Yavuz Tanyeli sanat dünyasını topa tuttu
Geçtiğimiz günlerde ressam Yavuz Tanyeli, sanat dünyasını topa tuttu. Tanyeli, Birgün gazetesine yazdığı 'Turuncu Karşı Devrim' başlıklı yazısında adeta bir rap şarkı sözü yazarı gibi ilginç tanımlamalarla dolu bir metin kaleme almış. İstanbul'u 'parakent' olarak tanımlamış örneğin... Kendince 1980'lerden bugüne kısa bir özet yapıyor... İstanbul'un 2010 yılında dünya kültür başkenti seçilmesinin nedenini tüm geri bıraktırılmış ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de uygulanan 'hızlandırılmış' kapitalizme bağlıyor. Ve kendi geçmişinde Vasıf
Kortun'un ona yaptığı bir kadro teklifinden dem vuruyor. Şu cümleleri kullanıyor: "Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yeni bir öğretim kadrosu oluşması gerekiyor. İşte o dönemde çok kişiye teklif geldi. Bana da bu teklifi Vasıf Kortun yaptı. Kibarca yollarımızın ayrı olduğunu, benim yağlıboyacı olduğumu, onun ise ne olduğunu anlamadığımı söyledim ve teklifini reddettim. Etmeseydim hayatımı Bilkent'in lüks salonlarında; Hasan Bülent Kahraman'la aynı yemekhanelerde, gri tayyörlü kavramsal sanatçılarla, Amerikan enteli kıyafetler giyerek ve Türkiye'nin her yerinden gelmiş gençleri hasta eden, liberal, çift pasaportlu birisi haline gelecektim. Oysa şimdi sadece ressamım, ohh..." Yavuz Tanyeli bu kadarla da kalmıyor. Plastik sanatlar ortamında yaşanan ikiliğe de değiniyor. İkilikten kastı, kavramsal sanat yapanlarla ressamların birbirlerini sevmemesi. Yavuz Tanyeli kendi sözleriyle ressamların demode marjinaller durumuna düştüğüne işaret ediyor: "Doğu'ya blucin takımları giyerek git, sergiye katıl, kenti gez, insanların fakirliğini gör, onlar sana baksın, düşünsün, sen onlara bak, 'Ay her taraf ne dökülüyor, öff varoşa bak, şu sefalete bak, ne kadar hoş, ne kadar pitoresk,' de, dünya kültür mafyasının güvencesinde nerede kalıyorsan kal, sonra da uçağa bin İstanbul'a dön ve Doğu sorunundan söz etmeye başla. Doğu'nun kültürünü bilme, merak etme; Batı'nın çizgi romanının izini sür, galeri mafyası ile çalış, sergilerini İstanbul'un en züppe muhitinde aç, Bebek'te, inanmadığın akademisyenlerle çalış, aynı duvarları paylaş, artık bayatlamış bir manifestonun peşine pek istemesen de takıl, etnik ve varoştan beslenen, yani duygu sömürüsü yapan bir rock gurubu gibi... İstiklal Caddesi'ndeki İKSV'nin bürosunda Vecdi Sayar görülmüş. Anlamı şu: Akşam Çiçek Bar'da artık gözlerde avro işaretleri yanıp sönüyor olmalı." Kendini yağlıboyacı ilan eden ve Karşı Sanat Çalışmaları'ndaki son sergisinde birlikte sergi açtığı Sezai Özdemir'le harikalar yaratan Tanyeli, yazısını "Elektrik, hem çok komik hem de satanik," sözleriyle bitiriyor. Şahsen Tanyeli'nin söylediklerinin bazılarına katılmamak elde değil ama asıl elde olmayan şey, Tanyeli'nin dışavurumcu adeta bir MC (rap şairi) gibi kullandığı dili...
Adalet Cingöz
|