SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
Para oyunundan ilk kez yerliler mi kârlı çıkacak?
Geçen hafta salı günü başlayan küresel piyasalardaki düzelme veya dalgalanma ikinci haftasına da hızlı girdi. Salı gününden sonra piyasalar dün ikinci büyük düşüşünü yaşadı. Üstelik Asya'dan başlayarak Avrupa ve Amerika'ya kadar. Yani dalga sıra atlamadan bütün ülkeleri ve en çok da, en yüksek prim yapmış ve cari açığı en yüksek olanları etkiledi. Bu açıdan Türkiye küresel finansal dalgalanmadan en çok etkilenen ülkeler arasında bulunuyor. Borsası yüzde 10'dan fazla, para birimi yüzde 5 dolayında değer kaybetti. Faizler 2 puan artarak yeniden yüzde 20'nin üzerine çıktı.
- Kaynak aynı- Dünkü hareketin kaynağı Japon Yeni'nin değerlenmesiydi. Dünyanın üçüncü büyük parası olmasına karşılık en düşük faize sahip bulunmasından dolayı küresel oyuncular bu para biriminden borçlanarak daha yüksek getirili ülkelere ve varlıklara yatırım yapmış (carry trade) ve bu yolla dünya likiditesini artırmışlardı. Risk alma iştahını da bu yolla yükseltmişlerdi. Küresel piyasalardaki, bu arada yabancılar yoluyla Türkiye'deki iyileşmenin ana nedenlerinden biri buydu. Şimdi bu eğilim tersine dönüyor. Ortaya çıkan tehlike veya belirsizlik karşısında yatırım yapılan aktiflerden, piyasalardan çıkılıyor ve Yen borçları ya da pozisyonları kapatılıyor. Bizzat Yen değerlendiği için bu hareketi tetiklerken, pozisyon kapatma isteği de Yeni değerlendiriyor olabilir. Sonuçta birbirini besleyen bir süreç yaşanıyor. Ama Yen'in değerlenmesi ve carry trade pozisyonlarını zarara sürüklemesi dünya piyasalarını fena etkiliyor. Küresel piyasalarda yaşanan iyileşmenin temelinde nasıl Japon Yeni vardıysa bugün de kötüleşmesinin temelinde yine aynı para birimi var.
- Önlem alınmıştı- Yaşanan bu dalgalanmaya karşı yerli tasarruf sahipleri, kurumlar ve hatta Merkez Bankası hazırlıklıydı. Bunda da hem 2006 yılında üçüncü kez tekrarlayan dalgalanmanın yaşanması hem de 2007 yılında Türkiye'de çifte seçimin yapılacak olmasının etkisi büyük. Peki ne yaptı yerliler? - Merkez Bankası faizi yükseltti ve bu düzeylerde tuttu. Küresel risklere vurgu yaptı. İhtiyatı elden bırakmadı. - Yerli gerçek kişiler hazine kağıtlarından mümkün olduğunca kaçındı. Mevduatın vadesini uzatmadı. Vade 3 ayın altında olmaya devam etti. Borsadaki paylarını artırmadılar. Hatta fırsat buldukça sattılar. Sonuçta borsadaki payları yüzde 35'ten yüzde 31'e geriledi. En belirgin önlemleri de dövize yeniden yönelmeleri oldu. Geçen yılki dalgalanma sonrasında geçen 8 aylık sürede yerlilerin döviz hesapları 18.5 milyar dolar arttı. Yani yerliler kur artışına karşı önlemlerini almış durumdalar. - Reel şirketlerin durumunu ise tam bilmiyoruz. Bildiğimiz bu şirketlerin 43.5 milyar dolarlık açık pozisyonlarının olduğu. Ancak buna karşın şirketlerin türev ürünlerle bu açığın bir bölümünü hedge etmiş olabilecekleri.
- Yabancı başrolde- Geçen yılki dalgalanma sonrası yaşanan eğilimde, ya da Türkiye'de yaşanan iyileşmede ana neden yabancı yatırımcılardı. Dışarıdan gelen portföy yatırımlarıydı. Bu nedenle de ocak sonunda portföy yatırımları 71.6 milyar dolarla rekor düzeye yükselmişti. Şimdi de yaşanan kötüleşmede yabancılar başrolü oynuyor. Nasıl iyilik dışarıdan geldiyse kötülük de dışarıdan geliyor. Yabancılar dün getirdikleri parayı bugün dışarı çıkarmak istiyor. Bunu yaparken de kârlarının bir bölümünden oluyorlar. Yerliler ise zaten bugünlere hazırlıklıydılar. Pozisyonlarını bugünlere yada yaşanabilecek yeni bir dalgalanmaya göre almışlardı. Bu nedenle en az etkilenen, hatta kurun artışı kadar dövize yatırım yapanların kâr edeceği bir döneme geldik. Yani iki farklı görüş veya pozisyondan şimdilik yerliler haklı çıkmış oluyorlar.
- Yerliler haklı mı?- Yerliler ile yabancıların pozisyonlarını biz daha önce veriler o tarafta üretildiği için, borsadan izledik. Yabancılar yerlilere karşı geçmişte hep kazandı. Borsaya yaklaşık 13 milyar dolar yatırmalarına karşılık ocak sonu itibariyle 38 milyar dolarlık bir varlığın sahibi oldular. Yani paralarını dolar bazında üçe katladılar. Yerliler ise yaklaşık 19 milyar dolar yatırdılar ve varlıkları 12 milyar dolara indi. Dolayısıyla yerli-yabancı tercihinde veya rekabetinde ilk kez yerliler yabancılara karşı kazanacak. Toplamda ülke kaybedecek olsa da.
- Sonuç- "Yedi kere düşsen de, sekizinci de ayağa kalk" Japon Atasözü