| |
|
|
İkinci Süreyya Ayhan olayı..
Şimdi okuyacaklarınız, bu ülkedeki "İkinci Süreyya Ayhan olayı"dır.. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda perişan olan Selahattin Çobanoğlu'nun hikâyesi.. Öykü benimle başladığı için fazla ilgiliyim. Bundan dört yıl önce bana ulaşmıştı, Mersin'den Selahattin Çobanoğlu, antrenörü ve babası.. Genç atlet adayı fevkalade ilgimi çekince, onları Cüneyt Ağabey'e havale ettim.. 17 yaşındaki delikanlıyı Cüneyt Ağabey de fevkalade buldu ve kolları sıvadı.. Gerisini ondan dinleyelim.. "Selahattin görünüşüyle ve yaptığı derecelerle Sermet Timurlenk'in 25 yıllık Türkiye 800 metre rekorunu kırabilecek bir kapasitedeydi. Aldım onları NTV'ye götürdüm spor müdürü Kenan Onuk ve NTV'nin başındaki dostum Erman Yerdelen'le tanıştırdım. Erman bana inanarak ve NTV'de tarihinde hiç görülmemiş bir olaya imza atarak Selahattin'e aylık olarak gayet iyi bir miktar yardımda bulunmaya karar verdi. Amacım, Selahattin'in en kısa zamanda Sermet'in rekorunu kırması ve bu büyük derece ile Amerika'dan alacağı bir bursla eğitimini Amerika'da yapmasının imkânlarını araştırmaktı. Ama biliyorsun, bizim atletlerin kafası ve vizyonu gayet limitli olduğundan Selahattin, hocası ve babası NTV'den aldıkları bu bursla yetindiler. Buna senin ve benim kamuoyuna tanıtmamızdan doğan olumlu hava ile Sabah Gazetesi'nin 2004 yılında Selahattin'e geleceğin şampiyonu olarak Turgay Ciner Ödülü gibi gayet cazip ve süreli devam edecek bir katkı da eklenince kendi kabuklarına çekilerek yaşamayı tercih ettiler. Selahattin tahmin ettiğim gibi iki yıl içinde Sermet'in rekorunu kırdı ama o zamandan beri o derecelerini yenileyemedi. Süreyya ve Yücel ikilisi gibi Selahattin ve çok kısıtlı bilgi ve vizyonla antrenörlüğünü yapan babası kendi dar sınırları içinde yaşadılar ve erişecekleri düzeyi kendi kendilerine sınırladılar. Kıssadan hisse: Selahattin Amerika'da görebileceği mükemmel bir eğitimi ve dünyanın en ileri atletizm çalışma ve hoca imkânlarını tepti. Sonuç.. Senin de geçen gün yazında bahis ettiğin gibi, Avrupa Salon Yarışması'nda ruhsuz, korkak ve acemi bir atlet gibi koştu, sonuncu olmasına ilaveten yarış sırasında kulvar değiştirdiği için diskalifiye edildi. Bir kere daha görüldü ki, yetenek ve kapasite bir atletin şampiyon almasına yetmiyor bunun yanında vizyon, cesaret ve biraz da görgü gerekiyor. Demek ki devletin ve federasyonun yapamadıklarını senin, benim (Ne yazık artık Kenan yok, eksildik) gibi kişiler, kendi imkânları ve vizyonları ile destekliyorlar. Yeter ki bu desteğe layık atletler karşımıza gelsin." Cüneyt Ağabeye ekleyecek sözüm yok.. Arif olanlar anladı zaten..
|