SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
Dünyada trend kırılsa da Türkiye'ye sınırlı yansır
27 Şubat'ta başlayan küresel dalgalanmanın üçüncü etabını yaşıyoruz. Üç dört günlük düzelmenin adından ABD'den yükselen dalganın nedeni bu kez perakende satışların kötü gelmesi ve mortgage taksitlerinin geri ödenmesinde sorunların ortaya çıkmasıydı. Bu veriler 27 Şubat'ta dalgalanmayı başlatan Fed eski başkanı Greenspan'in "ABDekonomisiresesyonagirebilir" tezini de kuvvetlendiriyordu. Sonuçta taksitlerde ödenmeme eğilimi artıyorsa, kişisel gelirler artmıyor olabilir. Taksitlerin ödenmediği bir ortamda ekonomide canlılıktan ziyade daralmadan söz etmek mümkündür.
Borsalardahahassas Ekonomi durgunluğa doğru gidiyorsa, reel sektör sorun yaşayacak demek. Ciro artışları yavaşlayacak, kârlılıklar düşecek demek. Dolayısıyla dünyada bu dalgalanma geçen yılkinden farklı olarak ağırlıklı biçimde hisse senedi ayağından yürüyor. Asıl etkilenen, düşüş kaydeden hisse senetleri borsaları. Yani hisse senedi piyasaları da ekonomide durgunluğu fiyatlamaya başladı. Beşaltı yıllık yükseliş trendinin ardından ekonomilerde beklendiği gibi durgunluk meydana gelecekse bunun hisse senedi fiyatlarına yansıması, borsaların da uzun vadeli olarak çıkış trendlerini sonlandırması ve genel olarak düşen piyasa eğilimine girmeleri beklenebilir.
Tahvilpiyasasınediyor? Buna karşılık tahvil piyasası zaten ekonomik durgunluğu fiyatlamıştı. ABD'de Fed'in gecelik faizi yüzde 5.25 olmasına karşılık 10 yıllık hazine tahvil faizinin yüzde 4.54.7 arasında dalgalanması bunun en iyi göstergesiydi. Yani piyasalar ileriye yönelik olarak faizlerin ekonomik aktiviteye bağlı olarak düşebileceğini öngörmüştü. Faizlerindüşeceğibirdönemdeinsanlartahvildenniyekaçsın? Bu nedenle de uzun vadeli faizler kısa vadeli faizlerden daha düşük düzeylerde seyrediyordu. Nitekim dün 10 yıllık faizler yüzde 4.5'in altına bile indi. Sonuçta her iki piyasa ortak bir noktada buluştu ve aynı şeyi, yani resesyonu fiyatlamaya başladı.
ABDenflasyonunadikkat Açıklanacak veriler piyasaların yönü bakımından önemli olmaya devam edecek. Hatta perakende satışlar ve mortgage piyasasındaki gelişmelerden sonra cuma günü açıklanacak ABDşubatayıtüketicifiyatlarıenflasyonuçokdahaönemlihalegeldi. Bir anlamda piyasalara yol gösteren ışık olarak Fed'in21Mart'tayapacağıfaizkararıtoplantısınıveaçıklamasınıdakısıtlayabilir. Çünkü perakende satışlar gibi, enflasyon verileri de olumsuz çıkarsa, Fed'inolasıbirresesyonakarşıfaizleribeklenendenerkenindirimegidebileceğiniaçıklamasısuyadüşebilir. Bu durumda piyasalar Fed'in panik havasına girdiğini, kötü gelen enflasyon rakamına rağmen faizi erken düşürmeyi göze aldığını düşünebilir. Budurumpiyasalardakinegatifalgıyıartırabilir. Yani cuma günü açıklanacak enflasyon verisinin olumsuz gelmesi Fed'in elini kolunu bağlayarak çifte etkiye sahip olabilir. En azından Fed'in olumlu yönde açıklama yapabilmesi ve piyasa hareketlerini yumuşatabilmesi için enflasyonun nötr gelmesi gerekiyor. Şubat ayı için beklenen tüketici fiyatı ise yüzde 0.3 ve çekirdek tüketici fiyatı 0.2 düzeyinde.
Borsadaneolur? Dış borsalarda uzun vadeli eğilimlerin kırılması Türkiye'yi de etkileyecek. Gerçi trend kırılmasına yol açmayacak. Çünkü Türkiye borsasının uzun vadeli trendi geçen yılın mart ayında kırıldı. Ama dış borsaların etkisiyle İstanbul Borsası'nın da düşüşünü ivmelendirmesi mümkün. Dışpiyasaetkisiylesatışageçebilecekyabancılarkarşılarındadoğrudürüstyerlialıcıkitlesibulamayabilir. En azından fiyatlar çok cazip düzeylere gelene kadar. Eğer bir bölüm yabancı satışta çok kararlı olursa İMKB ya yabancıdan yabancıya yaygın bir satışa ilk kez tanıklık yapar ya da fiyatların hızla düşüşüne. Geçmiş krizlerden benim gözlemim yabancıların bu dönemlerde satışlarda ısrarlı olmayacağı yönünde. Bu anlamda küresel piyasalar kötüleşse bile borsadan doğru dürüst yabancı parası dışarı çıkamaz. Yabancıların asıl çıkışları borsanın en iyi dönemlerinde olmuş.
Sonuç "Atyarışlarınıolasıkılantekşey,farklıgörüşlerolmasıdır"MarkTwain