|
|
Şarkı söylemek lâzım...
AMA usulünce, makamınca, kulak tırmalamadan... Show TV'nin "Şarkı Söylemek Lâzım" adlı yeni yarışmasını izlerken aklımdan hep bu cümle geçti... Bence yeni yarışmanın şov dünyasına yaptığı en önemli katkı, son dönemlerde giderek "ucuzlayan" şarkıcılığın, aslında hiç de kolay olmadığını belgelemesiydi. Duşta şakıyan herkesin, orkestra eşliğinde canlı yayında şarkı söyleyemeyeceği gerçeği tüm açıklığıyla ortaya çıktı. "Gerçek şarkıcılığın" her şeyden önce çok çalışma, eğitim, disiplin ve ciddiyet gerektirdiği ekran laboratuarında test edilip, onaylandı. İki şarkı ezberleyip, stüdyolardaki dijital teknoloji yardımıyla detonelerini yontan "heveslilerin" şarkıcı olamayacakları bu vesile ile deklare edilmiş oldu. Hevesli yarışmacılara gelince: Allah, Vatan Şaşmaz'ın komşularına sabır versin. Duşta söyleyeceği şarkıların, komşuları için intihara özendirici etkisi olabilir. Ama Allah iyi ki ona ses vermemiş. Bir de sesi olsaydı, biz erkek sınıfındakilerin sırayla köprüden atlamamız gerekecekti! Adam hem yakışıklı, hem sempatik, hem oyuncu, hem kitap yazarı, hem harika bir sunucu... Varsın şarkı da söylemeyiversin!.. Didem Uzel'in ise kamuya açık yerlerde şarkı söylemesi acilen yasaklanmalı. Zira mikrofon, onun elindeyken kulak zarlarını tehdit eden tehlikeli bir silaha dönüşüyor!.. Desibel kirliliğine hapis cezası verilse, Didem Uzel demir parmaklıkların ardında çürürdü... Ama yarışmada doğuştan yetenekliler de yok değildi. Güzellik kraliçesi Hande Subaşı için "Şov dünyası yeni bir assolist kazanmak üzere" diyebilirim. Semih Saygıner'e hayran oldum. Irmak Ünal ile Zuhal Topal da önümüzdeki haftalar için umut vaat ediyorlar. Helin Avşar ise bu ilk denemesinde ablasını pek kıskandırmış olmalı.
|