|
|
|
|
|
|
Doğu'da bekaret için öldürülenler otopside bakire çıkıyor
Dr. Veli Ongun, Urfa'da sır sayılan, tabu kabul edilen hayat hikayelerine tam 15 yıldır tanıklık ediyor. Doğu'da kadının cinselliğine nasıl bakıldığını anlatan Dr. Ongun, "Dizi setini basanlar bizim bildiklerimizi bilseler bunu yapmazlardı" diyor.
Bekaret=Namus mu? Bekaret ve cinselliğe toplumunun bakış açısı değişiyor mu? Tabular aynı şekilde korunuyor mu, yoksa korunuyormuş gibi mi davranılıyor? İşte bu soruların yanıtlarını 'Tabular ve Kadının Cinsel Sağlığı' dizisinde sizler için araştırdık. Urfa, Diyarbakır, Hakkari'de görev yapan jinekolog ve estetik cerrahlara sorduk... Onlar da bize tanık oldukları yaşamları anlattı. Kollarından tutulup bekaret kontrolüne getirilen genç kızlara nasıl rapor verdiklerini, kızlık zarını gözyaşları içinde diktirmeye gelen kadınlara yaklaşımı itiraf ettiler. Kızlık zarı diktiren kadınların sayısı artıyor mu, doktorlar 'ben zar dikmem' diyebilir mi, bekaret kontrolü yaptırmaya gelenlere hayatlarını korumak için yanlış rapor verilebilir mi? Doğu'da kadın cinselliğini nasıl yaşıyor, seksten utanıyor mu yoksa doğal mı karşılıyor. Bu hafta Günaydın'da...
align="center">*** Urfa'da bir tane kadın hastalıkları ve doğum hastanesi bulunuyor. Geçtiğimiz hafta aile içi karışık cinsel ilişki sorununu yansıtan bir dizinin setini basan 50 kişilik grubun ardından bölgede 15 yıldır doktorluk yapan Şanlıurfa Kadın Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Veli Ongun'la konuştuk. Ongun; bölgede bekaret, cinsel ilişki sorunları ve kısırlık problemine bakışla ilgili soruları yanıtladı:
* Yasak cinselliğin cezası Doğu'da cinayet mi? Evlilik dışı gebeliğe çözüm bulunamamışsa ya da bu olay etrafta duyulmuşsa namus cinayetiyle sonuçlanabiliyor. Sorunu duyurmadan çözme arayışına giren pek çok aile var. Çoğu zaman da başa çıkabiliyorlar. Ancak bir şekilde olay duyulursa çözüm yolu cinayete kadar gidebiliyor. Böyle sonuçlanan durumlarda bazen bizleri de otopsiye çağırıyorlar. Genç kızın, 'bakire çıkmadı' şüphesiyle öldürüldüğünü söyleyip otopsi yapmamızı istiyorlar. Ancak muayene ettiğimizde görüyoruz ki; bekaret şüphesiyle öldürülenlerin çoğu bakire çıkıyor. Ama ne yazık ki şüphe bile cinayet nedeni olabiliyor.
* Bu şekilde bugüne kadar kaç otopsiye katıldınız? Sayısını tam olarak bilmiyorum ama zaten biz otopsiye çağrılıyorsak bilin ki 'kızlık zarı' sorunu vardır. Çünkü farklı olaylardaki otopsiyi başka doktorlar yapar. Biz yalnızca kız olup olmadığına bakarız. 10 yıl içinde pek çok otopsiye katıldım. En son katıldığım otopside genç kız zehirlenmişti. Kızlık zarını kontrol etmemi istediler; çünkü bekaret nedeniyle zehirlendirildiğinden şüpheleniliyordu. Ailesi örtbas etmeye çalışıyordu. Ama kız bakire çıktı. Davanın nasıl sonuçlandığını sonra takip etmedim; çünkü doktor olarak bunları çok düşünmek insanı çok incitiyor.
