| |
|
|
DYP'nin seyir defteri
Kitle partisinde "herkes" bulunur. Manken Şebnem Schaeffer gibi, popçu gibi, topçu gibi. Bunların "partinin tanıtımında" belki faydası da olur, bilemeyiz. Ama "oy vermeye" gelince, durum farklıdır.
Siyaset iddiası ve inancı olanların işidir. Ve siyaset bir maratondur. Nefes ister. Ayrıca siyasette ana felsefe "ben ne olacağım, nereye geleceğim, ne alacağım" da değildir. "Partime ve ülkeme ne vereceğim" dir.
Bu söylediklerimiz konunun geneli." "DYP özeline" gelince... DYP "Demokrat Parti ve Adalet Partisi kökünden" gelmektedir. Kimi zaman tek parti zulmünden, kimi zaman ihtilallerin kırıp dökmesinden yakınanların "sığındığı bir limandır." Fakir fukaranın, yoksul ve çaresizin "sigortasıdır."
Ama zamanla "DYP bozuldu, kökünden koptu." "Halktan uzaklaştı." Büyük kentlerde "yok oldu." Sadece "kırsala kilitlendi kaldı." Mehmet Ağar şimdi "kilitleri kırmaya çalışıyor." Ama bu Ağar'ın tek başına yapabileceği bir şey değil.
Mehmet Ağar eğer başaracaksa "adaylarını taban belirlemeli" tavan değil. Ayrıca... "Her ilde bir Mehmet Ağar bulunup" listenin başına oturtulmalı.
DYP "dün ile, DYP' yi DYP yapan parti büyükleriyle, kendi gölgesiyle" kavga ede ede barajın altına indi. Şimdi tırmanacaksa "büyük bayrak, büyük şemsiye" açmalı. Sadece menken hanımın değil, örneğin bir Mehmet Keçeciler'in, bir Ülkü Güney'in, bir Edip Safter Gaydalı'nın, bir Rona Yırcalı'nın, bir Prof. Mehmet Haberal'ın, bir Prof. Süheyl Batum'un yakasına da DYP rozetini takabilmeli. Kendisinden öncekilerin "küstürdüklerini, kaçırdıklarını" kucaklayabilmeli.
Mehmet Ağar'ın işi zor. Ama liderliğin kolay olduğunu kim söylüyor ki? Ayrıca "baş ağrısı baştakine aittir." Mehmet Ağar da, DYP de "açıldıkça, kucakladıkça, peşine düşenlerin sayısını artırdıkça" büyüyecektir.
|