Orta yaş patlaması...
Türkiye'de işsizler artık daha yaşlı..." Yukarıdaki cümle, TOBB Üniversitesi bünyesindeki, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) Raporu'nun başlığı. Rapora göre, 35-54 yaş arasındaki işsiz sayısında, son yıllarda patlama yaşanıyor. Bu yaş grubunun toplam işsiz sayısına oranı, 1996'da yüzde 16 iken, bu yıl yüzde 27'ye çıkmış. Sayıları ise 247 binden, 661 bin kişiye ulaşmış. Orta yaş diye adlandırılan bu gruptaki işsizlere ilişkin raporda şu tespit yapılıyor: "1996-2006 döneminde genel işsizlik oranı 1.63 kat artarken, göreli olarak en büyük artış 2,68 kat ile 35-54 yaş grubunda yaşandı..." İşsiz sayısının artış gösterdiği bu gruptakilerin geçmişte çalıştıkları yerlere ilişkin de araştırma yapılmış. Yüzde 67'lik (440 bin kişi) bölümü, işsiz kalmadan önce inşaat ve hizmet sektöründe istihdam edilmiş. Dikkat çeken bir diğer nokta ise işsiz kalan orta yaş grubunun eğitim düzeyi: "Yüzde 61'i ilkokul mezunu..."
"Kaygı verici..." Türkiye İstatistik Kurumu'nun Hane Halkı İşgücü Anketi'nden yola çıkılarak hazırlanan raporda şu tespit dikkat çekiyor: "Türk ekonomisi, ağır sosyal etkileri olabilecek böyle bir eğilimle ilk defa karşılaşmaktadır..." Bunun kaygı verici olduğu belirtilip, şu noktaya dikkat çekiliyor: "Daha genç yaş gruplarındaki işsizlerin aile desteği ile yaşamlarını sürdürebilme ihtimali varken, 35-54 yaş grubundaki işsizlerin ailelerinin geçiminden başlıca sorumlu kişiler olması kuvvetle muhtemeldir." Ardından uyarı geliyor: "Bu kesimdeki işsizlik oranının yüksek miktarda olmasının kritik siyasi ve sosyal yan etkilerinin olması kaçınılmazdır. Bu kesimden gelecek olan tepkilerin siyasi sonuçları ise herhangi bir yapısal uyum programının sürdürülebilirliliğini engelleyecektir..."
Sosyal patlama olur TEPAV'ın Raporunu, Esen Çağlar, Ozan Acar ve Haki Pamuk hazırlamış. Rapor üzerine dün Esen Çağlar ile sohbet ediyoruz. Çağlar, çalışmalarının içine "iş bulma ümidini kaybetmişleri" katmadıklarını belirtip ekliyor: "İş bulma ümidini kaybetmiş toplam işsiz sayısı, on yıl önce 50 bin iken, 2004'te 125 bin, 2005 yılında da 237 bin, 2006'da ise 285 bine çıktı. Bunları da katarsak orta yaş grubunun payı daha artacak." Sorunun bu kesimin tekrar ekonomiye nasıl kazandırılacağında yattığını vurgulayıp devam etti: "Yakın geçmişte benzer sorunla Güney Kore karşılaştı; bir milyon orta yaşlı işsiz vardı. Kore hükümeti, 1997'de başlattığı programla 10 bin kadına bilgisayar eğitimi açtı, kursa katılım patlaması yaşandı. Orta yaş kesim yeniden istihdama döndürüldü..." Bir noktanın altını defalarca çiziyor: "Ailelerine ekmek götüren bu kesim, dünyadaki yeni gelişmelere, eğilimlere adapte edilemediği için işsiz kaldı. Yerlerini genç olanlara kaptırdı. Çözüm bulamazsak, siyasi etkisi büyür, sosyal patlamaya yol açar..." Türkiye, küçük veya genç yaştakilerin "işsizlik gerekçesiyle" büyükşehirlerdeki kapkaç, hırsızlık olaylarına alışmaya başlamıştı. Şimdi ise yaşı gibi sorunu da büyük bir tehlike dalgası geliyor. Sosyal kesimlerin temsilcileri ise İşsizlik Sigorta Fonu'nda biriken 26 milyar YTL'nin nasıl kullanılacağını tartışıyor.
|