İlköğretim başarı puanı kullanılmamalı
Ortaöğretime geçiş modelinde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bazı yenilikler getirdi. Bu yeniliklerin biri de, ilköğretim başarı puanının 2007-OKS' ye katkısı. Buna göre, öğrencinin ilköğretim diploma notu, katkı puanına çevrilecek. Bu puan da sınav puanını yüzde 15 (100-500 puan aralığına dönüştürüldüğünde, bu oran yaklaşık yüzde 7'ye denk geliyor) etkileyecek. İlköğretim okullarının önemini artırmak için, başarı puanının belirli oranda katkısı doğru. Ancak bana göre, uygulamanın zamanlaması ve puan hesaplama sistemi akıl karıştırıyor. Zaten 2009'da ortaöğretime geçişte yeni bir model uygulanacak. Bu yıl ve 2008'de yapılacak olan OKS'lerin puan hesaplama şekli değiştirilmemeliydi. Sınava hazırlanan öğrenciler doğal olarak OKS'ye ağırlık veriyor. Üç ay kala okul başarısının etkili olacağına dair bir karar alındı. Böyle bir kararın 8. sınıf öğrencilerini ve velilerini olumsuz etkilediğini görmeliyiz. Zaten iki yıl sonra uygulamadan kaldırılacak bir sınavın, puan hesaplama değişikliğine bir anlam veremiyorum. Ayrıca ilköğretim başarı puanının katkısını bu şekilde hesaplamak yeterli değil. Geçmişte bunun olumsuzluğunu süper liselerde yaşadık. İlk yıllar 5 üzerinden mezun olan öğrenci sayısı, her okul için 10-15 kişiyle sınırlıyken, son yıllarda yüzlerce kişiye ulaştı. Daha sonra 5'lik öğrencilerin, 3'lük dahi olmadığı görüldü. Ülkemizde objektif bir ölçme ve değerlendirme sistemi uygulanmıyor. Diploma notuna göre öğrenci seçmek de gerçekçi bir tutum değil. Bu şartlarda fen, Anadolu ve öğretmen liselerine yazık olacak.
Kişisel başarı yetmez Binde bir puanın dahi çok önemli olduğu sıralama sınavlarında, öğrencinin "kişisel başarısının" yanı sıra okulunun da "kitlesel başarısı" bulunmalı. Şimdi MEB hemen şunu söyleyecek: "Biz iyi okul, kötü okul ayrımı yapmayız." Tamam, o zaman öğrencinin kişisel başarısı riskli olduğuna göre 2007 ve 2008 OKS'lerde ilköğretim başarı puanının katkısını kullanmayın. Önce şunu açık, net belirleyelim. OKS'de ilköğretim başarı puanının kullanılmasına karşıyım. Kullanılması zorunluysa, bana göre bu değerlendirme şu şekilde yapılırsa, daha iyi olur: Birinci adımda öğrencinin yıl sonu başarı ortalamalarından diploma notu elde edilebilir. İkinci adımda o okuldaki tüm öğrencilerin diploma notu toplanır ve öğrenci sayısına bölünür. Böylece okul ortalaması bulunur. Üçüncü adımda ise öğrencinin diploma notu, okul ortalamasıyla karşılaştırılır. Bunun sonucuna göre öğrenciye az ya da çok puan verilir. Buna ilköğretim başarı puanı (İBP) denir. Böylece bu puanına göre öğrencinin kişisel başarısı ortaya çıkar. Sadece kişisel başarı değerlendirilemez. Dört okuldan ilköğretim başarı puanı 53 olarak gelen öğrencilerin başarısı aynı değildir. O puanı aldığı okulda tüm öğrenciler 67 alırken mi almış, yoksa herkes 40 alırken 53 mü almış? Bu çok önemli.
Kitlesel başarı gerekir Ne yazık ki okullarımızda aynı kalitede eğitim yapılamıyor. Aynı standartta not da verilmiyor. Ayrıca ilköğretim başarı puanının, öğrencinin kişisel başarısı olduğunu unutmayalım. Gerçekçi bir puan için OKS'de öğrencinin mensubu olduğu okulunda eğitim kalitesinin ortaya çıkması gerekiyor. OKS'den sonra ilköğretim okullarının kendi bünyesindeki öğrencilerinin MF ve TM puan ortalamaları alınır. Bu ortalamalar ne kadar yüksekse, öğrencinin okul başarısı o derece yüksek olur. Buna da ağırlıklı ilköğretim başarı puanı (AİBP) denir ve istenen oranda OKS'ye eklenir. Buradan da okulun kitlesel başarısı ortaya çıkar. Şayet bu tür puan hesaplaması yapılmazsa, bence adil not veren,kaliteli eğitim yapan okulların öğrencileri çok üzülür. Bazı veliler, yürütmenin durdurulması için Danıştay 8. Daire'de dava açtı. Geri adım atılmaması halinde bu sayının daha da artacağını zannediyorum. Türkiye hukuk devletidir. Herkes hakkını sonuna kadar aramalı. MEB'in değerli yöneticileri, sınava üç ay kala alınan bu karardan dolayı öğrenci ve veliler çok sıkıntılı. Gelin bunu kaldırın, kimsenin burnu kanamasın. Bugüne kadar MEB'in aldığı birçok kararı doğru olduğuna inanarak destekledim. Ancak bu konuda aynı düşünmüyorum.
|