* Size bekaret kontrolü için kızları getiriyorlar mı? Savcılıktan gelmedikçe kızlık muayenesi yapmıyoruz. Ancak yine de aileler bize geliyor ve yasak olduğunu bildikleri için değişik bahaneler öne sürüyorlar. 'Merdivenden düştü', 'salıncakta sallanırken düştü kızlık zarı bozulmuş mudur' diye bir travma öyküsüyle kızlarını getiriyorlar. Kızın kendisi de istekli olursa ancak o zaman muayeneye alıyoruz. Ve sonuçta şüphe ile gelenlerin çoğu normal çıkıyor.
* Bir genç kızın ailesi tarafından cezalandırılacağını bilerek yine de 'kız değildir' raporu verir misiniz? Bu tür raporları biz iki üç doktor imzalayarak veriyoruz. Buralarda hiçbir doktor tek başına bu raporu veremez, vermek de istemez. Ne gördüysek onu yazıyoruz; doktor olarak yalan söyleyemeyiz. Kızlık zarı elastik yani esnek ya da şüpheli olursa; o zaman kız lehine karar vermeyi tercih ediyoruz. Evlendikten sonra da problemler çıkabiliyor ve anneler 'kanama olmadı' diye kızlarını getiriyor. 'Kanama olmadı' diye gelen kızların çoğunun kızlık zarı esnek çıkıyor. Aileye bu durumu anlatmakta çok zorlanıyoruz. Uzun uzun izah ediyoruz ama bunu kabullenmek istemiyorlar.
* İnsani kriterlerle doktorluk kriterleri farklı şeyler söylüyorsa ne yapıyorsunuz? Genellikle doğruyu söylemeyi tercih ediyoruz. Çünkü onun da bir sorumluluğu var. İtilaflı bir durum varsa zaten bir şey açıklamıyoruz.
* Diktirmek için başvuran kızlara yönelik yardımınız olur mu? Nadir de olsa olabiliyor. Daha ziyade bize şehir dışından yani çevre illerden geliyorlar. Urfa'da yaşayanlar da diğer illeri tercih ediyor. Burada diktirirken duyulacak diye büyük korku yaşarlar.
* Bekaret ve cinselliğe bakış açısında Urfa'da bir değişim var mı, yoksa yine aynı tabular devam ediyor mu? Gençler daha az tutucu. Değişime açık ama anne babalarına anlatmakta zorluk çekiyorlar. Kendi içlerinde kabul ettikleri şeyi bazen ailelerinden saklıyorlar.
* Erkek jinekolog olmak Urfa'da sorun yaratıyor mu? Hayır; erkek-kadın doktor tercihi çok fazla değil. Buralarda doktorun cinsiyeti çok fark etmez. Doktor doktordur ve hatta onlara göre doktorluk daha çok erkek mesleğidir. Burada doktorun iyi olup olmadığı çok daha önemlidir.
* Kısırlığı artık Doğu toplumu bir hastalık olarak kabul ediyor mu, yoksa bu nedenle boşanmalara sık mı rastlanıyor? Kısırlık önemli bir sorun; ilk bir ayda bile 'ben kısır mıyım' diye gelen evli çiftler oluyor . Daha evlenir evlenmez çocuk sahibi olmak istiyorlar. En fazla üç ay dayanabiliyorlar ve sonra 'neden çocuğumuz olmuyor' diye sormaya başlıyorlar. Evliliğin üzerinden bir yıl geçmeden kısırlık tedavisi görmeye başlıyorlar. Erkeğin kısır olma ihtimali kesinlikle gözardı edilmek isteniyor. Erkek, bir problem olduğu zaman karısından bile saklıyor. Sorun erkekten kaynaklanıyorsa tedaviye başvurmaları kolay olmuyor. Kabullenmek istemiyorlar ve genellikle ikinci hanımdan sonra tedaviye yanaşıyorlar.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|