|
|
Heroes in, Lost out!
Hayranları Heroes'u Lost ile karşılaştırmaya başlamış bile. İnternette dolaşan ve 'Heroes neden Lost'a bin basar?' yazılı 'deklarasyon'da şöyle diyor:
* "Gizli güçleri olan ve bunları sık sık kullanan insanları izlemek, bizi sürekli heyecanlandırıyor. Lost'un heyecanlı anları ise çok daha az, anlaması ve tahmin etmesi zor. Bir politikacının uçabilmesi, tekerlekli sandalyeye mahkum birinin yürüyebilmesinden çok daha ilginç."
* "Lost, birbirinden farklı konularıyla tamamen dağılmış durumda. Heroes'daki
olaylar ise çok bağlantılı akıyor. Lost'un 'the others' ve 'plaj halkı' olarak ikiye ayrılmış olması ve bu iki dünya arasındaki git-gel'ler hem izleyicinin dikkatini dağıtıyor, hem de diziyi yavaşlatıyor."
* "Heroes, Lost'un aksine beynimizi rahatsız edici ve mutlaka hayal kırılığı, üzüntü ya da ölümle biten flashback'lerle yormuyor. Tamam, Lost ekibinin mutsuz olduğunu anladık ama aynı formülü, üç sezon boyunca ve sadece 'Bu ada büyülü' sonucu çıkarılacak şekilde sürdürmek neden?"
* "Bir adada mahsur kalma kavramı gün geçtikçe daha çok can sıkıyor."
* "Heroes'un sloganı 'Save the cheerleader, save the world' (Amigo kızı kurtar; dünyayı kurtar) kulağa saçma geliyor ama en azından amacını açıklıyor. Lost'un ise herhangi bir amacı varmış gibi görünmüyor. Herkes adadan gideceği günü bekliyor. Bu mudur yani? The others'la da tanıştık ve onlar da en az plaj halkı kadar sıkıcı çıktı."
* "Heroes'a yeni bir karakter ekleneceği zaman bu, Lost gibi aptalca değil, son derece doğal bir şekilde yapılıyor. Üçüncü sezonda ortaya çıkmaya başlayan ada halkı daha önce orada yaşamıyordu. Şu anda da neden oradalar hiçbir fikrimiz yok."
* "Deniz, kum, güneş de olsa sürekli aynı mekânı izlemekten bıktık. Ayrıca Kate'in yeşil tişörtü de canımıza tak etti. Kıyafet değiştirebilen kahramanlar istiyoruz!"
|