri Basinas ve Karagounis gönderiyor. Basket takımından yanlışlıkla buraya gönderilmiş izlenimi veren Samaras, Liberopoulos, Krygiakos'ları var ve eminim Fatih hoca Gökhan Zan'ın oynaması için seferberlik ilan etmiştir. Bu adamların hücum ettiği savunma Mehmet Okur gibi bir adam istiyor. Bu yüzden de takımı uzatmak adına Emre Aşık ve Hakan Şükür'e sarılıp bu "uzun adamdan 1 tane alana, 1 tane de bedava" pastasından Hüseyin'e de pay verecek gibi gözüküyor.
RİBAUNTLARA DİKKAT ETMELİYİZ
4) Yunanlılar 2004'te Avrupa Şampiyonu olduğunda, turnuvanın, en az şut atan, en az orta yapan, en az gol pozisyonuna giren takımı idi. Ancak 2004 Şampiyonası'nda maç başı top çalma ortalaması 21 iken, onlar tam 41 top çaldılar veya hızlı atakla ya da duran topla gol attılar. Ama karşımıza çıkacak takım artık eskisi kadar top çalamıyor ve ortalaması 27'lere düşmüş durumda. Hücumdaki oyuncuları inanılmaz yer değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozuyor. Bana göre, Manchester City'de son 12 maçtır golü olmayan Samaras ile, attığı gollerin % 85'ini iç saha maçlarında atan Lyberopoulos hücumda başlarlar diye tahmin ediyorum. Giannokopoulos'u da biraz sağda ve solda kullanarak 3'lü bir hücum timi oluştururlar. Tek çaremiz alan savunmasını iyi yapmaktan geçiyor.
5) Ribaunt almayı çok seviyorlar. Bir yığın uzun adamla, faul atışlarında ceza alanına gelince, rakipler de korkup, tüm adamlarını içeriye dolduruyor. Savunmadan dönen topları ceza alanının önünde ya Basinas ya da Karagounis toplayıp şutluyor. Volkan dikkat etmeli. Bu oyuna düşmeyip, ceza yayının 2 köşesinde birer adam bulundurmak gerekebilir.
SOL KANATTAN MADEN BULURUZ
6) Yumuşak karınları sol tarafları, Fysas ters kademede sorun yaşıyor, dev stoper Krygiakos ise arkasına adam kaçırıyor. Gökdeniz, Hamit, Sabri ya da Mehmet Topuz'un orada maden bulması kesin ama kömür mü olur, yoksa altın mı bu bize bağlı olacak elbet.
7) " Küçük avantajların peşinde koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz" der Konfiçyus. Fatih Hoca bu ülkede, savunmacılara hücum öğreteceğim diye uğraşacağına, hücumculara savunma öğretti, büyük düşündü ve çok başarılı oldu. İşte bu felsefe yarın akşam bizi başarıya ulaştıracaktır.
|
