|
|
Irak ile ticari ilişkilerde teşhis doğru mu?
Bakan Tüzmen'in bir televizyon kanalındaki 'Irak konulu açıklamaları çok ilginçti. Akaryakıt kaçakçılığı konusunda yazı yazan bizleri bilgisiz olmak ve olayın derinliğine vakıf olmadan yazmak ile itham etti. Ancak kimin bilgisiz ve derinliğe sahip olmadığını, kamuoyunun takdir edeceğinin farkında bile değil. Bakan'ın Irak ve özellikle Irak Devlet Alım Kurumu SOMO ile yürütülen ilişkiler ve uygulamalarına dayanan yazılarım oldu. Bakan Tüzmen ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan televizyon programında yapılan mülakattaki dolaylı göndermeler hariç, bu konuda hiçbir reaksiyon ve düzeltme gelmedi . Eğer gelmiş olsa idi ben de ilkelerim gereği, varsa yanlış olan bilgilerimi düzeltir ve Tüzmen ile Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın uygulamaya ilişkin bilgilerine köşemi açardım.
Hizaya gelen kim? Bakan Tüzmen, yaptığı açıklamada hala aynı noktada olduğunu "Irak'da bir yönetim boşluğu olduğunu, arkadaşların telefon ve mailler ile SOMO yetkililerine ulaşamadıklarını, yönetim boşluğundan dolayı sabah erken kalkanın kural koyup yönetmeye çalıştığını, bunun Irak'daki yöneticilerin bilgisizlik, tecrübesizlik ve ciddi olmayan yönetim anlayışından kaynaklandığını, aynı anlayış ile Türkiye'nin test edilmeye gayret edildiğini", ancak kendisinin ortaya koyduğu sert tavır karşısında karşı tarafın hizaya geldiğini (!) ve yanlıştan vazgeçtiklerini ifade etti. SOMO' nun gerek Dışişleri Bakanlığımız ve gerekse ilgili Genel Müdür Vekili'nin bizzat ismine göndermiş olduğu 31.07.2007 tarihli nota da altını çizerek "uygulanan politikada hiçbir değişikliğe gidilmediğini, dolayısı ile sorunun ne olduğunun anlaşılamadığını" ayrıca Anayasa ve yeni Petrol Yasası'nda yapılan değişikliklere atıfla açık bir şekilde vurguladığını ifade etmiştim. Bugüne dek Irak'a yönelik transit petrol ve türevleri sevkiyatı hangi gerekçeler ile kaç defa durdurduk ? Durdurma ile sağladığımız faydalar neler idi, bu durdurmaların akibetinde SOMO hangi firmalar ile yeni transit petrol ve türevleri nakliye anlaşması imzalamak zorunda kaldı . Bu ihtiyacı niye ve nelere istinaden hissetti? Sevkıyatı çok meşru olmayan bir yetki ile durdurmanın bu yeni kontratların SOMO tarafından istenmeyerek de olsa imzalanmasına bir etkisi olmuş mudur ve bu firmalar hangi firmalardır?
Etkinliğimiz kaybolur SOMO ile bu tür çizgi ve teamüller dışı sayın Bakan ın ifade ettiği şekli ile kurallar dışı yürüttüğümüz ilişkilerin SOMO'nun Türkiye'den uzaklaşması ve buradan bizim yürüttüğümüz yanlış politikalar sonucu oluşan boşluğu İran, Ürdün, Suriye gibi ülkeler ile doldurma ve ihtiyacını Türkiye yerine bu ülkelerden temin etme zorunluluğu oluşmuş mudur? İhracatımızda kendi ifadesi ile karşılaşılan gerilemede bu ve benzeri ilişkilerin bir etkisi olmuş mudur? Neden çok önem atfettiğimiz bu ülkeye son üç yıldır bir ticaret müşaviri ataması yapılamıyor. Bakan Tüzmen' in, ticaretin 10 milyar $'a çıkarılması arzusu ile bu anlayış birbiriyle çelişiyor.
|